Arabadaki derin sessizlikten rahatsız olan Jimin, yerinde kıpırdanarak sessizliği dağıtmak amacıyla söze girmişti. "Biz tanışmadık, ben de Jimin bu arada." Hoseok bakışlarını kısa bir an yoldan çekerek yanında oturan bedene bakmıştı gülümseyerek. "Çok memnun oldum tanıştığıma." Esmer olan tekrardan yola döndüğünde, sessizlik yeniden ele geçirmişti atmosferi ve Hoseok radyoya uzanarak sessizliği dağıtacak neşeli bir parçanın arabanın içine dolmasına sebep olmuştu.
Hoseok parmaklarıyla direksiyonda ritim tutturarak şarkıya eşlik ederken Jimin hâlâ yabancı birisinin arabasında olmanın gerginliğini yaşıyordu fakat Hoseok kendisinin aksine gayet rahat görünüyordu ya da böyle şeyleri pek umursamayacak kadar sosyal biriydi. Sanki Jimin'le yıllardır tanışıklar gibi, gerginliğin esamesi okunmuyordu yüzünde.
"Şehir merkezinde bir alışveriş merkezi var, sanırım işini görür." Hoseok cümlesini soru sorarcasına bitirdiğinde Jimin onaylamıştı. "Evet evet, zaten çok bir işim de yok, halledebilirim hemen." Bunun üzerine sessizlik yeniden ortamı ele geçirdiğinde, müdahale eden Hoseok olmuştu. "Yaklaşık bir buçuk saat süren bir yolumuz var Jimin-ssi, böyle sessiz sessiz mi devam edeceğiz?" Gülerek söylediği şeye Jimin gergince tebessüm ederek karşılık vermişti. Üzerinde sorumluluk hissediyordu çünkü ama tanrı aşkına, ne konuşabilirdi ki?
"Ben sohbet açma konusunda pek becerikli biri değilim sanırım. Genelde hazıra konarım hep, açılmış sohbetlere dahil olarak." Jimin gülerek söylediğinde az önceki gergin hissi üzerinden yavaştan attığını hissedebiliyordu. Hoseok da gülümseyerek konuşmanın gidişatı konusundaki direksiyonu kendi ellerine almıştı. Bir yerden sonra devamı mutlaka gelirdi nasıl olsa.
"Seoul'den mi geliyorsunuz?" Esmer olan gözlerini birkaç saniyeliğine yoldan çekip sağına dönerek sorduğunda Jimin başını sallayarak onaylamış ancak Hoseok'un bu hareketi görmediğinin bilinciyle sesli olarak da yanıt vermişti soruya. "Evet, Seoul'den geliyoruz." Hoseok kafasını sallamıştı. "Ben de oradan geliyorum." Jimin anlamayarak bakışlarını Hoseok'a çevirdiğinde bir iki saniye kadar gözleri değmişti birbirine. "Siz buranın yerlisi değil miydiniz?"
"Ah, hayır. Bir ay oldu ya da olmadı geleli. Seoul'de yaşıyordum." Jimin anlayışla başını sallamıştı. Onu hangi rüzgarın buraya attığını merak etmesine rağmen sormak konusunda kararsızdı. Çünkü hâlâ birbirlerine yabancı iki kişilerdi ve bu soru onun için fazla özel olabilirdi. "Anladım." dedi bu yüzden de. Sadece tek kelime ile verdiği yanıt, sohbetin yeniden çıkmaza girmesine sebep olmuştu.
"Öğrenci misiniz?" Esmer olan yeni bir soruyla sessizliğin bozulmasına sebep olduğunda Jimin çok gecikmeden yanıt vermişti. "Ah hayır, mezun olalı epey bir zaman oldu. Öğrenci gibi mi görünüyoruz?" Gülümseyerek söylerken bakışlarını araba kullanan Hoseok'a çevirmiş esmer olan da kafasını hafifçe aşağı yukarı sallayarak yanıtlamıştı. "Üniversite öğrencisi olduğunuzu düşünmüştüm gerçekten de." Jimin başını sallamıştı iki yana. "Hayır çalışıyorum ben, dans eğitmeniyim."
"Ah ciddi misin? Lise yıllarımda ben de dansa çok ilgiliydim ama devam edemedim sonrasında." Asfalt zemin önlerinde akıp giderken, aynı frekansta bir sohbet tutturmak Jimin'i de biraz olsun rahatlatmıştı sonunda. Yol boyu susmak zorunda kalsalardı eğer, bu rahatsız hisle baş edebileceğini düşünmüyordu fakat Hoseok, oldukça hoşsohbet oluşuyla Jimin'e kendini rahat hissettirmeyi başarmıştı. "Eğer Seoul'e yolunuz düşerse bir gün, stüdyoma beklerim. Yetişkinler için de eğitim veriyoruz." Jimin söylediğinde Hoseok gülümsemişti. "Bu yaştan sonra pek becerebileceğimi düşünmüyorum Jimin-ssi, yaşlandım artık."
"Yaşlanmak mı? Çok genç görünüyorsunuz açıkçası ilk gördüğümde en fazla yirmi yedi yirmi sekiz yaşında olduğunuzu düşünmüştüm." Esmer olan kahkaha atmıştı. "Ah, çok incesin gerçekten ama otuz dört yaşındayım ben." Jimin şaşkınlıkla gözlerini kocaman açmış, Hoseok'a bakıyordu. "Şaka mı? Asla göstermiyorsunuz." Hoseok kafasını iki yana sallamıştı. "Ama genç gösterdiğimi söylemen gerçekten çok mutlu etti beni. Yeniden yirmilerinde hissettim." Jimin gülümsemişti. Eğer yaşını öğrenmeseydi en fazla yaşıt olduklarını düşünürdü çünkü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bir yaz gecesi rüyası | jihope
Fiksi Penggemarsapsarı güneş, rengini gökyüzünden alan denizin üzerinde parıldarken arkada güzel bir şarkı çalıyordu. jimin, o an 'aşk' ile tanışmıştı.