11. KILIÇLAR SAHİBESİ

77 9 5
                                        

Uzun bir aradan sonra tekrardan selamlar. Umarım bölümü beğenirsiniz. Bu arada Rayne, Aidan'ın annesi kafa karışıklığı olmasın diye söyledim. Anne demek istemediği için ismiyle hitap ediyor. Oylamayı ve yorum yazmayı unutmayın.

BÖLÜM 11: "KILIÇLAR SAHİBESİ"

Kafamda yankılanan kılıçların tok sesi savaşın habercisiydi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kafamda yankılanan kılıçların tok sesi savaşın habercisiydi. O sesler, istediğini almadan savaşı bitirmeyeceğini biliyordu. Kılıçların tok sesleri; intikamı istiyordu, yükselen gücü istiyordu. Ve en çok kimse tarafından umursanmayan o sesler önünde eğilmelerini istiyordu.

Sesler şiddetlenmeye başladığında istediğini almadan susmayacaklarını biliyordum. Savaş sonlanmadan kılıçlar susmazdı.

Sisler arasında, sislerden daha silik duran mağaraya bakınca gece yarısına çok az kaldığını anlamıştım. Tekrardan gözden kaybolmasını beklerken yaptığım hatanın geri dönüşü olmadığını, düşmanlarıma fazlasıyla taviz verdiğimi düşünüyordum. Gözlerim sıkıntıyla kapandı. O kadar çok zavallıydım ki bütün bu olanları engelleyememiştim. Engellesemde sonucu ne benim için ne de Rayne için iyi olacaktı.

Gücümün alınmasının ardından güçsüz düşüp bayılmıştım. Uyanmamla adımlarım kayıp cesetler mağarasını bulmuştu. İçeriye girmeyi bırak yanına bile yaklaşamamıştım. Gece yarısını beklerken bu sıralar çok sabrım sınandığı için patlamaya hazır bir volkan gibi hissediyordum kendimi.

Uzun süre gözlerimi kırpmadan izlediğim mağara birden ortadan kaybolunca, silikleşince hızlıca olduğum yerde doğruldum. Gözlerim, mağara ve görünmez olan mağaraya giriş yapmak için Arina'nın verdiği iksir arasında tur yapınca iksirin kapağını açıp birkaç yudumunu içtim. İçtiğim anda görünmez olan her şey gözler önüne serilince kaşlarım havalandı. Çevredeki bizi izleyen ruhları görünce onlara baktım. Onlara bakmamla şaşırıp kaçınan ruhları umursamadım. Zaten bazı ruhları görebiliyordum. Görünmez olan şeyleri açığa çıkaran iksiri Andrew ve yol göstericime uzattım. İçmelerini beklerken gözlerim yine mağaranın üzerindeydi.

İçtikten sonra ikili arasında bir konuşma geçti ama dinlemedim. Hırslı gözlerim mağaranın üzerindeydi. Ne olursa olsun Rayne'yi geri dönderecektim hayata. Bu hem Rayne'nin çıkarları için hemde benim çıkarlarım için olması gerekendi.

Mağaraya doğru hızla adımladım. Mağaranın biraz ötesinde dururken önünde herhangibir güvenlik önlemi olup olmadığına baktım. Etrafta kimseler yoktu. Bu da benim için şüpheli bir durum olsada mağaraya girmek zorundaydım. Saklandığım büyük kayanın arkasından çıktığımda dik yolları mağaranın önüne gelmek için geçmiştim. Arkamdan adım seslerini duyduğum ikili peşimden hızla geliyordu. Mağaranın önünde dikildiğimde temkinli adımlarım içeriye doğru yöneldi. Büyük mağaranın taşlı duvarları üzerinde ölümle ilgili semboller arasından en ilgi çekenine baktım. Mağaranın girişinin karşısında kocaman bir iskelet kafa vardı. Bu iskelet kafanın ortasından büyükçe bir kılıç geçiyordu. Ayriyeten duvardaki kafanın gerçekleri tavandan asılı bir şekilde duruyordu ve bunlardan yüzlercesi vardı. Hızlı adımlarım o sembolün önünde durduğunda elimi kaldırıp kafayı ortadan ikiye bölen kılıca dokundum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 12, 2024 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KAN KIRMIZISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin