8

282 29 91
                                    


namjoon

"salak, gerizekalı. timimin tisidif, sinin için diğil. benim için değilse kim için o zaman? aptal sapık."

eve girdiğimden beri kendi kendime konuşuyordum. aslında bilerek yapıyordum çünkü susarsam düşünürdüm. düşünürsem kesinlikle ağlardım.

ağlamak istemiyordum.

birkaç saat kitap okuduktan sonra koltuğa kuruldum. kafamın dağılmasını istiyordum. tvde denk geldiğim herhangi bir filmi izlemeye başladım.

gözyaşlarım durmadan akıyordu. görüşüm bulanıklaştığı için ikide bir gözlerimi silmek zorundaydım.

iyi ki ağlamak istememiştim. denk geldiğim film romantik dram filmiydi ve ben ağlamaktan gebermiştim. oldukça etkilenmiştim.

çift filmin sonunda ayrılıyordu. kadın bir daha başkasıyla olmasa bile erkek bir başkasıyla evleniyor hatta çocuk bile yapıyordu.

erkeklerden nefret ediyordum. aynı şekilde alfalardan da.

"alçak herif, utanmaz. bir de çocuk yaptın haa! şerefsiz işte n'olacak."

burnumu silerken sesli düşünüyordum.

"çok seviyorum ayaklarına yatıyordun daha dün. yalancı."

"vay pislik vay!"

duyduğum sesle kapıya doğru baktım ve elinde poşetlerle duran hobi'yi gördüm. elim kalbimin üzerindeydi. korkutmuştu beni.

"ödümü patlattın hobi! niye haber vermiyorsun?"

"evime girerken haber mi vereceğim be? onu bırak da ne diye ağlıyorsun sen, kafede olanlar için mi yoksa?"

ona göz devirmemek için tutmuştum kendimi. "niye ağlayacakmışım?" ıslanan yanaklarımı iyice sildim ve oturma pozisyonumu düzelttim.

"ne bileyim ben? sorun da bu zaten ama ben hiçbir şey bilmiyorum! bana niye hiçbir şey anlatmıyorsun sen?! yoksa bana güvenmiyor musun? sana yeterince güven vermiyor muyum? tanrım, bugünleri de mi görecektim?!"

elindeki poşetlerle kendini yere atan hobi'yi izliyordum. kollarımı bağladım ve debelenmesinin bitmesini bekledim.

"bitti mi artık drama queen? kalk yerden de elindekileri yerleştir."

hemen toparlandı ve ciddileşti. beni korkutuyordu bu halleri ama asla belli etmiyordum.

"niye öyle bakıyorsun hobi aşkım?"

aynen hiç belli etmiyordum.

"bunları yerleştirip geliyorum ve sen de bana her şeyi anlatıyorsun."

"olmaz-"

"anlatır mısın demedim; anlatıyorsun dedim."

eğer bir alfa olsaydım hobi'ye düşerdim. kesinlikle.

başımı hızla salladım, o da mutfağa doğru ilerledi. elbette ona seokjin ile olan ilişkimi anlatmıştım; her şeyiyle olmasa da. ama çok istiyorsa yine anlatabilirdim.

televizyonu kapattım, etrafı topladım ve hobi'yi bekledim. biraz sonra geldi. bir elinde iki kadeh bir elinde ise şarap vardı.

kırmızı şarap. favorim.

elindekileri yere bıraktıktan sonra birkaç yastık aldı ve yere oturdu. ben de hemen karşısına çöktüm. anlaşılan uzun bir akşam olacaktı.

hobi içkilerimizi doldurdu ve bir yudum aldıktan sonra bana bakıp beklemeye başladı.

flowers | namjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin