Yıl 1619
Park Sarayı
"Hadi ama şimdi de aile yemeği mi çıktı ortaya?" Chaeyoung'un hoşnutsuz sesi duyuldu sarayda. Yarın yapılacak nişan da halka bu evlilik duyurulacaktı.
Chaeyoung en son yaptığı şeyden dolayı hala kendine kızıyor, hala prens Jimin'in yanında nasıl bu kadar rahat olduğunu sorguluyordu.
Prenses Lalisa'da biraz farklıydı işler. En son Veliaht prens ile yaşadıkları onu halen heyecanlandırıyor, düşündükçe kalbinin hızlanmasına neden oluyordu.
"Chaeyoung?" Diye seslendi Lalisa şirin bir ses tonu ile. "Ne var Lili ne oldu?" Bu ses tonunu tanıyordu çünkü Chae. Kardeşi ne zaman onun sinirleneceği bir şey söylese bu sesi kullanırdı.
"Şey.. ben bir şey merak ediyorum ama sormaya da biraz çekiniyorum" kız hala şirin bir şekilde bakıyordu kardeşine. "Tamam sor".
"Ama kızmayacağına söz ver." Artık sıkılan Chae bıkkınlıkla cevap
verdi."Lili uzatma da sor" kardeşinin söz vermeyeceğini bilen kız hemen sordu aklındakini."Prens Jimin neden devamlı sana bakıyor? Hem o gün sen çok rahattın ben yokken ne oldu?" Kardeşinin bu kadar dikkatli olmasına karşın şaşırdı Chaeyoung. Bunun dışında oda merak etti. Prens Jimin neden öyle bakıyordu ona? Neden onun yanında rahat davranabiliyordu ki?
Aklından geçen sorularla birlikte Lalisa'ya baktı. Hafif kıkırdadı ardından Chae. Kız gözlerini sıkıca kapatmış ellerini önde birleştirmiş Chaeyoung'dan hamle bekliyordu.
Ufak bir şekilde alnına vurdu kardeşinin. Onun düşündüğünün aksine sinirlenmemişti. "Aç gözlerini sinirlenmedim merak etme" hafifçe açtı gözlerini kız da. Ona hafif gülümseyerek bakan kardeşine kocaman bir gülümseme sundu ardından da.
"Peki soruma yanıt verecek misin? Cidden Chaeyoung çok merak ediyorum." Tam cevap verecek iken ise odanın kapısına vurdu birisi.
"Gel" Chaeyoung'un emiri ile içeri gelen Yoona hemen konuşmaya başladı. "Kral Jeon ve ailesi gelmiş aşağı katta sizi bekliyorlar."
"Tamam Yoona teşekkür ederiz çıkabilirsin"
Zaten hazır olan prensesler hızlıca aşağı kata indiler. Aileler çoktan nişan işlerini konuşmaya başlamıştı. 5 gün sonra olacaktı nişan. Bu zamana kadar da misafir edeceklerdi Jeonları.
"Nişan elbisesi ne durumda?" Kraliçe Jeon'un sorusuna kraliçe Park cevap verdi "Hazırlamaya çoktan başladılar. Farklı modellere de bakacağım"
Bu konuşmalardan sıkılan Prens Jungkook ayağa kalktı ve bahçeye çıktı. Konuşmaları dinleyen Lalisa'yı üvey annesi dürttü. "Ne bekliyorsun git prensin yanına."
Lalisa ile ayağa kalkan Chaeyoung'a kraliçe ne yapıyorsun dese de onu dinlemeden kardeşi ile bahçeye gitti Chaeyoung. Arkasından Jimin de gelmişti.
"Hey Chaeyoung biraz konuşabilirmiyiz?" Prens Jimin'in sesi ile durdu iki prenseste. Chaeyoung'un reddeteceğini anlayan Lalisa hemen lafa girdi "Tabi siz konuşun ben de gideyim izninizle".
Kendisine sinirle bakan Chaeyoung'u umursamadan gitti kız. Chaeyoung ise hemen prense döndü. "Ne var , ne konuşacaksın?"
"Şey" diye söze başladı Jimin. Söylediği şeye Chaeyoung ne tepki verirdi bilemiyordu. "Geçen gün yanlış anlaşıldığımı düşündüm. Bu yüzden üzgünüm ve-".
Kendisine bakan Chaeyoung'a karşı gözlerini yere indirdi Jimin. Söyleyeceği şeyde bir şey olmamasına rağmen kızın bakışları yetiyordu çekinmesine.
"Sarayda hiç arkadaşım yok ve devamlı görüşeceğiz gibi gözüküyor. Bana olan tavrını daha önce kimse bana göstermemişti. Ben de seninle arkadaş olmak istiyorum."
Birden gülmeye başladı Chaeyoung. Ona karşı kaşlarını çattı prenste. Burada ciddi bir şekilde konuşuyordu. Komik olan neydi ki?
"Komik olan ne neden gülüyorsun?" diye sordu prens çekingenlik ile. Sonunda gülmeyi kesen Chaeyoung konuştu. "Bu muydu bu kadar çekindiğin?" Yavaşça kafa salladı Jimin de. Ardından tekrar sordu "Peki kabul ediyor musun?
"Hayır tabiki" Chaeyoung'un net çıkan sesine karşı bakışlarını yere indirdi Jimin tekrardan. Elini prens Jimin'in omzuna koydu Chaeyoung da.
"Merak etme sana özel değil. Ben kimseyle arkadaşlık kurmuyorum." Ardından oğlanın omzuna vurdu bir kaç kez. Bir kaç adım uzaklaşmıştı ki arkasını dönüp tekrardan seslendi prense.
"Ama sanırım teklifini düşüneceğim. Seninle uğraşmak eğlenceli" düz ifadesini bozmadan oğlana baktı ardından oradan uzaklaştı. Bu sırada prens Jimin ise elini omzuna götürdü.
Bu hissettiği neydi anlamıyordu. Kalbi normalden daha hızlı atıyordu. Kendi kendine mırıldandı ardından 'teklifimi kabul etti' . Bahçeden geçen hizmetçiler ona deli görmüş gibi bakıyorlardı.
Haksız da değillerdi. Siz bahçede tek başına öylece sırıtan bir eli omzunda birini görseniz ne düşünürsünüz ki?
Jimin de sarışın olsa tam bizimkiler olacak. Bölümü nasıl buldunuz??
Fizik, kimya ve biyoloji üçlüsü muhtemelen ne zaman yok olur jsjsjjsjsksksks.
Yeni bir çift yazmak istiyorum sizce kim olsun(bangtanpink olmak zorunda değil.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Light And Dark
Fanfiction"Park Chaeyoung" diye söze başladı yaşlı adam. "Güzelliği ile herkesi büyüleyen aynı zamanda herkesin konuşmaktan çekindiği prenses. Simsiyah saçları , kapkara gözleri vardı. İnsanlarla asla iletişim kurnazdı. Kimseye acıması yoktu kimseyi sevmezdi...