Uçakta başımı Barışın omzuna yaslamış uyuyordum. Barışın beni dürtmesiyle Barışa baktım.
"Geldik" diye fısıldadı. Ayağa kalktık ve hayalimdeki ülkeye ayağımı basmıştım. Utanmasam yerleri öpecektim. Ben heyecanla etrafıma bakınırken Barış bavulları almıştı. Heyecanla Barışa baktım
"Burası harika! " dedim heyecanla.
"Evet öyle. Küçükken babamın işi yüzünden buraya çok gelirdik.. "
"Öyle mi? Çok şanslıymışsın"
"Evet"
"Ben Fransızca bilmiyorum"
"Ben biliyorum merak etme. Taksiye binelim tuttuğum otele gidelim"
Başımı salladım ve bir taksiye bindik.
Kalacağımız otel odasına gelmiş eşyaları yerleştiriyordum. Barış marketten yiyecek almaya gitmişti. Kıyafetlerimi yerleştirirken telefonum çalmaya başladı. Ekranda 'MİLAY KİŞİSİ ARIYOR' yazıyordu. Telefonu açıp kulağıma götürdüm.
"Alo! Gittiniz mi? "
"Evet gittik. Burası harika! "
"Abim orada mı? "
"Markete indi bir şeyler almaya"
"Anladım. Eyfel kulesine ne zaman gideceksiniz? "
"Yarın akşam gitmeyi düşünüyoruz"
"Fotoğrafınızı bana atarsın"
"Atarım"
"Hadi dikkat edin görüşürüz! "
"Görüşürüz.. "
Telefonu kapattım ve kıyafetlerimi yerleştirmeye devam ettim..
Ertesi gün
Sabah yanağımda hissetiğim öpücükle gözlerimi araladım.
"Günaydın sevgilim" diye fısıldadı Barış.
"Günaydın" dedim gülümseyerek. Telefonumun çalmasıyla telefonu elime aldım. Koray görüntülü arıyordu.
"Kim arıyor sabah sabah" dedi Barış
"Koray görüntülü arıyor, açıyorum"
"Aç" kafamı sallayıp gülümsedim. Boğazımı temizleyip telefonu açtım.
"Alo! " dedi Koray heyecanla. Yanında Adem de vardı.
"Merhaba! " dedi Adem de
"Koray, Adem nasılsınız? "
"Biz iyiyiz siz nasılsınız? "
"Bizde iyiyiz" dedi Barış.
"Paris nasıl? Güzel mi? "
"Harika! " diye cevap verdim
"Güzel de neden sabahın sekizinde aradınız? "
"Burada saat 10 "
"Anladım."
"Sizi şimdiden çok özledik ya"
"2-3 hafta sonra geleceğiz. Sabredin"
"Sabrediyoruz.. Dört gözle sizi bekliyoruz" dedi Adem derin nefes alarak.
"Neyse biz şimdi kahvaltı yapacağız daha sonra konuşuruz" dedi Barış.
"Tamam görüşürüz! " telefonu kapattık ve yataktan kalktık..
6:00
Eyfel kulesine gitmek için hazırlanmıştım aynada son kez kendime bakıyordum. Arkanda duran Barışa döndüm
"Şimdi ciddi ciddi hayalimi mi gerçekleştiriyoruz? "
"Evet" dedi geniş bir tebessümle. Barışa sarıldım
"Teşekkür ederim"
"Rica ederim"
Barıştan ayrıldım ve çantamı koluma taktım. Milay makyajı bana alıştırmıştı ve yüzüme güzel bir makyaj yaptım. Üstüme kırmızı dar bir elbise giyindim, saçlarımı topuz yaptım. Kırmızı rujumu sürmeyi de ihmal etmedim
Şuanda hayalimin, eyfel kulesinin önünde duruyorduk. Işıkları yanıyordu. Eyfel kulesine bakarken gözlerim parlıyordu. Geniş bir gülümsemeyle Barışa döndüm
"Milay gittiğimizde benden fotoğraf istemişti. Selfi çekilelim mi? Koray ve Adem'e de atarız"
"Olur" dedi kibarca gülümseyerek
Telefonumu çıkarıp gülümseyerek selfi çekindik. Fotoğrafı Milaya attık. Daha sonra Adem, Koray, Barış ve benim olduğum gruba fotoğrafımızı atıp telefonu kapattım. Barış kibarca elimi kenetlendi ve eyfel kulesine yürümeye başladık..
Eyfelin tepesine çıkmıştık. Çok yüksekti o yüzden yorulmuştuk. Eyfel kulesinden dışarıys baktım ve gülümsedim.
"Hayalim gerçek oldu. Burası mükemmel! " dedim sevinçle. Barış elleriyle belimi kavradı.
"Benim hayalimde seni şuan öpmek"
Diye fısıldadı. Gülümsemem büyümüştü. Ellerimi Barışın boynuna doladım ve dudaklarımı dudaklarına değdirdim. Büyüleyici bir andı. Fransızcada ise C'est un moment fascinant !
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O Olmasa
عشوائيAnnem ile babamı trafik kazasında kaybettikten sonra 2.5 sene kendime gelemedim ve içime kapandım, kimseyle konuşmadım. Taa ki hayatıma o girene kadar..