4

12.1K 611 17
                                    

Maneskin - Coraline

***

Sabahın erken saatlerinde kalkmış yaptığım tostu yiyordum. Sonra da gidecektim zaten.

Elindekini bitirip ikinci tosta geçtim bu sırada Simay içeri girmişti. Uzunca bana bakıp karşıma oturdu.

"Gidiyormuşsun."

Aynı şeyi üçüncüye konuşmaya gerek yoktu. Kafamı olumlu anlamda sallayıp kupaya yaptığım sallama çaydan bir yudum aldım.

"Üzgünüm. Böyle olmasını istemedim hiçbir zaman."

Yüzüne bakmadım. Sadece tostumla ilgileniyordum. Ne yani değerim mi biliniyordu? 20 yaşımı çoktan geçmişken mi?

"Simay konuşmayalım. Ne ben sizi tanıdım ne siz beni. Burada kapansın olur mu bu konu. Ben bıktım çünkü. Ben varken nasıl yaşıyorsanız öyle devam edin hayatınıza umrumda değil artık. Numaralarınız bile yok telefonumda. Birşeyler konuşmak için sandığın kadar yakın değiliz yani."

Tabağı ve bardağı makineye koydum. Son kez bakmadan hızlı adımlarla odama çıktım. 3 bavulum 2 tane de kolim vardı.

Birkaç seferde herşeyi garajın önüne taşımıştım. Sadece arabaya yerleştirmesi kalmıştı. Garajı açıp arabayı çıkardım. Bavulları yerleştirirken abilerim ve ikizim öylece beni izliyordu.

Son koliyi de koyup bagajı kapattım. Arabaya binecekken annem kolumu tuttu. Gözleri kıpkırmızıydı. Ağlamaktan şişmiş gibi duruyordu.

"Ece lütfen gitme. Çok pişmanım lütfen."

"Ben Simay değilim Ece'yim. Hani karıştırıyorsan falan söylemek istedim. Sen benim için üzülmezsin anne."

Anne demem onu daha da ağlattı. Babama baktım annemi alması için. İki adımda yanımıza ulaşıp annemi geri çekti.

Son kez gözlerimi evde gezdirip arabaya bindim. Yola çıktığımda gözümden düşen yaşlara güldüm. Değmezdi.

HARABEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin