1. BÖLÜM(MEKTUP)

146 54 37
                                    


(25/03/2023 başlangıç tarihi)


İyi okumalar♡

🎶:manga-Dünyanın sonuna doğmuşum
Kaan tangöze- divane ettim aklımı

İnsan, 5 harften oluşan kısa ve önemli bir kelime. Dünya'nın herşeyine sahip tek varlık. Fakat bunlara rağmen Aç gözlü, nankör, kibirli ve hep doyumsuz. Ne kadar tuhaf. Kimsede olmayan akıl ve duygulara sahip fakat aklın iyilik için kullananları vardır ve kötülük için kullananları. Bense hayata göre kullananlardanım. Yani hayatın benim karşıma çıkardığı olaylara karşı kullananlardanım. Ne iyilik ne de kötülük benim için hiç birşey ifade etmiyor. Sadece yanımda bulundurduklarım insanlara veya etrafımdaki masum insanlara bir şey olursa o zaman kötülük ile iş birliği yapar iyiliği bir kenara iterim. Eğer bunlardan hiç biri olmazsa sanırım iyi biriyim, sanırım...

Duygulara gelirsek, duygularda akıl gibi iyilik ve kötülük olmak üzere ikiye ayrılır. Karşılıksız aşk gibi, saf, temiz ve iyilik üzerine kurulmuştur. Bide kötüleri vardır. Saplantılı olanlar sevgisine karşılık bulamadığında çıldırıp ona sahip olmak için deliler gibi peşinde dolaşanlar. Benim duygularıma gelirsek sanırım duygularım yok. Yıllar önce öldü.

Yıllar önce öldürdüler.

Duyguları oyun haline getirip karşı tarafı düşünmeksizin kalp kıran bir sürü acınası insan var. Buarada her insan acınasıdır. Kendi mal varlığıyla yetinemeyip başka topraklar için savaşıp masum insanları öldüren bir başkan acınası, veya sırf kendinde olmadığı için deliler gibi kıskanan kadın acınası, gözünü hırs bürümüş daha iyisi olsun diye hayvan gibi çalışan iş adamları acınası. Ve az öncede dediğim gibi duyguları oyuncak haline getiren o kendilerini akıllı sanan insanlar da acınası. Yada benim gibi defalarca kendine söz verip, "geri gelmeyeceğim." Dediğim yere köpek gibi geri gelmem de acınası.

Sağ tarafına oturduğum mezarda avcumdaki toprağı daha da sıkma ihtimalim varmış gibi sıkıyordum. Elime batan taşlar o kadar umrumda değildi ki kalbimin yanında bir hiç olarak kalırdı. Yumruk yaptığım elime baktım. Avcumu açıp toprağı bıraktım.

Yapmamalıydım. Heleki onun yanında. "Özür dilerim, sinirlelenmek yok değil mi anne." Bir süre cevap bekledim mezardaki annemin konuşma ihtimali varmış gibi, ama konuşamazdı çünkü annem ölüydü.

Mezarın oturduğum kenarından kalkıp, başımdan düşmek üzere olan siyah şalı düzelttim. Mezarın üstündeki kurumuş otları yolmaya başladım. Mezarların üstünde olan çiçekler bir insana değer verdirtiğini hissetirir. Yani bence hissederler. Unutulmadıklarını hissederler. En azından ben böyle düşünüyorum. Bu koskocaman mezarlıktada sadece bir kaçının üstünde çiçek vardı. Çoğu mezarlıkta yoktu, çoğu mezar sahipsiz gibiydi. Çoğu mezarlık unutulmuştu.

Kurumuş otları bir kenara bırakıp, yanımda getirdiğim gülü alıp mezarın ortasına ektim. Diğer güllerde mezarın üstünde küçük bir bahçe oluşturmuştu. Her renk gül vardı. Getirdiğim gül küçük bir dal parçası gibi görünüyordu. Ama onu güzel yapan ucundaki beyaz güldü.

"Güzel oldu sanki, sence nasıl anne beyaz aldım. Seversin sen beyaz gülün kokusunu." Bende severim anne sen gibi kokar.

ACIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin