•Musa Eroğlu - Telli Turnam•
"Terketmedi sevdan beni,
Aç kaldım, susuz kaldım,
Hain, karanlıktı gece,
Can garip, can suskun,
Can paramparça...
Ve ellerim, kelepçede,
Tütünsüz uykusuz kaldım,
Terketmedi sevdan beni..."
Ahmed Arif
2 Ekim, 2022Ankara, Beypazarı
Yılın son demleri Aralık ayının ortalarında yağmurlu bir sabaha uyandı Ankara. Tüm Ankara'yı nemli bir sis sahiplenmişti bu sabah.
Boyabat Çiftliğine yeni yeni vurmuştu güneşin savurgan ışıkları pencerelere.Elindeki eskimiş güzeşte altın kolyenin zincirinde dolaştı Nasır tutmuş elleri.
Her bir zincirde usul usul dolaştı güçlü parmakları.Her zincirin her ayrıntısında yaşam buluyordu sancılı geçmiş. Yıllardır saklıyordu bu eskimiş kolyeyi.
Kolyeyi tekrardan kutusuna bırakıp, ahşap çekmecenin içine bıraktı Boyabatlı.
Ağır adımlarla çıktı odasından.
Çiftlik çalışanları alelacele dolanıyordu telaşlı adımlarla.
Her biri farklı görevler üstlenmiş bazıları kahvaltı masasını düzenliyor, bazıları kahvaltılıkları diziyordu yavaş yavaş masaya.Boyabat Çiftliği erkenciydi kahvaltı konusunda. Boyabat ailesi bireyleri geleneği "erken kalkan erken yol alır" hesabı işliyordu bu çiftlikte sabahları.
Onu gören ev hizmetlileri selam veriyordu Kenan'a, Kenan ise ağırca baş selamı verip geçti bazılarını selamlayıp.
Kenan Boyabat.
Kenan 21 Mart 1990 doğumlu, Zevahir Boyabat'ın Ortanca evladı.
Mehlikâ Boyabat'ın ikinci oğluydu.
Kendinden 6 yaş küçük kız kardeşi Mâhperi.
Kendinden 8 yaş büyük abisi Mâhir Boyabat vardı.
Namları Ankara'nın surlarını aşmış Türkiye'nin dört bir yanını sarmıştı.
Aslî Boyabatlı aslında dedeleri Olan Kâlender Boyabat idi.
Kâlender Boyabat yaş aldıkça neslinden oğluna, oğlundan onun oğluna aktarılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•MÜBREM•
Teen Fiction"Elinden şekeri alınmış bir çocuk gibi kaldım Yokluğunda... Yağmur yağar, kar yağar Günler kısalır, geceler uzar On parmağımın üstüne on mum yaktım. Gecesefalarının gündüz yalnızlığıydım Ateşböcekleri ışıtır gecemi. Hepsi bu Kanar bir yerlerim: Sev...