9

865 83 21
                                    

04.03.2023

İyi okumalar

"Aşk güzel bir şanssa yakınımdan geçmez.

Günahkarı cezalandıran bir kırbaçsa vücuduma yarayı ilk ben alırım."

Aşk nedir? Kalbimizi hızlandıran, yüzümüzü kızartan ve kelebekleri midemizde doğurtan bir araçtır. Birini seversiniz, her şeyinizi verirsiniz ve sizde bir şey kalmaz, bir süre sonra o kişi her şeyiniz olur. Kimine göre güzel bir aşk büyüsü insanı divane eden, kimine göre cadıların elinden geçmiş, o siyah kazanda kaynamış yeşil dumanlı 'şey'.

Jimin çok sevdi, aklınızı alamayacağınız kadar sevdi. Kalbinin bir köşesini ona ayırmadı. Tüm kalbini elleriyle ona verdi seve seve. İlk görüşte kalbi çarptı ona, o gün evinde ağırladı seveceği adamı. Evini ağırladığı adam evi oldu.

Ev çatısı ve duvarları olan bir birleşim işte. Yaşıyoruz orada ama gerçekten yaşıyor muyuz? Günler geçip giderken o birleşimde vakit geçiriyoruz, biraz kafamızı dinliyoruz, nefes alıyoruz ama yaşadığımızı hissetmiyoruz. İşte Jimin yaşadığını hissetti Suga ile. Ciğerlerine çektiği nefes daha hoş geldi, içtiği su daha tatlıydı, yediği yemek daha zevkliydi. Birkaç günü değil hayatı güzelleşmişti bir alfa sayesinde.

Bir çam kokusu dolardı burnuna mest ederdi onu, kendini ormanda ama yine Suga'yla otururken bulurdu hayallerinde bile.

Jimin aşkı tanımlayamazdı ama dibine kadar yaşamıştı. Size 'Bana sadece Suga diyin yeter ben size aşkı kanıtlarım' derdi. Adını duydu diye hızlanan kalbi en güzel kanıtıydı onun duygularının.

Jimin böyle sevdi, herkesten çok ve daha güzel sevdi.

Birkaç ay önce kaybetti onu, diğer yarısını gömdü toprağa. Sonra nasıl oldu bilinmez bir yere geldi. Ruh eşini gördü. Ruh'unun eşi olan sevgilisine benzeyen adamın çiçeklerini taşıdı vücudunda. Belki her şey hayaldir bir rüyadır dedi, kabusun içinde takılı kaldı. Bir kadın geldi ondan ayrılamazsın dedi. Neler oluyordu ve Jimin bunun neresindeydi?

Bir adam sevmişti sadece ama şimdi ceza çekiyor gibi görünüyordu. Delirmesi için bir oyun muydu yoksa bunlar?

Ne bebeğiyle ilgili bir şey biliyor ne geleceğini görebiliyordu. Yastığa başını koyarken geçecek demedi ama geçmesini diledi. Gözlerini kapattığı halde bir saat kadar uyuyamadığında yanında bir doluluk hissetti.

Jimin'in sol tarafı daima Suga tarafından doluydu ama solu da boş değildi artık.

Jimin artık ne dileyeceğini bilemedi. Suga'yı rüyasında görmek ilk defa onu kötü hissettirecek gibiydi. Gözünden ilk damla düştü, tuzlu su yanağını temizledi ve yastığı ıslatarak yolculuğunu bitirdi. Jimin'in yolculuğu ise daha yeni başlıyordu.

***

Yeni bir gün, yeni başlangıçlar demek diyerek kalktı herkes yatağından. Hizmetliler erkenden kalkıp masayı donattı, kralları ve onun misafirleri için her şeyi hazırladı.

Hamile omega Seokjin eşini zorla erkenden kaldırdı, hemen elini tutup yemeğe koşturdu. Bu manzarayı gören hizmetliler ne yapıyor bunlar diye bile düşünmüştü ama durum  sadece karnı zil çalan bir omeganın normal rutininden ibaretti. Bir tarafta böyle canlı, etrafa neşe saçan omega varken diğer tarafta başka bir omega vardı. Onun gözlerinin ardında daha çok hüzün gizliydi. Gülüyordu aslında ama daha çok ağlanacak haline gülermiş ifadesi vardı.

Jimin uyandı, hazırlandı ve yorgun vücudunu zorlukla yürüterek yemek odasına gelip masaya oturdu.

En son ise her zamanki gibi kral masaya teşrif etti, baş köşeye oturdu. Kendisine verilen selamları kabul etti ve yan tarafına döndü. İçine huzursuzluk kaplamasının asıl sebebini gördüğü an onun neden öyle göründüğüne anlam veremedi.

Anam Cara-[YOONMİN] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin