Lalisa'dan;
Sabah uyandığımda ilk başta her şey normaldi, hatta kafamı çevirdiğimde Rosie'yi görmüştüm. Kollarını sıkıca bedenime dolamış, mışıl mışıl uyuyordu. Bu görüntü içimi pır pır uçan kelebeklerle doldurdu, dudaklarım gülümsemek için yukarı kıvrıldığında keskin bir acı hissettim, ve sonra da kan tadı geldi. Ve o tat ile birlikte dün akşam da zihnime akın etmişti. Bayan Kim, Kim Bo-ra. Ondan nefret ediyorum.
Akmaya hazırlanan gözyaşlarımı tutmaya çalıştım, çünkü Rosie dün yeterince acı çekmişti. Daha fazla benim yüzümden üzülmesini istemiyorum. Kalbim o kadar hızlı atıyor ki, çok korkuyorum. Kimseye anlatamamak, hesap soramamak o kadar çok acıtıyor ki...
"Ne düşünüyorsun?"
"İşte şimdi doğdu güneşim." dediğim cümle sayesinde Rosie'den dünya güzeli bir gülümseme kaptığım için içim rahatlamıştı.
"Formunu koruyorsun."
"Her zaman."
O an tekrar zaman durdu, hep bu anda kalmak istedim. Başka bir şey düşünmek istemiyordum, bütün dertlerimi keşke unutabilseydim.
Rosie yavaşça yatakta oturur pozisyona geçti ve bakışlarını ciddileştirdi.
"Bu konunun hassas bir konu olduğunu biliyorum, ama bunun o kadının yanına kar kalmasına izin veremeyiz. Cezasını çekmesi gerekiyor."
Cevap vermedim. O kadar ezik hissediyordum ki kendimi, önüne gelen zaten ezmiyor muydu beni? O kadar korkuyorum ki... Cevap vermediğim için Rosie elimi tuttu ve ona bakmamı sağladı. "Lisa... canım acıyor. Neden bilmiyorum ama canım gerçekten acıyor. Seni ağlarken görmek canımı acıttı."
Hayır kalbim, şu an coşmanın hiç de yeri ve zamanı değil.
"Utanma sırası sende mi?" Güldüm ve gözlerimi kaçırdım. Resmen mızıkçılık yapıp üstüme oynuyor! Haksızlık. Benim cevap vermediğimi göre Rosie'm ayağa kalktı ve beni de peşinden kaldırdı. "Önce kahvaltı yapacağız, sonra da adam akıllı konuşup o kadını patlatmanın yollarını düşüneceğiz. Bir arkadaşımın ablası avukat, eminim bize yardımcı olacaktır. Moral bozup pes etmek bize göre değil, değil mi Lalisa?" Beklentiyle gözlerimin içine bakıyordu. O bana böyle bakarken ben nasıl ona olumsuz bir şey söyleyebilirdim ki?
"Değil."
***
"Evet. Bu konu hakkında yapabileceğimiz bir şey var mı Ji-su?"
"Öncelikle Lalisa, korkman gereken ya da utanman gereken hiçbir şey yok. Suçlu hissetmeni gerektirecek bir şey de yok. Benim bildiğim kadarıyla özel odalara da kamera taktırılır. Bu tabi ki de o oda sahibinin bilgisi dahilinde olur."
Yüzümün düştüğünü gören Rosé'de üzülmüştü. "Kesin kameranın çalışmadığından emin olmuştur."
"Bizim şöyle bir avantajımız var ki izin okuldaki kameralar daha bu yıl takılmış ve beş gün önce bakıma girmiş, dün sabah da tekrar aktifleştirilip kullanıma açılmış. Eğer ki Bayan Kim, odasındaki kameranın bakıma girdiği için çalışmadığına güvendiyse, ki umarım ona güvenmiştir, yaptığı her şey saniye saniye kayıtlarda gözükecektir."
Umutla Rosie'ye baktım, o da bana baktı ve destek verircesine gülümsedi.
"Peki ya kamerasının çalışıp çalışmadığını nasıl anlayacağız?"
Choi Ji-su, kendisine güvenir bir şekilde oturduğu yerde dikleşti, "O işi bana bırakın. Ben bugün okulunuzu ziyarete gideceğim. Bir bahaneyle müdürün odasına girip kayıtların olduğu bilgisayara göz atacağım. Eğer kayıtlar oradaysa, anında dava açabiliriz. Kanıt olarak kameradaki görüntüler yeterince Kanıt olacaktır. Yalnız birinize ihtiyacım olacak, müdürün dikkatini dağıtması için." Rosie bana baktı, benim bugün bırak okula gitmeyi, evden dışarı adımımı atacak halimin olmadığını gayet iyi biliyordu. "Ben gelirim. Hemen hazırlanıp geliyorum On dakikaya aşağıda olurum."
Ji-su ayaklandı, "O halde ben seni apartmanın önünde bekliyorum," bana döndü ve sıcak bir gülümseme gönderdi. "dikkatli ol Lisa. Pes etme. Başaracağız."
Ben de karşılık olarak ona bir gülümseme yolladım ve tabağımda duran tostu kemirmeye devam ettim.
Gerçekten de on dakika sonra Rosie evden çıkmıştı. Dua etmekten başka bir şansım yoktu ne yazık ki.
***
Rosie'den;
"Hocam! Hocam 12lerin katında kavga çıkmış, hocalar yetersiz kalıyor. El atın lütfen."
Müdür söve söve benim peşimden geldiği sırada elimle Ji-su'ya 'ok' işareti yaptım. Umarım aşağılık karı kameraların bakımda olmasına güvenmiştir de Lisa'ya yaptıkları için fazlasıyla cezasını çektirebiliriz. Müdür ile 12lerin katına geldiğimizde, önceden konuştuğum iki kişiye elimle işaret verdim ve iki kız kavgaya tutuştu.
"Sevgilime baktığını gördüm Jennie! İnkar etme."
"Senin bir sevgilin bile yok Jisoo, kendine gel!" Jennie, sahte bir şekilde Jisoo'nun saçlarına yapıştı ve çekmeye başladı. Tam da konuştuğumuz gibi çığlık atan Jisoo' da Jennie'nin kollarını tutmaya çalışıyordu.
"Biz sevgili olacağız onunla! Hangi cesaretle ona bakarsın?"
"Kızlar! Ne oluyor burada? Okulu birbirine katıyorsunuz!"
***
rosie: yarım saate evdeyiz. (13:01)
rosie: fazla umutlanma..
noir: hiç umutlanmamıştım
noir: bekliyorum
rosie: ne demek hiç umutlanmamıştım?
rosie: eve gelince gününü göstereceğim sana!
noir: ne bu enerji?
rosie: şaka yaptım
rosie: umutlanabilirsin noir :)
rosie: arabadayız
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mademosielle noir / chaelisa gxg
Short Story+82**: mademosielle noir'in hikayesini bilir misin? (04:13) gxg