1. Bölüm

540 50 5
                                    

3 ay sonra

Malfoyların şatosuna geleli 3 ay olmuştu. Köyüme bol bol yardımlar gidiyordu. Çok mutlu olmuştum fakat neler oluyordu göremiyordum. Prens Draco'nun yanında olmam gerekti, çok sinir bozucu.

3 ay geçmesine rağmen alışamamıştım. Buradaki herkes beyaz giyiniyordu ya da beyaz olmasa bile onun gibi açık kıyafetler.

Ben de zorla beyaz giyiniyordum, gerçi hep üstüme çamur bulaşıyordu bu yüzden giyecek beyaz kıyafetim kalmıyordu. Prens Draco HER ŞEYİ bana yaptırdığından. Pezevenk. Sabrımı sınırlıyordu.

"Potter, şunu taşı."

Sanki taşıdıklarım yetmez gibi üstüne daha da ekliyordu.

Sinirle elimdekileri bir köşeye bırakıp Prens'e döndüm.

"Prens falan dinlemem alırım seni ayağımın altına, beni vezir olarak yanına aldın hizmetçi olarak değil!" Prens tam konuşacak iken sözünü kesip devam ettim  " Sen prens değil misin, işin yok mu senin?Ne diye bana işkence çektiriyorsun!"

Prens ilk sırıttı sonra yüzündeki ifadeyi bozarak Harry'e yaklaştı. Harry geri adım atmıyacaktı, ilk günden beri ona saçma sapan işler veriyordu. Örnek yemek yerken önünde su durmasına rağmen Harry'den ayrı bir şekilde su istemesi gibi.

"Üstün kirlenmiş git değiştir."

Harry bir cevap beklerken prens'in dediği şey ile afallamış, algılamaya çalışıyordu. Prens kapının önünde bulunan 2 hizmetçiyi eliyle gel işaret yapıp eşyaları odasına götürmesini söyledi ve ardından bahçeye doğru gitti. Harry aptala dönmüş gibi Prens Draco'nun arkasından baktı. Sinirlenip Prens Draco'nun odasının hemen yanında bulunan odasına doğru gitti fakat gitmeden önce arkasından nah çekmeyi de unutmamıştı.

Odasına geldikten sonra çekmecelerini açtı.

Ve evet hiç beyaz veya o tarz bir kıyafeti kalmamıştı. Odasından dışarı çıktı ve gözüne ilk kestirdiği hizmetçiyi durdurdu.

"Hey, rahatsız ettim bana uygun bir kıyafet bulabilir misiniz? Ben Prens Draco'nun özel veziriyim." Bunu neden deme gereksinimde olduğunu bilmiyordu.

"Tabiki sizi bulamazsam diye nasıl seslenmemi istersiniz?"

"Harry Potter, peki ben de sizin adınızı öğrenebilir miyim? Bulamazsam diye."

Hizmetçi ilk gülümsedi, aslında adının öğrenmesine gerek yoktu sadece onun adını öğrenmesi yeterliydi ama yine de söyledi adını "Hermonie Granger"

"Memnun oldum hermonie hanım" Hermonie de kafasını eğdikten sonra işinin başına döndü. 'Sonunda Prens ve ailesinin dışında insan gibi biri ile konuştum' diye iç geçirdi Harry. Yanına turuncu saçlı bi adam geldi ve konuştu

"Harry Potter sizsiniz değil mi?"

"Evet?"

"Prens hazretleri sizi bahçede bekliyor, acil bir şey konuşacakmış." Ardından Harry'nin kıyafetlerine baktı.

"Prens kirli kıyafetten hiç hoşlanmaz efendim" ardından kulağına eğildi "Ayrıca çok sinirli gözüküyordu ne bok yediniz bilmiyorum." Harry bu kadar samimiliye şaşırsa da daha büyük problemi vardı. Giysi. Ardından turuncu saçlı çocuğun kulağına bu sefer o eğildi " siyah giyinmek mi yoksa kirli kıyafetli gitmek Prens'i daha çok kızdırır?" ardından çocuk ta Harry'nin kulağına eğildi "kirli kıyafet Prens'i daha çok kızdırır."

Harry teşekkürlerini iletti. "Sen de benimle gelemez misin?" Turuncu saçlı çocuk kafasını hayır anlamında salladı. "Ne olur ne olmaz diye bana ulaşmak istersen adım Ron Weasley, şimdi işime geri dönmem gerek kimse beni görmeden." dediği gibi bulunduğu yerden hemen ayrıldı. Harry'de odasına geri dönüp bu şatoya gelirken yanına getirdiği bir giysiyi çıkarttı.

Kingdom / DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin