BÖLÜM 9 - İlk Buluşma

32 8 7
                                    

Bu kokuyu son zamanlarda sık soluyordum ve kokunun bendeki yerinin farklı ve anlamlı olduğunu düşünmeye başlamıştım. Tanıdık ve özel bir koku benim için. İçimde gömdüğüm huzuru gün yüzüne çıkarıyor, kalp atışlarımı hızlandırıyor. Peki kokunun sahibi de öyle mi benim için, özel ve anlamlı mı?...

Üşüdüğümü hissedince arabada gördüğüm şal geldi aklıma ve yine başlıyorduk. Kokunun yoğunluğu artmıştı, kalbimin atışı şiddetlendikçe ağrı oluşmaya başlamıştı ve bu elimin kalbimin üzerine gitmesine neden oldu. Daha fazla bu soğuğa da dayanamadığım için arkamı döndüm ve arabaya gidip şalı alacaktım.

Arkamı dönmemle sertçe bir bedene çarptım ve sanırım burnum kırıldı...

Bir elim kalbimin üzerinde diğer elimle ise burnumu tutuyordum. Burnumu tuttuğum için koku alamıyordum. Bu yüzden kalp ritmim düzene girmişti.

Başımın hala omzunda olduğunu anlayınca elimi burnumdan çekmeden hızla geri çekildim. Karşımdaki kişiye bakarken kalp ritmim tekrar değişmeye başlamıştı. Bu adama karşı neden bu kadar hassassın be kalp!...

Kömür rengi gözleri karanlıkta adeta parlıyordu. Dağınık koyu kahve saçlarıyla göz alıcıydı. Siyah takım elbisenin ilk kez birisine bu kadar yakıştığını farketmiştim. Adam resmen yakışıklılığın anlamını taşıyordu. Lanet olsun gülümsedi mi o?? Tabii benim kalpte durur mu? Biraz daha durursam sanırım kriz geçirecektim.

Elimi burnumdan çektim ve başımı hafif eğerek "özür dilerim göremedim sizi" diyerek yanından ayrılıp tam arabaya doğru gidecekken "önemli değil Yağmur!" ses tonu resmen içimdeki kelebeklerin doğmasına sebep olmuştu. Omuzlarımız aynı hizada fakat ters yönlere bakıyorduk. Başımı ona doğru çevirince o da aynısını yaptı ve göz göze geldik.

Kesinlikle bu kadar yakışıklı diye ağlamayacaktım, yüz ifademi bozmadan "ismimi nereden biliyorsunuz, daha önce karşılaşmış mıydık?"

O da hiç istifini bozmadan "Evet" demişti. Sorularımın geçiştirilmesine o kadar çok alışmıştım ki bu kadar net bir cevabın verilmesi beni dumura uğratmıştı.

Bu sefer vücudumu da ona doğru döndürerek karşısına geçmiştim. O da öyle yapınca karşı karşıya olmuştuk. Bir an beni taklit ettiğini düşünmedim değil...

Gözlerimi kısarak ona baktım "ben neden hatırlamıyorum?" bu hareketim onu mutlu etmişti. O gülünce istemsizce bende güldüm ve ikimizinde bakışları gülüşlerimiz de takılı kaldı. Müzik başlayınca bakışlarımı eve doğru çevirdim. Titrediğimi üzerime bırakılan sıcak ceketle durulunca farkettim.

Bakışlarımı tekrar ona çevirdim, beni izliyordu. Bir an üzerindeki ince gömleğe bakıp kaşlarımı çattım ve ceketi tam üzerimden çıkarırken omuzlarımdan tutup çıkarmamı engelledi. "Ben üşümüyorum, hem arabada şal var ceketinizi alır mısınız?"

Tek kaşını havaya kaldırırken ne kadar havalı durduğunu bilmiyor sanırım bu adam! "Titriyorsun Yağmur! söyledim zaten birazdan bana yenisini getirecekler" derken bize hafif koşar adımlarla eli ceketinin düğmesinde siyah takım elbiseli bir adam geldi, elindeki ceketi karşımdaki adama uzatarak "Buyrun Batuhan Bey!" dedi, adamın sözleriyle gözlerimi kocaman açarak Batuhan denen adama baktım. Ne yani bu partiyi hazırlayan ve okulumuzun sahibi Batuhan mı?... Yok canııım değildir...

Karşımdaki ceketini giyerken müzik değişmişti ve bana doğru bir adım yaklaşmasıyla aramızda resmen hiç mesafe kalmamıştı ve ben hala az önce ki şokun etkisinden çıkamamıştım. Kulağıma doğru eğilmesiyle derin bir nefes aldığını duydum ben ise nefesimi tutuyordum...

Daha fazla bu yakınlığa dayanamayacağımı anladığımda geri çekilecekken ellerimden tutarak "Benimle dans eder misin?" diye sordu. Nefesimi tuttuğumu, boğulduğumu anladığımda hatırladım, hızla verdim ve eğilerek öksürmeye başladım. Ciğerlerimi temiz havayla doldurmaya çalışırken burnuma doluşan oksijen değil onun kokusuydu ve bunu farkettiğimde koşarak arabaya yaslandım.

AŞK ADAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin