▪︎19

131 18 5
                                    

2 ay sonra

"Lisa! Poz ver artık!!" Rosé'nin tatlı sitemine gülerken kamera sesi duydum, tam da gülerken çekmişti. Elinde tuttuğu polaroid fotoğrafı sallaya sallaya yanıma geldi ve kocaman gözlerle aydınlanan fotoğrafa bakmaya başladı. "O kadar güzelsin ki." bakışları gözlerimle buluştuğunda kızaran yanakları içimi kıpır kıpır yapıyordu.

Utanıp elindeki fotoğrafı yüzlerimizin arasına doğru tuttu ve salladı, "Bak!"

"Çok güzelmiş güzelim." hevesle olduğu yerde zıplarken gülmeden durmak imkansızdı. "Hadi paylaşalım paylaşalım lütfen!!" Benim bir şey dememe izin vermeden telefonunu çıkardı ve kamerayı açtı.

@rosiee_ çok güzel

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

@rosiee_ çok güzel

          @lalalisaa_ yanlışlıkla kendisini çekmiş :D

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

@lalalisaa_ yanlışlıkla kendisini çekmiş :D

***

Rosé, yüzünde korkutu olduğu ifade ve elinde tehditkar bir şekilde salladığı yastığıyla üzerine yürürken sandığının aksine çok tatlıydı.

"Katil civcive benziyorsun."

"Sus! O fotoğrafı paylaşmayacaktın."

Birden üstüme atlayıp bana yastığıyla vurduğunda kahkahamı tutamadım, kollarını tutarak onu durdurmaya çalışırken o daha da hareket ediyordu.

Onu sabitlemek adına üstüne çıktığımda gerçekten de durmuştu, ama zaman da durmuştu. Sadece birbirimizin gözlerine bakıyorduk ve ilk defa Rosie, bakışlarını kaçırmamıştı.

Gözlerini dudak hizama indirdiğinde kalbimin ağzımdan fırlayıp koşacağını düşündüm, ancak öyle olmadı. İkimiz de birbirimizin dudaklarına bakarken ne kadar süre öyle durduk bilmiyorum. Rosé'nin eli enseme uzandığında ne yapacağını merak etmiştim.

Kafamı kendisininkine yaklaştırıyordu, burunlarımız birbirine değdiğinde nefesini ağzından verdi. Kendimi daha fazla tutmak istemiyordum, onu öpmek istiyordum. Derin bir nefes aldım ve dudaklarımızın arasında kalan ufak boşlukları kapattım. Onu nazikçe öperken heyecandan tuvaletim gelmişti.

İki elini de ensemde birleştirip vücudumu kendi vücuduna bastırdığında ne kadar ileri gidebileceğimizi tahmin etmeye çalıştım ancak pek de başarılı olamadım. Göğüslerimiz anlaşmış gibi aynı anda inip kalkarken kontrolü elime almak çok zordu.

Öpüşmemiz gittikçe hızlanıp hararetleşince sağ elimi onun tişörtünün içine yerleştirdim ve duraksadım, ondan onay beklercesine dudaklarımı hareket ettirmeyi bıraktım. Bu sefer Rosie bacaklarını belime doladı ve dudaklarımızı tekrardan birleştirdi. Elim göğüslerini bulunca ağzından kaçan inleme, vücudumun yay gibi gerilmesine sebep olmuştu.

Ve tam o esnada çalan kapı, ikimizin de irkilmesini sağladı.

"Hay sikeyim.." ağzımdan kaçan küfürle birlikte geri çekildim ve ayağa kalktım.

Kalkması için uzattığım elimi tutup ayağa kalktığında bana o kadar güzel ama aynı zamanda utangaç bir gülümseme bahşetti ki.. Kapıyı açmak için hareketlendiğinde kolundan tutarak onu durdurdum.

"Rosie, rujun..." yüzüne bulaşan kırmızı rujunu parmağımla sildikten sonra yanağına ufak bir öpücük kondurdum.

Sonunda kapıyı açmaya gittiğinde kimin gelmiş olabileceğini düşünüyordum, saat sonuçta gecenin 11'ine geliyordu.

"Jennie?"

***

mademosielle noir / chaelisa gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin