Gözlerim Ertan'a kaydığında uyuduğunu görmüştüm.
"Siz kimsiniz?" diye sinirle tekrar bağırdığımda Fuat hızlı hareketleriyle önüme geçerek beni arkaya doğru ittirdi.
"Ne işiniz var burada?"
Kenarda duran orta yaşlarındaki çocuk gülerek Fuat'a bakmıştı.
"Bayağıdır görüşmemiştik Fuat!"
"Tatsızlık çıkmasın" dediğinde Fuat belindeki silahın emniyetini açmıştı. Odanın ortasında birbirine ateş etmeyeceklerdi dimi? Derince yutkunarak araya girdim.
"Odadan çıkın hemen! Sizi tanımıyorum. Ertandan da uzak durun!" dediğimde çocuk bu sefer bana bakmıştı. Fuat'ın arkasında kaldığım için sağa doğru eğilerek yüzüme daha net bakmaya çalıştı.
"Ertanın böyle güzel kardeşi olduğunu bilsem anlaşmayı ben yapardım!" diyerek yanındakine güldüğünde midem bulanmıştı.
Bu anlaşmayı herkes biliyordu. Benim bir anlaşmayla evlendiğimi herkes biliyordu. Diyerek içimde tekrar ettim. Dolan gözlerimi indirip elimdeki çantanın kulpunu sıktım. Bu şekilde sessiz kalabildiğim için sinirden ağlamak üzereydim. Daha bilmediğim neler vardı acaba?
Fuat ise yanıt olarak silahını çıkarmıştı. Hızla çocuğun çenesinin altına silahı doğrultmuştu.
"O zehirli dilini bize kestirtme!" dediğinde çocuğun yanındaki adam bu sefer silahını bana doğrultmuştu.
"İndir silahını! Yoksa bende kızı öldürürüm!" dediğinde Fuat'a baktığımda oda bana bakmıştı.
"Korkmayın!"
Gözlerimdeki korkuyu gizlemek istesemde gözümü kırpmamla gözümde bekleyen yaş yüzümden aşağı süzülmüştü.
"Korkmayın!" diyerek bana bakarak tekrarladı. Bende kafamı sallamıştım. Korkmamalıydım. Güçlü olmalıydı. Gözlerim Ertan'a kaydığında hala uyuduğunu görmemle en azından rahattım. Şu ana şahit olmuyordu.
Bir anda odanın kapısı açılması ve Asaf'ı görmemle şok olmuştum. İçeri girdiğinde silahını tereddütsüz şekilde çıkararak direk bana silah doğrultan adamın bacağına ateş etmişti. Adam acıyla bağırarak bacağını tutarken, kulaklarımı kapatarak kirişin köşesine sıkışmıştım.
"Sen o silahını doğrulttuğun kişi kim biliyor musun?" dediğinde Asaf'ı daha önce hiç bu kadar sinirli görmemiştim. Gözlerinden resmen alevler çıkarken adamın boğazından tutmuştu. "Benim karım." Nefes almasını keserken adam mosmor olmuştu. Gözlerimin önünde resmen adamı öldürecekti.
Daha fazla dayanamayarak yanına gidip kolunu tuttum.
"Asaf lütfen!" dediğimde beni görmüyordu bile.
"Asaf! Bırak öldüreceksin adamı!" diye bağırdığımda bana bakmıştı. Korkuyla yüzüne baktım.
"İyiyim ben!" dediğimde adamı tutup kenar savurdu.
Fuat'a dönmeden bana bakarak konuştu.
"Götür şunları gözümün önünden, cezalarını sonra kesicem!" dediğinde Fuat ikisinide alıp hemen odadan çıkarmıştı.
Derin nefes alarak titreyen bedenimle koltuğu oturdum. Hala biraz önce olanların şokunu yaşıyordum.
Asaf ise gayet rahattı. Açıkcası ondan korkum artmıştı. Gözlerimin önünde öldürecekti birini! Tereddüt bile etmemişti.
Masanın üzerinde duran suyu alıp bana doğru uzattı.
"İç" dediğinde titreyen ellerimle suyun kapağını açarak içmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderin İmzası
RomanceCebinden çıkardığı siyah küçük kadife kutuyu bana uzattı. "Bu senin" dediğinde karşılık olarak elimi uzatmak yerine boş bakmaya devam ettim. Birazdan uyanacağım ve bu bir rüya diye kendimi inandırmaya devam ediyordum. Cevapsız kalmamı pek önemsemed...