3) Babanızın Okulu Mu?

278 75 18
                                    

Merhabalarrr yeni bölümle karşınızdayım.


Bu bölüm ultra komik ve güzel. Umarım beğenirsiniz.

Oy kullanmayı unutmayınnn :**


Multimedia'da Cansu ve Duru var. Bölüm şarkısı David Guetta- Hey Mama

İyi okumalar!!

Caner gülerek geriye yalpaladı. Bedir dayanamayıp bir tane daha geçirdi. Az önce kız kavgasından dövüşseniz neyse mi demiştim? Sonunda gerçek bir kavga yeahhh baby!! Okulun ilk gününün hakkını verdiğiniz için teşekkürler.


Caner aldığı yumruk darbelerine karşı kendini savunup Bedir'in karnını yumrukladı.


Sen.......... Benim............ Sevgilime............. vurdun ha?


''Lan sıçtığım sen kimin sevgilisine vuruyorsun?'' dedim ve bende onun karnına sert bir şekilde vurdum. Verdiğim tepkiye şaşırmış halde etrafımızda daire oluşturanlara başımı iki yana sallayıp 'Ne var?' bakışı attım. Bedir;

''Cansu bu kodumun malı sana neden bebeğim dedi?!'' diye bağırınca ben bile korktum. İlk defa bu kadar sinirli görünüyordu. Ben cevap vermeyince aynı öfkeyle devam etti.

''Yine karşılaşmak ne güzel derken neyi kastetti? Söylesene Cansu! Allah kahretsin ya'' diye bağırırken kolumdan sıkıca tuttu. Gerçekten acıtıyordu. Etraftakiler şaşkınlıkla bakarken sert bir ses duyuldu. Genç bir kadın kalabalığı yararak yanımıza geldi ve Bedir de kolumu bıraktı.

''Neler oluyor burada? Bu okul özel bir kolej ve siz de bu koleje yakışan öğrenciler gibi davranmak zorundasınız.'' diye emretti.

Babanın okulu mu lan diye bağırmamak için kendimi zor tuttum.Bedir ve Caner hariç herkes bana bakıyordu.Bir şey söylememi bekliyor gibiydiler. Sonuçta bu okul babamın okuluydu. Ve okulun sahibinin kızına emrederse başına gelecekleri bilmiyor gibiydi.Tam ağzımı açacakken;

''Babanızın okulu mu burası? Kendinizi ne zannediyorsunuz!'' diye bağırdı.

Bir adım atıp kollarımı kavuşturdum.Ve arkamda gülenlere ayak uydurup bende güldüm. Benim güldüğümü görünce daha bir anırarak gülmeye başladılar. Konuşmak istediğimi belirten bir ifade takınıp elimi başımın hizasında yukarı kaldırınca sustular.Kollarımı tekrar kavuşturup bana yürüyen uçak görmüş gibi bakan kadına gülerek ama sert bir şekilde;

''Lafı ağzımdan aldın be gülüm'' dedim alaylı bir bakış atarak.

Kalabalık tekrar gülmeye başlayınca ''Kesin!'' diye bağırdım. Anırmak zorunda mıydılar. Kulağımın içine sıçtılar.

Bana bu sefer sıçan yatakmışım gibi anlamsız ve aptal bakışlar atarken gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

''Ne dedin sen!''

''Önce bu koleje yakışan öğrenciler gibi davranmak zorunda olduğumuzu söyledin.Sen modaya değil moda sana ayak uydursun diye bir söz var bilmiyor musun? İşte bizimkisi de o hesap.''

''Anlamamışsındır sen şimdi.Yani Cansu diyor ki biz okuduğumuz koleje uyacağımıza, o bize uysun.Şimdi anladıysan burnunu kaşı.'' diyen Duru'ya bakıp güldüm. Tabi ki burnunu kaşımadı ve bunun üzerine sağ elinin tersini sol elinin içine doğru vurarak''Vahh vahh , anlamamış görüyor musunuz? Bu harbi safmış''diyen Duru'ya sınıfta çak bir beşlik yapmayı not ettim.

''Sonra babanızın okulu mu burası? Kendinizi ne zannediyorsunuz diyerek bizi küçümsüyorsun.Derdin ne senin?''

''Benimle konuşurken kelimelerini seç küçük hanım.''

''Bana sadece sevdiklerim küçük hanım der ve senin için sorun olan şu ki SENİ HİÇ SEVMEDİM''

''Seni okulun ilk gününden disipline göndermek istemezdim ama bunu sen istedin''dedi ve kolumdan tutarak okulun içine doğru sürüklemeye başladı. Bu kadın yeni müdür mü? Ah kahretsin, Makbule Hanım'a ne oldu? Onunla aramızdan su sızmazdı.En sevdiği öğrencisiydim.Hatta birbirimizi o kadar çok severdik ki okuldan sonra buluşabilirdik. 30 yaşındaydı ama çok kafa bir müdürdü.


Odasına doğru ilerlerken kolundan kurtulup bağırmaya başladım.

''Kendini ne zannediyorsun sen!''

''Asıl sen kendini ne zannediyorsun bücür?!''

Tüm okul toplanmış bizim atışmalarımızı dinliyordu ve kahretsin ki bana herkesin içinde bücür demişti.

''Birincisi bana bücür dediğin için çok pişman olacaksın. İkincisi kendimi babamın kızı zannediyorum. Hatta eminim.'' diye bağırdım.

Bana alayla bakınca kollarımı kavuşturdum.

''Cansu Çakıl!! Tanıştığıma memnun oldum (!). '' dedim sert bir tavırla ve arkamı döndüm. Bana yol açan kalabalığın arasından geçerken ''Ama sen benimle tanıştığın için hiç memnun olmayacaksın.

Kalabalık alkış tutmaya, ıslık çalmaya başladı.Ve yeni müdire sinirle odasına girdi.


Sınıfa girdiğimde herkes sırasında oturuyordu. Ve ben girer girmez alkış tutup, ıslık çalmaya başladılar.

Tezahürat yapmaya başlayınca kahkaha attım.

''Cansu Başkan olley, Cansu başkan olley ooo Cansu başkan olley'' Elimle susun işareti yapınca susmadılar ve devam ettiler.Bedir sınıfta değildi.Nerede bu çocuk?

Az sonra Bedir sınıfa girdi. Yeni gelen sarışın kıza bir şeyler söyleyip yanına oturdu.Sinirle bağırmaya devam edenlere ''Kesin artık'' dedim. Kulağım öldü, yaşamıyor artık susun nolur. Bak zaten Bedir öküzü o kızın yanına oturdu ve ben kendimi o kızı dövmemek için zor tutuyorum.


--

Bir süre sonra sustular ve orta sıranın en arka sırasına kuruldum.Herkes orta en arkanın Bedir'le benim sıram olduğunu bilirdi. Şaşkın bakışlar ben ve Bedir arasında gidip geliyordu.


''Ne var ne bakıyorsunuz!?''

Senin de o kızın da ağzına sıçmazsam ben de Cansu değilim Bedir...


Saat 2:43 ve ben bu hikayeyi yazdım.Değerinizi biliniz :)))


Cansu ve Müdire Hanım'ın atışmasını nasıl buldunuz?

Peki ya Bedir'in yeni gelen kızın yanına oturmasını?


Oy ve yorumlarınızı bekliyorum canlarımmm :***

Hayatımdan Bir ParçaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin