Kingdom / Drarry

21. Bölüm

The eyes of Harry

Gözümü açtığımda, kendimi bir odada bulmuştum. Sıcak bir havası vardı. Koltuğa oturmuştum elimdede bir kitap vardı. Odayı tam olarak kavramaya çalışırken birinin ayak seslerini duydum. Kafamı o yöne doğru çevirdiğimde bir çocuk olduğunu fark ettim. Çocuk aynı Draco'nun küçülmüş versiyonu gibiydi.

"Baba, babacığın toplantısı ne zaman bitiyor, çok özledim babacığımı."

Ne.

Ardından içeri küçük bir kız daha geldi. Yeni yürümeyi öğrenmişti sanırım.

"papa kucak."

Küçük kız ellerini bana doğru açınca etrafıma baktım. Bizden başka birileri yoktu odada. Elimdeki kitabı hemen yanımda duran masaya koymuştum ardından küçük kıza geri baktım ve kucağıma aldım. Olayın hala şokundaydım. Bu kız da inanılmaz bi şekilde bana benziyordu, sadece gözleri maviydi.

Küçük kız kucağıma iyice sokulmuştu ve sanırım uykusu vardı. Elimi onun saçlarına attım ve sonunda konuşabildim.

"Lilly?" Sadece içimden geçen bu isim vardı. Küçük kız yüzüme uykulu halde bakınca gerçekten isminin Lilly olduğunu öğrendim.

"Sana ninni söylememi ister misin?"

Lilly başını salladı ve kafasını boynuma koydu.

"Ben de dinlicem." Lilly'den daha büyük çocuk da yanıma sokuldu o da ikimize sıkı sıkı sarıldı. Başını da boynuma koymuştu.

"Scorpius boynun ağrıyacak babacım."

Bu isimler bana nasıl geldi ve ben nasıl hemen baba olduğumu kabullenebildim?

Scorpius bu sefer kafasını bacağıma koymuştu ve gözlerini kapatmıştı. Ben ikisine de ninni söylemeye başlamıştım.

Rahatlamış hissediyordum. Rüyada olmam gerekti ama bu rüyadan uyanmak bile istemiyorum. İki tane evladım olmuştu hem de Draco'dan daha ne isterim ki? 

İkisine uzun uzun bakarak ninni söylüyordum.

—

İkisinin iyice uyuduğundan emin olunca kalkmaya çalıştım ama kalkamamıştım. Sanki halatla bağlanmış gibiydim.

Ardından karşıma bir yüz belirmişti. Bu Draco'nun yüzüydü. Çığlık atıyordu adeta, korkmuş gibiydi. Sonra yüzü kaybolmuştu. Bulunduğum mekan değişmişti.

Etrafıma bakınca çocuklarım ortada yoktu. Gözlerimi kapattım, en sonunda açtığımda onların yerine kendimi hastanede bulmuştum.
Draco'nun yanı başımda uyuduğunu görmüştüm. Elinde yüzük vardı. Sakalı çıkmış saçı başı birbirine girmişti. Elimi kaldırdım ve başını okşamaya çalıştım. Saçları artık çokta yumuşak değildi.

"Draco?" Kurumuş boğazımdan konuşmaya çalıştım.

Draco hemen uyanıp bana baktı. Hatta inanmayıp gözlerini ovuşturdu. Bir kez tokatta attı kendine sonra tekrar bana baktı.

"HARRY!" ellerini hemen yanaklarıma koydu inanmadığı için tekrar uzun uzun baktı. Gülümsedim, nedense gözümden yaş akıyordu.

—

The eyes of God

Olayın üzerinden tam 2 yıl 2 ay geçmişti. Harry yeni uyanmıştı. Draco sevinçten eli ayağı birbirine girmiş Harry'ye sarılıyordu.