(zaten 144p bi momenttı gif haline getirince -1080p oldu... ama neyse zaten en güzel aşklar 144p yaşanır ;)
"Sonra işte Jimin tuvaletten çıkınca bakmış karşısında onu aldatan exi ve manitası." Taehyung bir yandan barda bardakları kurulayıp raflara dizerken diğer yandan da insanlara içeceklerini hazırlayan Jeongguk'a olayın özetini geçiyordu.
Küçük olan elindeki bardağın kenarını lime ile ıslatırken kaşlarını kaldırıp Taehyung'a çevirmişti bakışlarını. "Yok artık!" Esmer olan yeni bir bardağı alırken, "Var artık." demiş ve gülmüştü hafifçe. "Sonra benim süpersonik zeka arkadaşım eski sevgilisine 'Hoseok benim sevgilim' demiş." Taehyung, bu olayları Jimin ona anlatırken doyasıya gülememiş olmanın birikmişliğiyle kahkaha attığında Jeongguk esmer olanın bu hâline çarpık bir gülüşle göz devirerek hazırladığı kokteyli, bekleyen kadının önüne doğru iteklemiş ve içeceğini alan kadın uzaklaşınca sol elini tezgaha yaslayarak bedenini Taehyung'a doğru çevirmişti.
"Hoseok hyung da dünden razıymış, baksana şu hallerine." Jeongguk kalabalığın içinde dans eden Hoseok'la Jimin'i işaret ettiğinde Taehyung da o tarafa bakmış ve kollarını Hoseok'un boynuna dolayarak dans eden arkadaşını görmesiyle bir kez daha şaşırmadan edememişti. "Şu çocuğun cilvesinin binde biri bende olsa Kore'yi fethederdim ama Jimin anca aldatılıyor. Kadersizlik." Sesine yansıyan alay, manzaranın tuhaflığını azaltmıyordu. Çünkü sanki her günleri böyle sarmaş dolaş geçiyormuş gibi bir rahatlıkla dans eden ikilinin keyfi kesinlikle son derece yerinde görünüyordu.
"Seungjo'nun bakışlarını üstümde hissediyorum." Jimin, kanında gezinen alkolün etkisiyle keyifle söylediğinde Hoseok etrafına bakınmış ve biraz ileride dans eden- aslında daha çok Haerim'e ayak uydurmaya çalışırken onları izleyen Seungjo'yu görmesiyle gülmüş ve elini Jimin'in beline atarak küçük olanı biraz daha kendine çekmişti ve bu hareket Jimin'in kısa bir anlığına nefesini tutmasına sebep olmuştu. Heyecanlanması anlamsız görünse dahi bu yakınlık ve Hoseok'un rahat temasları Jimin'in kalp ritmini bozuyordu fakat çaktırmamak için derin bir nefes vermiş ve yutkunarak bakışlarını Hoseok'tan çekerek herhangi bir yere çevirmişti. "Bakışlarıyla beni yumrukladı şu an." Jimin bu söylenene kıkırdamış ve hafifçe arkasına dönerek Seungjo'nun sinirden kasılan yüzüne bakmıştı birkaç saniye.
"Sabah bana mesaj atmıştı." Jimin Hoseok'a biraz daha yaklaşarak söylediğinde büyük olan kafasını sallamıştı hafifçe, hatırladığını belirtmek için. Çünkü bugün konusu açılmıştı ve Jimin mesajların içeriğinden bahsetmesi gerektiğini düşünmüştü sebepsiz yere. "Bana kendini affettirmek için her şeyi yapacağını söylemişti." Tek tek ne yazdığını söylemektense özet geçtiğinde Hoseok, "Sen ne cevap verdin?" Diye sormuş ve Jimin kafasını iki yana sallamıştı olumsuz anlamda. "Cevap vermedim."
Müzik hareketli olsa dahi onlar artık o kadar da hareketli bir şekilde eşlik etmiyorlardı müziğe. Sadece birbirlerine sarılı bir şekilde hafifçe salınırlarken etraflarında olan herkese karşı bir set örüp soyutlanmışlardı ortamdan. "Burada karşılaşmamız da aşırı tuhaf. Sanki eliyle koymuş gibi buldu beni burada." Hoseok hafifçe gülmüş ve Jimin'in gözünün önüne düşen saçını geriye atmıştı parmağının ucuyla ve Jimin sarhoş bile olmamasına rağmen bu hareketin neden başını döndürdüğünü anlayamamıştı. Gün içinde Hoseok'un refleksle gerçekleştirdiği bu tarz ufak hareketleri her defasında şaşırmasına ve heyecanlanmasına sebep olmuştu ve hâlâ da heyecanlandırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bir yaz gecesi rüyası | jihope
Fanfictionsapsarı güneş, rengini gökyüzünden alan denizin üzerinde parıldarken arkada güzel bir şarkı çalıyordu. jimin, o an 'aşk' ile tanışmıştı.