11. ÇEMBER

53 26 0
                                    


                   

"Sahi insan denilen mahlûkata neydi ?"

Dilerseniz sorduğum sorulara / soruya cevap verebilirsiniz :)

×××

Ayaz olanları, ne yaptığını, ne amaçla yaptığını bir türlü yüreğinde kestiremiyordu. Hızlı adımlarla ordan uzaklaştı. Sanki bunu yapması mecburiyetenmiş gibi geliyordu. Duraksadı ve arkasına döndü kızı hapsetiği odanın kapısına öylece bakakaldı. Sanki, istemsizce oluyordu tüm bunlar...

Biraz daha düşünürse iyice delireceğini adeta oda hissetmişti. Odasına giti ve yatağa uzandı. Zihnini temizlemeye ihtiyacı vardı yoksa derin düşünceler onu yiyip bitirecekti. Yatağının sol kısmında ki duvara astığı babaannesinin resmine doğru baktı ve konuşmaya başladı ;

"Babaanne senin yokluğunla kavruluyorum, senin yokluğunla kalpsizleşiyorum..."

Bir anda gözleri doldu.

"Ne zormuş, insanın yaşama sevinci yok olunca nefes alması..."

Gözlerinden akan her bir göz yaşı, bir göz yaşı değilde yüzünü yakan bir ateş topu gibi geliyordu ona.

Gözyaşlarını alel acele sildi.

"Hayır, kendime yine geceleri zehir edemem"

Gözlerini yumasıyla hazin uykuya dalması saniyeler sürdü.

Ay artık geride kalmış şimdi güneş eşlik ediyordu.
Sabah olmuştu...

Ayaz koridordan gelen ayak sesleri ile irkildi.
Yatağından hızlıca doğrulup bir kaç saniye bekledi, elini yüzüne götürüp derin, derin nefes aldı. Ayak seslerinin kim olduğunu az çok tahmin ediyordu ama oda biliyordu hayat ara sıra saçma sapan şeylerle dolu...

İnsan herşeyin saçma bir oyundan ibaret olduğunu anlayacak lâkin hiç bir şey yapmayacak, yapamayacak...

Alvin aniden, odaya girdi.

"Ha sonunda uyanmışsın"

"Sanada günaydın"

"Günaydın"

"O kız ?"

"Sırası değil şimdi"

"Asıl şimdi sırası !"

"Ee o kız ne ?"

"O zindan da öylece hapis mi edicez ?"

"Bilemem gerekirse ederiz"

Birden sırıtmaya başladı ;

"Niye açıdın mı ?"

"Senin gibi gaddar ! Duygusuz bir insan değilim"

"Dikkat bu şekil ona acıman, başka şeye dönüşmesin"

Alvin sessizce odadan çıktı. Odasına gidip, ormanın derinliklerine bakan penceresine hüzünle dakikalarca baktı.

Elinde değildi, bunu durduramazdı. Geriye dönüp baktığında ne çok şeyi bıraktığını fark etti. Bıraktığı şeyler aklın ve kalbin dışında olan meselelerdi.

İçten bir edayla sadece
"Anne" diyebildi, odanın sadece duvarlardan  ibaret olduğunun farkındaydı...

Ayaz kapının eşiğinde sadece onu izliyordu.

KANCAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin