5| Kor•

162 21 1
                                    

  •Ender Balkır - Beyaz Giyme.

Uzaktan seviyorum seni!
Kokunu alamadan,
Boynuna sarılamadan.
Yüzüne dokunamadan.
Sadece seviyorum!

Öyle uzaktan seviyorum seni!
Elini tutmadan.
Yüreğine dokunmadan.
Gözlerinde dalıp dalıp gitmeden.
Şu üç günlük sevdalara inat,
Serserice değil adam gibi seviyorum.

Öyle uzaktan seviyorum seni,
Yanaklarına sızan iki damla yaşını silmeden.
En çılgın kahkahalarına ortak olmadan.
En sevdiğin şarkıyı beraber mırıldanmadan.

Öyle uzaktan seviyorum seni!
Kırmadan,
Dökmeden,
Parçalamadan,
Üzmeden,
Ağlatmadan uzaktan seviyorum.

Öyle uzaktan seviyorum seni;
Sana söylemek istediğim her kelimeyi,
Dilimde parçalayarak seviyorum.
Damla damla dökülürken kelimelerim,
Masum beyaz bir kağıtta seviyorum."

                              Cemal Süreya

Ankara, Beypazarı

2 Ekim, Ankara

Sigara paketinin üzerinde donakalan nasırlı ellerini, dizlerinin üzerine yasladı Boyabatlı.

Kahverengi hareleri, Mahir'in gözleriyle kesişti usulca.

"Dönmüş diyorlar?" Diyerek abisini tekarür etti tok sesi.

Mahir nasıl anlatacağını bilemeyerek gerilen vücudunu yasladı iyice oturduğu sandalyeye.

" 12 gün önce gelmiş, Nalçaçı Köşkü'ne. Bizim eski çalışan Kemal'in kız kardeşini oraya göndermiştik biliyorsun." Sıkıntılı bir nefes verdi dudakları arasından, ardından devam etti.

"Tek gelmiş, temelli dönmüş..." kardeşinin tepkisini merak eden gözleri, kardeşinin yüzünü inceledi.

Buz tutmuş gibi kaskatı bakan yüzünde ne tepkisi vardı ne sesi.

Ağır ağır hareketlendi dolgun dudakları Boyabatlı'nın. Dizinden çektiği elleriyle hoyratça gözlerini ovaladı konuşmaya başlayarak.

"Birşey yapmaya hareketlenme. Ne yapacağını bekleyeceğim. Gelecek mi ayağıma yoksa...Yoksasını da sen biliyorsun." Diyerek sert çıkan pürüzlü sesiyle, çıkardı harelerini abisinin gözüne.

Mahir'den aldığı haberle yıllara prangalanmış hezeyânlı gögsüne, ağırca bir keskin sancı saplandı ağır ağır derinlerine inmeyi amaçlarcasına. Yıllardır kendinden bir iz bile bırakmayarak kaybolan Dilber'inin geldiğini ani bir haberle almıştı yorgun göğsü.

İbrahim Nalçaçı eli kolu uzun bir adamdı, akıllıca saklamıştı yıllarca sevdiğini. Tam ulaşıyorum derken kesmişti sürekli Boyabatlı'nın önünü.

Babasıyla yıllardır uzakta da olsalar yıllara dayanan dostluğu olan adam kesmişti yıllardır Boyabatlı ailesi ile ilişkilerini.

Belirli öne sürdükleri bir sebepleri de yoktu oysaki birşey demeden sessiz sedasız kesmişlerdi bağlantılarını.

"Gelir mi sence?"dedi Mahir karışmış aklındaki soruyu diline dökerek.

"Gelir gelmezini bilmem, bir daha ne adımım onun yönüne atar ne de ötesine." Dedi Boyabatlı.

•MÜBREM•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin