Rosé'nin ses tonundan bir gariplik olduğunu anlamıştım, kapının önüne ilerlediğimde makyajı ağlamaktan akmış bir Jennie görmeyi beklemiyordum, beni gördüğüne şaşırmış bir hali yoktu.
"Gidecek kimsem yoktu, kimse aklıma gelmedi. Özür dilerim." Rosie genç kızın içeri girmesi için geri çekildiğinde Jennie'nin arkasında saklanan Jisoo'yu da görmüş olduk. O da tabiri caizse dağılmış haldeydi.
İkisi birden eve girdiğinde güzel kalpli Rosie'm onlara bir bardak su getirmek için mutfağa geçti. Oturdukları koltuğun karşısına oturdum ve beklemeye başladım. Rosie getirdiği suları iki genç kıza verdi ve anlayışla onlara bakmaya başladı. Bakışlarında endişe de vardı.
Sonunda toparlanan Jisoo, Jenni'nin elini tuttu ve bize döndü, "Ailelerimiz.. İlişkimizi öğrendi."
"Siz birlikte miydiniz?" ağzımdan kaçırdığım soruyla birlikte Rosie bacağımı hafifçe cimcikledi.
"Evet, bir süredir. Ve yakınlaşırken Jennie'nin annesi bizi yakaladı. Sonra da benim ailemin öğrenmesi ve ortalığın ayağa kalkması bir oldu. Gidecek hiçbir yerimiz yok Roseanne. Aklımıza bir tek sen geldin," Mahçup bakışlarını Rosie ile benim aramda gezdirdi ve sonra da sessiz sessiz ağlayan Jennie'ye baktı. "Özür dileriz sizi de bu saatte rahatsız ettik."
"Saçmalıyorsun. Özür dilemene gerek yok, tabiki bana gelecektiniz. Biz arkadaşız."
Aradan geçen yarım saat sonunda Jennie ile Jisoo duşlarını almış ve Rosie'nin verdiği pijamaları giymişlerdi. "Yorgunsunuzdur, hadi yatak açayım size de, uyuyalım."
Jennie tam ağzını açmıştı ki onu durdurdum, "Jennie, teşekkür etme artık." Ona sıcak bir şekilde gülümsediğimde o da mahçup bir şekilde gülümseyerek karşılık verdi. Yatakları açtıktan sonra Jennie ile Jisoo'yu salonda yalnız bıraktık ve biz de Rosie'nin odasına geçtik.
Yatağa uzandıktan sonra onu kollarımın arasına aldım ve saçlarını okşamaya başladım, "Onlara biraz zaman tanıyalım. Kendilerine geleceklerdir."
Kafasını salladıktan sonra kollarımın arasında iyice küçüldü. Eli belime sarıldı, "Arkadaşlar... birbirlerini az önceki gibi öpmezler Lisa." Kafasını kaldırıp gözlerimin içine baktı, gözleri anlam veremediğim bir parıltı içeriyordu. "Arkadaş mıyız?" Sorduğu soru kalbimde maraton koşmuş gibi bir etki yarattı.
"Arkadaşlar birbirlerini öyle öpmez Rosie, biz arkadaş değiliz."
"Neyiz o halde?"
"Sana bunu çok yakında göstereceğim." tekrardan saçlarını okşamaya başladığımda minik bir kedi gibi iyice sırnaştı ve uykuya daldı.
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mademosielle noir / chaelisa gxg
Short Story+82**: mademosielle noir'in hikayesini bilir misin? (04:13) gxg