31

471 54 7
                                    

07.03.2023

İyi okumalar

Hayat sürprizlerle doludur. Hayatınızla ilgili önemli kararlar alır adımlar atarsınız. Tabi kimisi daha emin adımlar atar, kimisi de risk alır. Yani bir nevi kumar oynar. Bunun sonucunda ise iki ihtimal var. Ya çok kazanacak ya da dibe batacaksınız. Herkes bu yolu seçmez çünkü elindekileri kaybetmekten korkar ama kimisi de yükselmek uğruna herkesi harcayabilir.

Yoongi kumar oynayıp oynamamak arasında gidip gelirken kendisini zorla kumar masasına sokan abisinden nefret etti.

Ne yapacağını bilemiyordu. Galip gelme ihtimali olsa da kaybedebilirdi de ve kaybetme ihtimali ilk kez aklında bu kadar çok yer ediniyor, onu korkutuyordu.

Başka çaresinin olmayışı onu iyice kıvrandırırken o masaya oturmak zorunda olduğunun farkına vararak ateşe doğru yürüdü.

Kazanan belli değildi ama kaybedenler ilk kez bu kadar gün yüzündeydi.

Seokjin ve Jimin karşı karşıya olmalarının verdiği acıyla kavrulurken bir de eşlerinin korkusuyla kıvranacaklardı. Birisinin eşi sonunda kazanacaktı ama o yola gelene kadar eşlerinin ayaklarına batan taşlar onları da rahatsızlık edecekti.

Savaş iki kişinin arasında başlar ama o iki kişi arasında son bulmaz.

O ilk kıvılcım zamanla harlanır, alevleri etrafa sıçrar, sadece yangını başlatanı değil herkesi yakar.

Ateşi kontrol edemeyecek kadar toysanız ateşle oynamayın ama derdiniz zaten herkesi yakmaksa gönlünüzce ateşle oynayın. Ama unutmayın o herkesin içinde siz de varsınız.

Ateş sahibini es geçmez, sahibinin kendisiyle oynadığı gibi o da sahibiyle oynar ve en son onu yakar.

***

Yoongi kararını verip askerlere talimat verdikten sonra sanki ölüm günü yaklaşmış gibi eşinin odasına onunla vedalaşmak için gidiyordu.

Kalbinin onunla hiçbir zaman  vedalaşamayacağını bilse de onunla görüşmek için bahane arıyordu işte ve buna da veda demişti bu kez. Daha önceden de farklı isimler koymuştu.

Kapıyı çaldığında kitabını okuyan omegasını görüp ona doğru yaklaştı, onu korkutmak istemese de nasıl sesleneceğini bilememiş elini omeganın omzuna koymuştu. Jimin hissettiği temasla korkup aniden boynunu döndürdü, canı acısa da bunu bir an hissetmeyip kendisine dokunan adama baktı. Alfayı gördüğü zaman derin bir nefes almış, daha sonra "Korkuttun beni" diyerek azarlamıştı onu.

"Özür dilerim. Ne okuyorsun?"

"Yaptığım bebek günlüğüne bakıyorum."

"Bebek günlüğü mü?"

"Evet. Ne kadar büyüdüğünü, hareketlerini yazıyorum buraya. Çizim yeteneğim olsa bir şeyler de çizerdim ama yok maalesef. Neyse olmuş mu?"

Yoongi'nin annesi de zamanında böyle şeyler yapmıştı. Jimin'inki ondan biraz farklı olsa da ona benzetmişti.

Günlüğü iyice inceleyip konuştu.

"Olmuş da bence bir şeyler eksik. "

Yoongi Jimin'in elinden kalemi alıp birkaç şey çizmeyi başladı. Jimin de onu dikkatle izledi.

"Resim çizebiliyormuşsun."

Jimin masada bulunan çizimlere baktı.

"Bunları sen mi çizdin?"

"Başka kim çizecek ki?"

"Ohh haklısın sadece şaşırdım. Bunlar çok güzel, beni çizmişsin."

"En güzel şey sendin bu yüzden seni çizdim."

Jimin aklına gelen anılarla kalbine iyice şüphe tohumlarını ekerken bir süre duvara dalmış, Yoongi seslenene kadar ise fark etmemişti daldığını.

"Oldu bence. Sen ne düşünüyorsun?"

Jimin Yoongi'nin çizdiklerine dikkatlice baktı. Alfa kendisinin yandan görünüşünü çizmişti, resimde şişkin karnından oldukça belli oluyordu hamileliği ve bir de rüyasınki gibi bir çocuk resmi süslüyordu günlüğü. Çocuk resminin üstünde ellerini dolaştırdu usulca. "Evet güzel olmuş." dedi ardından. Sesindeki hayranlığın tınısını saklamadan konuşmuştu.

"Yeşil boya isteyeceğim askerlerden."

"Yeşil boya mı neden?"

"Omegamın gözleri rüyamda yeşildi çünkü."

Jimin o an korku ve heyecanla baktı alfaya. Alfa onun bakışlarındaki korkunun nedenini çözemedi. Ardından Jimin tüm duygularını yansıtan bir sesle konuştu.

"Sen de mi gördün onu? Ben de yeşil gözlü bir bebek gördüm."

Jimin refleksle elini kaldırıp Yoongi'nin sol gözünün altını okşadı acıtmamak için çok yumuşak hareketlerle. Yoongi ise bu hareketi anlamadı, Jimin de alfanın anlamasını istememişti zaten.

"Onun için kıyafetler sipariş ettim, yarın göreceksin."

***

Jimin'in önüne serilen sandıklardaki minik kıyafetler içini ısıtsa da kalbine üflenen o soğuk mutluluğunu engelliyordu. Yoongi ve Suga'nın aynı kişi olup olmadığı düşüncesi kafasının karıştırırken diğer yandan da üzgün olan kurduyla ne yapacağını bilemedi. Jimin zaten uzun zamandır ne yapacağım ben diyor ama hep yanıtsız bırakıyordu kendisini.

Pahalı kumaşlardan yapılan güzelim kıyafetleri okşadı elleriyle. Bunlar aslında güzeldi ve eğer uygun bir zamanda olsa heyecanla her birini inceler, mutlulukla parlardı gözleri. Ama şimdi daha nötr bir ifadeyle yanında heyecanla bunları inceleyen alfaya bakıyordu.

Alfa gözlerini omeganın gözlerine değdirdiği zaman Jimin onun da içinin sıkıntıyla dolu olduğunu ama ona rağmen mutlu göründüğünü anladı. Neden hissedemedim onu diye düşünürken kendi karmaşasından kalbine yayılan o öfkeyi fark edemediğini anladı. Jimin şu an bir duygu kazanıydı ve içinde ne ararsanız vardı.

"Neden mutlu görünmüyorsun?" diyen alfaya ne cevap vereceğim diye düşünürken yalan söyleme seçeneğini atladı. Kendisi onu hissederken alfa da omegayı hissediyordu çünkü.

"Kurdum üzgün ve o neden üzgün bilmiyorum."

"Bir şeyler olacak demek bu o zaman. Kurtlar hiçbir zaman yanılmazlar."

"Yanılmasını çok isterim."

"Ben de."

Yoongi de bu sefer duygularını saklamadan yüzündeki mutlu ifadeyi silip düşen moraliyle bakmaya başladı kıyafetlere.

Tehlike çanları çalmaya başlamıştı. Başta kimse duymuyordu ama gittikçe artan ses desibeli herkesi etkisi altına almaya başladı. Ses en son Jimin ve Yoongi'nin kulaklarına ulaştı.

Haberi getirecek olan asker kapıyı çaldı ve kaos işte tam bu an başladı.

***

Bu bölümde spoi var ve ben ileride siz tamamen her şeyi anlayın diye yapacağım spoi bölümünde burayı açıklayacağım. Ve siz de aslında çok fark edilebilir bir şeyi kaçırdığınız için şaşıracaksınız.

01.01.2024

Anam Cara-[YOONMİN] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin