Saat gece yarısı bir buçuğu gösterirken, mutfağın açık balkon kapısından hafif serin bir rüzgar esiyor ve sıcak geceye hafif bir ferahlık veriyordu. "Sonuç olarak bu sefer gerçekten de bitti?" Taehyung mutfakta ocaktaki tencerenin önünde ayaküstü akşamdan kalan makarnayı atıştırırken, zift gibi kahve içen ev arkadaşına söylemişti. Jimin iç çekerek gözlerini diktiği kahve fincanından bakışlarını ayırarak arkadaşına dönmüş ve yanıtlamıştı. "Sanırım evet, bu sefer gerçekten de bitti." Yüzünde buruk bir tebessüm vardı şimdi.
Taehyung elindeki kapakla tencerenin üstünü kapattıktan sonra tezgahın üzerindeki yarım şişe kolanın birazını bir bardağa boşaltarak Jimin'in karşısındaki boş sandalyeye oturmuştu. "Çoktan bitmesi gerekiyordu Jimin, bunu sen de biliyorsun." Jimin iç çekmişti bir kez daha. "Alışmak o kadar da kolay değilmiş işte." Bunun üzerine kısa süreli bir sessizlik olmuştu aralarında.
"İşten bir hafta izin alabilir misin?" Jimin, Taehyung'un ani sorusunu konu ile bağdaştırmaya çalışmıştı. "Ne için?" Taehyung asidi kaçmış koladan bir yudum aldığında yüzünü buruşturarak bardağı masanın üzerinde ötelemişti biraz. "Of asidi kaçmış bunun." Jimin gülmüştü buna. "Geçen hafta açmıştık o şişeyi, sence de normal değil mi?" Taehyung kafa sallayarak konuyu toparlamıştı. "Tatile gidelim diye düşündüm. Yaz bitecek neredeyse."
Jimin düşünmeye başladığında Taehyung devam etmişti. "Ayrıca sana da değişiklik olur. Şirkete gideceksin yine karşılaşacaksınız falan, bence biraz uzaklaşmalısın da zaten." Bu fikir yavaş yavaş mantıklı gelmeye başlarken bakışlarını davlumbazının ışığından çekerek esmer olana dönmüştü. "Nereye gideceğiz?"
"Miami'ye gidecek değiliz, bilmiyorum buluruz bi sahil kasabası." Taehyung gülerek söylediğinde Jimin göz devirmişti. "Dalga geçme benimle."
"Sen izin alabilir misin onu söyle, gerisini ben halledeceğim." Bunun üzerine Jimin kafa sallayarak onaylamıştı. "Alabilirim, sanırım." Taehyung keyifle arkasına yaslanmış Jimin'e dönerek göz kırpmıştı. "O zaman hayatının tatilini yapmaya hazır ol Jimin-ssi."
***
"Siktir, Tae, bu ne?" Jimin şaşkın bakışlarını kapının önündeki külüstür araba ve direksiyondaki arkadaşı arasında gezdiriyor ve olanı anlamaya çalışıyordu. On dakika önce esmer olan arayarak kapının önüne inmesini istemişti sarışın arkadaşından ve şimdi, Jimin ne olduğunu anlayamayarak Taehyung'tan bir cevap bekliyordu. "Yeni arabam?" Jimin istemsiz bir kahkaha attığında Taehyung yan bir bakış atmıştı. "Ala ala bunu mu aldın cidden?"
"Senin bunu bile alamadığın gerçeği de var Jimin-ah, konuşturma beni." Esmer olan arabanın içinden doğru konuşurken Jimin sırt çantasını tek omzuna alarak yolcu koltuğuna binmiş ve çantayı çıkararak iki koltuğun arasından arkaya doğru gelişigüzel atmıştı. "Tamam, tamam demedim bir şey." Bunu söylerken bir yandan da torpido gözünü, eski tip araç radyosunu kurcalayarak arabayı inceliyordu.
"İnanamayacaksın ama kaset çaları bile var." Taehyung heyecanla söyleyerek torpido gözündeki eski tip kasetleri çıkararak Jimin'in gözünün önünde sallamaya başlamıştı. "İnan bana Taehyung, bu arabadan dinozor fosili çıksa bile şaşırmam şu anda." Bu söylenene Taehyung da güldüğünde, esmer olan son kozunu oynamak adına bir düğmeye basmış ve arabanın tavanı yavaşça hareket etmeye başlamıştı.
"Voah!" Jimin'in heyecanla verdiği tepki sonrası Taehyung kendini beğenmiş bir gülümseme ile arkadaşına bakmış ve tişörtünün yakasına astığı güneş gözlüğünü takarak arabayı çalıştırmıştı. "Hazır mısın?" Taehyung coşkuyla seslendiğinde Jimin kahkahalar eşliğinde yanıtlamıştı arkadaşını. "Hazırım." Bunun üzerine Taehyung araç teybinin açma düğmesine basarak daha öncesinde seçtiği kasetin içindeki şarkılardan rastgele birinin arabanın içinde yayılmasına sebep olarak gaza basmış ve bu ivmeyle Jimin koltukta iyice geriye doğru yaslanmak zorunda kalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bir yaz gecesi rüyası | jihope
Fanfictionsapsarı güneş, rengini gökyüzünden alan denizin üzerinde parıldarken arkada güzel bir şarkı çalıyordu. jimin, o an 'aşk' ile tanışmıştı.