6

11.7K 568 10
                                    

İyi okumalar. Yorumlarınızı bekliyorum kuzular🤍

Medya Ece✨

Ayça Özefe - Olmuyor Bak

....

"Abi şuraya da girmemiz lazım. Birkaç eksiğim var."

Ozan abi kafasını sallayıp beni kolunun altına çekti.

"Alalım güzelim."

Mağazaya ilerlerken gördüğüm bedenlerle derince yutkundum. Simay ve en büyük abisi(!) Kartal bir mağazaya gidiyorlardı. Aklıma gelen anılarla derin bir nefes aldım. Fakat artık kafaya takmamam gerektiğine alıştırmıştım kendimi. Yeni hayatıma yeni insanlarla başlıyordum.

*

"Abiii! Oyuncat istiyoyum!"

Akın "Tamam balım hemen alalım."

Ece önünde giden abilerine baktı dolu gözlerle. Önünde yürüyen en küçük abisi Yusuf'un gömleğini tuttu küçük eliyle. Çünkü abileri ne yanında yürüyor ne de elini tutuyordu.

"Abi."

Yusuf boş bakan bakışlarıyla kardeşine döndü.

"Ne var?!"

"Bende oyuncat alabiliy miyim? Gerçekten biy tane alacağım."

"Bakarız."

Abisi önüne dönünce yumruk yaptığı eliyle akan yaşlarını sildi. O da oyuncak istiyordu.

*

Apartmana girerken yorgunluktan ölecektim az daha. Merdivenlerden çıkmaya bile gücüm yoktu.

"Offf çok yoruldum!"

"Söylenme söylenme. Bizim sultan yine börek yapmış."

Aldığım koku bunu kanıtlar nitelikteydi. Daha taşınmamın 3. günündeydim. O evde yaşadığım yalnızlığı bu evde tek bile olsam yaşamıyorum. Burada beni düşünen insanlar vardı. Onların kalbine sığabilmiştim.

***

Sabah erkenden kalkıp kahvaltımı yapmış ve yola çıkmak için yatağın üzerine bıraktığım kıyafetleri giymiştim.

Saçlarımı kurutup fön çektim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Saçlarımı kurutup fön çektim. Gözlerime eyeliner, göz kalemi ve rimel, dudaklarıma şeftali tonlarında bir ruj sürdüm. Gümüş kolyemi, küpelerimi ve yüzüklerimi takıp çantamı toparladım ve evden çıktım.

Kafeye gitmem gerekiyordu. Birkaç gün boşlamıştım orayı. Arabayı çalıştırırken elim hemen radyoya gitmişti. Müziksiz yapamıyordum.

Çalan şarkıyla birkaç saniye duraksasamda kendime gelip yola çıktım. İlk önce sahile gidip kafa toparlamam lazımdı. Yorgundum ve beni dinlendirecek şeylerden biri de denizdi.

"Yalanlar söylicekler
Sözlerinden dönecekler"

Yüzümde alaylı bir gülümseme oluşurken gözlerim doldu. İstemsizce eşlik ettim bende.

"Buzdan kalpleri olucak
Acı sözleri olucak"

Aklıma düşen anılar kalbimdeki kabuk bağlamış yarayı deşiyordu. İşte böyle yalnız kaldığım zamanlarda düşünmeden edemiyordum. Tamam doğduğumda sağlık sorunları yüzünden eve ikizimden 2 hafta sonra gitmiştim. Yani annemler öyle söylüyordu. Fakat bu beni sevmemeleri için bir neden değildi ki.

Beni sevmemelerinin ya da ne bileyim yokmuşum gibi davranmalarının nedenini çözemiyordum. Bu kadar bencil olmaları eskiden çok üzer ve kırardı beni fakat büyüdükçe önce öfke hissetmeye daha da sonra hissizleşmeye başlamıştım onlara karşı.

Sahile geldiğimde düşüncelerimi bir süre erteledim. Boş bir yere park edip bir banka oturdum. Bugün daha az esiyordu. Saçımı bozmayan havaları seviyordum. Çünkü rüzgarda saçımla uğraşmak cinnet geçirmeme sebep oluyordu.

Yanıma oturan küçük kızla gözlerimi ona çevirdim. Otururken baya bir zorlanmıştı. Üzerinde bebek mavisi bir elbise, beyaz külotlu çorap, beyaz pofidik montu ve beyaz spor ayakkabıları vardı. Tatlılığı ile yavaşça tebessüm ettim. Böyle özenli giydirilmemiştim küçükken. Genelde annem eline geçen ilk şeyi giydirir ve ikizime giderdi hemen.

Ahh! İkinci planda olmak gerçekten can sıkıcıydı...

HARABEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin