Gün aymıştı sanırım tüm gece ağladığımdan dolayı biraz geç kalkmıştım. Draco büyük ihtimalle uyanmıştı ve etrafta beni arayama koyulmuştu. Yattığım yerden sessizce kalkıp odadan çıkmıştım. Uzun koridorda yürürken Riddle'ı gördüm yanıma doğru gülümseyerek geldi. Bir elini getirdi ve koluma koydu, biz gerçekten düşman mıydık?
"Şimdi daha iyi misin?"
"Evet, evet teşekkür ederim benim şimdi gitmem gerek evdekiler meraklanmışlardır."
"Tamam o halde ben sana bir portal açayım." Demişti Riddle gitmeden önce başımı eğdin ve portalın içine girdim. Portaldan çıkmam ve Draco'yu görmem bir oldu. Kendini yere çömelmişti ve tüm gün uyumamış gibi görünüyordu.
"Neredeydin?" diye sordu, doğruyu söylersem bana çok kızardı bu yüzden yalan söylemek zorunda kaldım.
"Kendi kendime büyü çalışıyordum."
Draco bir anda sinirli bir şekilde ayağa kalktı, bana doğru yürüyüp tekrar aynı soruyu sordu. Ben de yine aynı cevabı verdim. Draco ellerini saçlarına götürdü ve sağa sola doğru yürümeye başladı, bir şeyler mi biliyordu?
"Harry" demişti, sakin olmaya çalışıyordu, sanırım yalanım tutmamıştı. Bana biraz daha yaklaşmıştı, bana vurmak istiyor fakat bunu başaramıyor gibiydi.
"Neden Tom Riddle'ın sarayına gittiğini bana söylemiyorsun!" demişti bağırarak.
Aslında haklıydı bir gece düşmanının sarayında kalıyordum ve hiç haber dahi göndermemiştim fakat benim açımdan bakıcak olursak masum olduğum görünüyordu, Draco'yu anlıyordum korkmuştu baya.
"Bana güvenmiyor musun?" ardından devam etti gözleri dolmuştu, bunu beklemiyordum "Düşmanımın sarayına kadar gittin ve bana haber dahi vermedin. Üstelik orada kaldın." biraz geri çekildi artık göz yaşlarını tutamamışı, yanlış giden şeyler var.
"Draco ama..."
"Sus Potter!" bana ismimle seslenmemişti, kendimi açıklamaya çalışıyordum ama beni dinlemiyordu.
"Bitti Potter, sırf sana saygımdan elçilerim hala köyde bulunacak. Sana Tom Riddle ile başarılar."
Daha olayları tam kavrayamamışken Draco beni terk etmişti. Neden, neden bunları çekiyordum ki? Dün gece ağlamam yetmezmiş gibi tekrar ağlamaya başladım. Arkamdan portal açılmıştı, Riddle bu anı bekliyordu demek ki. Portalı görmezden gelip kendi köy yoluma doğru gittim.
—
The eyes of god"Dostum bu çok kötü oldu." demişti Ron.
Harry'nin sağında Hermonie solunda ise Ron vardı. Harry, Hermonie'ye sarılıp ağlıyordu Ron ise moral vermeye çalışıyordu, en azından deniyordu. Sirius ve Lupin daha öğrenmemişti, Harry onlara hava kararınca anlatmayı planlıyordu.
"Harry, bak değmez elin adamına."
"Elin adamı da değil ki bir prens."
"O da doğru." demişti ve Harry'e daha sıkı sarıldı.
"Bütün erkekler aynı." Harry ve Ron anlamsızca Hermonie'ye bakmıştı."Sen hariç Harry."
"Ben?" demişti Ron çaresizce, Harry Ron'nun bu halini görünce gülmüştü.
"Sen sus rezil." diye devam etmişti Hermonie. Harry ikisine gülmeye başlayınca Hermonie kaş göz yapmıştı, sahte kavga ediceklerdi. Harry'nin morali az da olsa yerine gelmişti anlık olarak unutmuştu Draco'yu. Fakat yine çevresinde Draco'yu arayınca tekrardan hatırladı onunla ayrıldığını.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kingdom / Drarry
FanfictionPrens Draco L. Malfoy bilinen çok güçlü bir kraliyetin evladıdır. Harry J. Potter ise bir köyün evladı. Harry kendisini normal bir büyücü olarak görmekteydi fakat bazı gerçekleri öğrenene kadar. Açıklama: Yine aynı büyülü zamanda geçer. Arada büyü s...