"Hayalet"

15.3K 1.6K 832
                                    

*

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*

"Siktir!"  diye hızla ayağa kalkıp, sandalyeyi bakış açıma alacak şekilde bedenimi döndürdüğümde, hiçbir şeyi göremediğimin rahatlılığıyla bir soluk bıraktım. Kafayı yiyormuş gibi hissediyorum. Çünkü olmayan bir şeyi nasıl hissedebilirdim bilmiyordum. Sandalye bomboştu!

Kaşlarımı çatmıştım. Şüpheci yüz ifademle sandalyeye bakıyor, sanki bir mucize olur da birini görecekmişim gibi davranıyordum.

Tereddütle elimi sandalyeye doğru uzattım. Elim titriyordu, çünkü gerçekten korkuyordum. Paranoyak biri değildim, fakat ne hissettiğimi iyi biliyordum. Garip bir şeyler dönüyordu.

Elimi, sandalyenin tabanına doğru uzattığımda hiç beklemediğim bir şey oldu. Sandalye kendiliğinden geri arkaya doğru biraz kaydı.

Çığlık attım.

Bütün hayalet teorileri beynimin bir ucunu talan ediyordu. Gördüğüm şey, aklımı uçurmuştu! Kafayı yediğimi düşündüm! Gerçekten! Sandalye hiçbir güç olmadan kendiliğinden, geri arkaya doğru kaymıştı çünkü.

Düşündüm, acaba Taehyung hocanın hayaleti olabilir miydi ki?

Kafamı iki yana salladım. Iyice kafayı sıyırmıştım. Hayaletlerin olmadığını biliyordum fakat bu olaya da anlam veremiyordum. Sanki hayat benimle dalga geçiyordu. Ya da şizofren hastalığımın ilk belirtilerini gösteriyordum.

Derin soluklar işittim. Kendi soluklarım olduğunu düşündüm ilk. Fakat duyduğum soluklar benimle eş değer zamanda ilerlemiyordu.

Tamam, hayalet tezim bu soluklarla çürümüştü bence!

Elimi tekrar uzattım. Sandalye şu an ben ve mikroskobun bulunduğu masa arasında sıkışıktı. Eğer bir şey varsa kaçma ihtimali yoktu yani. Umarım kafayı yemişimdir ya da şizofrenimdir, sandalye de bir şey olmasına dayanamazdım çünkü. Zaten kafam uçuktu, iyice delirdiğimi düşünürdüm.

Tereddüt eden elim titriyordu. Fakat içimde ki orada bir şey olmama ihtimalini kanıtlama isteği daha büyüktü. Bu yüzden, elimi sandalyenin tabanına koydum. Ama hissettiğim şey hiçte sandalyenin tabanı değildi. Hem elim havada kalıyordu.

Küfür ettim!

Çığlık misali çıkan küfürüm, laboratuvar da yayıldı. Ama elimi o çıplak tenden ayırmadım. Sıcak bir et parçasıydı ve az miktarda da tüyü vardı sanki.

Duyduğum soluklar daha da derinleşti. Ve o soluklara uyan kalp atışlarım vardı. Kalbim göğsüme deli danalar gibi vuruşlar yapıyordu. Burnumda ise buram buram badem yağı kokusu vardı.

The Invisible Man / Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin