11. Bölüm

242 21 4
                                    

Hava aydınlanmış, yani uyanmıştım. Bir dakika burası neresi! Aniden yattığım yerden doğruldum, sağıma soluma bakarken aklıma dün geceden kalma görüntüler gelmişti. Biraz utanmış ellerimle yüzümü kapadım. Etrafta Draco yoktu fakat ona özel banyosunda sesler geliyordu. Yataktan çıkarken vücudumun temiz olduğunu ve giyinmiş olduğumu gördüm. Ayağa kalktığım sırada belime ağrı girdi bu yüzden kalktığım gibi yatağa oturmuştum.

Off ne diye bu kadar zorladım ki. Kapı açılmış ve sadecek havlu ile çıkan ıslak Draco'yu görmüştüm.

"Aa uyandın mı? Günaydın bebeğim." yanıma gelip başımdan öpmüş ardından dolabına yönelmişti. Eline birkaç kıyafet almış üstünü değiştiriyordu, vücudu zarifti aynı bir meleğe benziyordu, kolları güçlenmişti. Draco üstünü giyindikten sonra karşıma geldi.

"İyi süzdün beni, seni fırsatçı." dedi ve burnumu sıktı.

"Sanki bu sabah beni temizleyen sen değilmişsin gibi konuşma, sen de fırsatçısın." Draco dediklerime gülüp dudaklarımdan öptü.

"Belin ağrıyor mu?" diye sordu.

"Dün biraz fazla ileri gittim hak ettim bunu." Draco bana doğru gülüp önümde eğildi. O ne zaman bana aşağıdan baksa çıldırmak üzereymişim gibi hissediyordum.

"Bu şekilde bakmayı seviyorsun gibi he?"

"Nerden bildin?"

"Bakışlarından."

"Nasıl bakıyorum ki?" Bana nasıl baktığını görmüyordu halbuki, resmen bir tanrıça gibiydi. Beni manipüle edip içine çekiyor.

"Benim gözümden bakmadıkça nasıl baktığını anlamazsın." demişti ve gözlerimden öpmüştü. Geri çekilince kollarımı boynuna sardım ve dudaklarından öpmeye başladım. Dudaklarımız sanki bir büyü ile lanetlenmiş gibiydi birbirimize muhtaçtık.

Draco ayağa kalkıp beni yatağa yatırmış, gözlüklerimi çıkartıp yatağın herhangi bir yerine koymuştu. Üstüme doğru eğilmiş ve öpüşmemiz iyice derinleşiyordu, nefes almak için geri çekilmiştik, sabah ayrı bi güzeldi bu çocuk. Güneşin verdiği ışık ile saçları parlıyor gözlerindeki mavilik ortaya iyice çıkıyordu.

"Harry gözlüklerin olmadan ayrı güzelsin."

"Ehem, aranızı bölmek istemezdim çocuklar fakat konuşmamız gerek."

Kraliçe'nin sesini duyar duymaz ikimizde ayaklanmıştık, aniden ayaklanmamdan dolayı belime sancı girmişti. Draco da çaktırmadan bir elini belime koymuştu, hafifçe ovalayıp yumuşatmaya çalışıyordu.

"Harry eğer boğazını kapatıcak bir şey giymezsen Sirius seni öldürebilir."

Dedikleri karşısında şok olmuştum ve iki elimi boynuma koyup konuşmaya başlamıştım.

"Kraliçem, ben özür dilerim sarayınıza girmek istemedim ama işte baz-"

"Harry benden bir şey saklamanıza gerek yok, birbirinize olan aşkınızı ben çoktan biliyordum. Ben de diyorum bunlar ne zaman barışacaklar."

"Bir dakika anne ayrıldığımızı nerden biliyorsun?"

"Saraya gelmenle ve artı olarak ne zaman sabah yanına gelsem hem uyuyor olurdun hem de Harry'nin adını sayıklamış oluyordun."

Kafamı Draco'ya çevirip alaycı bir şekilde gülmüştüm. Draco da bana çevirip yüz ifadesiyle sus dediği çok belli oluyordu.

"Harry, Lucius'un kulağına saraya geldiğini işitmiş, benim sizi bulmam gibi Lucius'un seni bulması hiö de zor olmayacaktır, bu yüzden canını düşünüyorsan pelerini giy ve saraydan ayrıl."

Kingdom / DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin