13

603 61 8
                                    

13.03.2023

İyi okumalar

Size bir hafta geçti desem ne dersiniz? Çok olmadığını mı düşünürsünüz? Jimin de öyle düşünebilirdi ama o bir haftayı birebir yaşamak ne kadar da uzun bir süre olduğunu göstermişti kendisine.

Tüm duyguları paramparça olan, neden yaşadığını da çok anlamayan ama kendisini nefes almak zorunda hisseden Jimin'di. Birkaç ay önceye dönmüştü sanki. O cehennem yine yaşanıyordu.

Duyguları birbirine girmiş, düşünceleri de duygularına ilk kez katılıp kendisine karşı bir ayaklanma çıkarmıştı. Jimin'in kafasında birçok ses, kalbini ağırlaştıran bir sürü duygu vardı. Biri ağır basmıyordu ki, her biri eşitti ve bu da algılamasını zorlaştırıyordu bir şeyleri.

Midesi bulandığı an koşarak banyoya gitti, eski tarz tuvalette zorlansa da tüm içindekileri boşaltıp kenara yığıldı, kaldı. Kendi haline ağlarken ayağa zorlukla kalkıp lavaboya yürüdü. Elini yıkamak bile zor gelirken yüzünü yıkayıp dişlerini de fırçalaması gerekiyordu. Derin bir of çekip yüzünü yıkadı, dişlerini temizledi ve aynayla yüz yüze geldi.

Bu yüzleşmeye hazır mıydı? O solan çiçekleri tekrar tekrar görüp bir gözyaşının daha kendisini terk etmesine hazır mıydı? Elbette hayır. Bu yüzden sadece hafif tombullanan yanaklarına bakıp saçlarını düzeltti.

İçeri girdiğinde Hoseok endişeli bir halde süzdü onu, bir şey yok manasında başını iki yana sallayarak cevap verdi Jimin.

"İyi değilsiniz."

"İyi olmak istemiyorum ki zaten. Ne zaman gülsem, mutlu olsam ardından ağlıyorum bir ceza gibi."

"Anlatmak ister misiniz?"

Başını iki yana salladı Jimin. Sonra hasta bir şekilde baktı Hoseok'a. Hoseok endişelendi, omega gerçekten hiç de iyi görünmüyordu.

"Siz iyi değilsiniz gerçekten. Ateşiniz var mı? Hekimi çağırayım mı?"

"Adam 60 yaşında, yaşından çok beni gördü bu bir haftada, dinlensin artık. Yoksa merdivenlerde gidecek."

"Jimin ne oldu? Anlat istersen, biriktirme içinde."

Hoseok devam etti beklediği tepkiyi göremeyince.

"Sen dememe heyecanlanmadın bile. Kralla bir şey olduğu çok belli ama demek ki söylemek istemiyorsun. Yine de iyi olmanı istiyorum."

"İyi olmamı isteyen bir kişi bile olması beni mutlu eder. Teşekkür ederim."

"Rica ederim. Şey söylesem mi bilemiyorum ama çiçekleriniz soluyor."

"Ruh eşlerini temsil eden çiçeklerin suyu güneşi nedir biliyor musın? Başta feromonlardır, daha sonra dokunuşlar ve en son sevgi. Feromonlar olmasa o çiçekler hiç açmayacaktı bile o yüzden sorun yok."

"Sorun yok mu gerçekten?"

"Var desem ne değişecek?"

"Her şey. Ne sorununuz varsa yardımcı olabilirim."

"Olamazsın Hoseok. Bazen yapamazsın, elin kolun bağlı kalırsın, hayat böyledir."

Hoseok depresyon bataklığına çırpınan omegayı kurtarmak için kolları sıvadı.

"Hadi dışarı çıkalım."

Jimin dışarı çıkmaya yanaşmasa da koluna giren Hoseok ile balkona çıkmaya ikna oldu.

Hoseok dışarı çıktıklarında tepelerinde parlayan ayı parmağıyla gösterdi.

"Bakın ay güzel değil mi? Hikayesini de anlatmamı ister misiniz? "

Anam Cara-[YOONMİN] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin