42

516 52 22
                                    

01.08.2023

Açıkcası bölümde hala bir şeyler eksik ama birkaç bölümde iyice ayrıntıya gireceğim. Açıklama videosu da bu bölümden sonra gelecekti ama bölüm içime sinmediği için hemen atmayacağım. Size söz verdiğim için bugün atıyorum ama büyük ihtimalle siz bunu cuma sabah okuyacaksınız. Eğer bugün atmasam atma sürem uzardı çünkü yazma isteğim gitti. Kendimi zorlayarak bitirdim bölümü.

Önce lütfen ayılın ve sonra bölümü oluyun. Sadece bir tavsiye.

!!! Buradan sonraki yazı boş öyle iç dökme. İsterseniz direkt bölüme geçin.

Ve bölüm atlayarak okuyanlar olduğunu fark ettim. Arkadaşlar emin olun okunma sayısını siklemiyorum. Benim için sınır 5 kydı onu da geçtik. Öyle 100k olma hayalim falan da yok. Belli kişiler takılalım ve kitabı güzelce bitirelim kafasındayım. Hani böyle karışık bir kitapta ben bile birçok şeyi açıklamakta zorlanırken siz neyinize güvenip de o kadar bölüm atlıyorsunuz anlamıyorum. Neyse siz bilirsiniz dediğim gibi kitabım çok okunsun popüler olsun derdinde de değilim. Olsa oy sınırı falan koyarım.

Niye buna bu kadar takıyorsam sanki. Aman boşverin. Dediğim gibi bölümü uykuluyken falan okumayın çünkü neler oluyor amk diyebilirsiniz.

Beyninizi yaktığım için çok sövmeyin olur mu? Ya da sövün ya hatta beraber sövelim. Niye böyle bir kitap yazdığımı ben de bilmiyorum.

İyi okumalar

'Sevdiğim adam her daim nefes alırken onu tanıyamayacak kadar uzaktım ona. Sevdiğim adamı yine sevdiğim adamla aldatmamak için çabalarken uzaklaşmışım ondan. Öyle uzaklaşmışım ki aramızdaki onlarca mesafe yüzünden bakışlarından sevgilimi tanıyamamışım. Bana her dokunduğunda dokunuşlarının naifliğinden anlayamamışım.'

O sözlerden sonra bulundukları yerde değildi ikili. Hiç bilmedikleri bir yerde tam karşı karşıya durmuş bir şekilde bekliyorlardı.

Jimin içine sızan korkuyla elini karnına sarıp "Yoongi" diye bağırdı. O an duymak isteyeceği tek şey sevdiği adamın sesiydi. Feromonlarını aldığı gibi kulaklarının da o çok sevdiği sesle kutsanmasını istiyordu.

"Jimin burdayım ben, endişelenme." Yoongi elini uzattı çünkü yapabileceği tek şey buydu, bir türlü kupırdayamıyordu yerinden. Görünmez prangalarla yere bağlanmış gibiydi ayakları.

Jimin de boşta kalan elini uzattığında parmak uçları birleşti. Daha fazlası olmasa bile şu an bu kadarı yeter gibiydi.

Sonra etraf aydınlandı, ikili birbirini gördü, koşma isteğiyle dolsalar da yapamayıp özlemle birbirlerine baktılar.

"Selam." diyen bir kız sesiyle sıçrayarak aslında onlar bilmeden o kız sayesinde sola döndüklerinde Hoseok'a benzeyen bir kız çocuğu gördüler. Kızın bordo renginde saçları vardı, kısa değildi ve gözleri Koreli olduğunu gösterecek kadar çekikti.

"Neredeyiz?" diye sordu Yoongi, sesi sinirli çıkıyordu. Artık kral olmasa da bir hanedan üyesi olarak onu kaçıran kişilerin başı büyük dertteydi.

"Bunu söyleyemem ama size onun yerine bir hikaye anlatabilirm. Oturmaya ne dersiniz?"

Yoongi sinirlendi. Tam Jimin'le gerçekten önemli bir konu konuşacakken kaçırılıyorlardı ve büyük ihtimalle kaçık bir kıza denk gelmişlerdi.

Anam Cara-[YOONMİN] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin