"Bak yine batıyor gün, o anılar günün batışıyla gece gelecek..."
O gün buruk bir hüzün vardı Karsus' un içinde. Hava kasvetli acımasız, soğuktu. Günler günleri kovalıyor, aylar ayları, yıllar yılları...
Herşeyi kafasına çok takan biri ne kadar rahat olabilir ki ? Kendi içinde yaşadığı savaşı ancak onu yaşayan biri yada anlaşılması için bin şahit lazımdı.Kulaklığını takmış, evdeki bunaltıcı kaostan kurtulmanın tek hafifletici şeyi müzik gibi geliyordu. Evet, müzik dinlemeyi seven birisi Karsus .
En sevdiği sokağın sokak lambalarının altından geçiyordu. Güneş batmak üzereydi, bu manzara ilk defa ona bu kadar çekici geliyordu.Tam köşeyi dönerken Ayaz' ı gördü çok garip geldi ona neden mi ? Ayazın bu buz gibi havada dışarı çıkmasını sadece iki şey sağlayabilirdi.
Birincisi :
Sağlam bir ilişki."Eyer gerçekten öyle bir şey olsaydı bunu ilk ben bilirdim"
diye kendi kendine söylendi Karsus. Gerçekten de Ayazın tek güvendiği dostu oydu.
İkincisi :
Karsus görüşelim derse...Ayaz yıkık, dökük bir parkın içinde bankta oturmuştu. Çok solgun bir o kadar da korkmuş gibi görünüyordu.
3 YIL ÖNCE KARSUS VE AYAZIN TANIŞMA HİKAYESİ :
Ayaz çok erken yaşta annesini evde çıkan bir yangından dolayı kaybetmişti. Hayatı boyunca annesinin eksikliğini içinde derin bir boşluk olarak hissediyordu ve o boşluğu birilerinin doldurması gerçekten imkansız denecek kadar zordu. Babası yıllar önce onu terk etmişti. Babaannesi ona hem bir dost hem bir baba, anne olmuştu o yüzden ona çok bağlıydı. Karsusla tanışmaları şöyle oldu :
Karsus interneten gördüğü bir saati sipariş etmişti. Siparişi getiren Ayazdı o işte çalışıyordu. Kendi ayaklarının üstünde durmaya çalışan bir genç...
En çok korktuğu şey başkalarına muhtaç olmaktı. Okula alakası pek yoktu çünkü onun tek amacı hayatta kalmaktan ibaret gibiydi.
Ayaz siparişi teslim etmeye gelirken kapıda biri ile karşılaştı. Karşılaştığı kişi evin güvenliğinden sorumlu Ali beydi."Burası Karsus Kalender beyin evimi ? Elimde ki Adres ve isim burayı tarif ediyor"
"Evet ! burası kargo mu ?"
Ayaz hafif tebessüm etti.
"Evet kargocuyum bir sipariş vardı onu teslim edecektim"
"İsterseniz ben alıp tes..."
derken telefonu çaldı arayan karsusun babası Göktuğ Kalenderdi.Ali bey alel ecele "Peki efendim" diyerek kapattı.
Ayaza bakarak tebessüm etti.
"Benim gitmem lazım, karsus bey ve annesi Mira hanım şuradan hemen sola dönerseniz ilerdeki masada oturmuş bir şekilde göreceksiniz"
"Tamam , sağolun"
Ali bey çeketinin üstündeki iki düğmeyi hızlı, hızlı ilikleyerek giti. Ayaz Ali beyin dediği konumda yürümeye başladı. Yürürken kendine kendine konuşuyordu.
"Güzel villaymış dıştan bakınca resmen huzurun simgesi de kim bilir içeride ne fırtınalar kopuyor..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANCA
Mystery / Thriller▪︎ " Mesele tekrar dirilmek değildi, tekrar dirilirken delirmemekti..." "YARASALAR" çetesi eksildikleri an kurban seçmek zorundadırlar. Seçtikleri kurbanları tam anlamıyla hayattan koparıp kendi dünyalarına mahkûm etmek isterler. Onların dünyalarınd...