Inseong koşuyordu nereye gittiğini bilmeyerek. Kafasının acısından darbe aldığını anlamıştı ve büyük ihtimalle bu darbeden dolayı oraya nasıl geldiğini bile bilmediği bir ara sokakta uyandığında yanında gördüğü ölmüş arkadaşı, üstündeki kan lekeleri, bayıldığında elinden fırlamış gibi gözüken kendisine oldukça yakın bir bıçak korkutmuştu onu. Hiç bir şey hatırlamaması da katil ben miyim acaba diye düşündürmştü ona. Bu dünyada en çok değer verdiği insanı öldürmüş olabilir miydi?
Bu yüzden çok korkmuştu, panikle koşmaya başlamıştı ama nereye gittiğini kendi de bilmiyordu.
Koşarak bir köprüye geldiğinde daha ne kadar kaçabileceğini düşündü. Eğer gerçekten katil oysa polis elbet onu bulurdu. Fakat daha önemlisi ailesinin ölümünden sonra ona ailesi olan arkadaşı/kardeşi ölmüştü. Yaşadıklarını hatırlamayı o kadar çok isterdiki...
"Ölmeliyim."
"Ne yaşamaya hakkım var ne de hayatın amacı kaldı."
Çok korkardı aslında ölmekten. Her zaman geç ölmek için dua edenlerden olmuştu fakat yaşadıkları şeyleri düşündükçe korkusu arka planda kalıyordu.
Korkuluğun üstüne çıkıp oturdu. Bacaklarını aşağıya doğru sallandırdı. Kendini yavaş yavaş bırakmaya başladı. Düşme noktasına geldiğinde biri onu tutup korkuluğun öbür tarafına indirdi.
Inseong kendini kurtaran adama baktı, çok tanıdıktı yüzü. Sanki oydu...o muydu ölen arkadaşı Sang Min miydi o?
"Sang Min...?" o olmasını isteyerek söylemişti bu ismi. Fazlasıyla başı döndüğü için bulanık görüyordu.
Adam Inseong'un yüzünü inceledi.
"Alo 911. **** köprüsünde intihara teşebbüs var. İç kanama olasılığı var. Üstelik başına darbe almış. Tamamdır teşekkürler."
"Sen de kimsin? Niye yardım ediyorsun bana? Niye kurtardın beni?! Geberip kurtulacaktım işte!" çok güçsüz bir şekilde söyledi bunları.
Adam cevap vermedi.
"Hey. Sana diyorum. YAŞAMAYI İSTEMİYORUM! Ne yaşadığımı bilsen sen de istemezdin. Hayatım o kadar boktan ki." hayatında hiç bu kadar kötü hissetmemişti.
"Orasını bilemem belki de hayatınızın kıymetini bilmiyorsunuz." adam Inseong'un aksine sakindi.
"Kıymet m-" cümlenin sonunu bile bitirememişti halsizlik ve baş dönmesinden dolayı. Zaten ambulans gelmişti.
Ekipler Inseong'u ambulansa bindirdikleri sırada diğer adam çoktan uzaklaşmaya başlamıştı. Inseong son gücüyle;
"Kimsin sen?" dedi ama sesini duyuramamıştı. Sonrasında da gözleri kapanmıştı.
*****
Hastanede açtı gözlerini Inseong. Başı hala dönüyor gibiydi. Hiç bir şey hatırlamıyordu buraya gelişine dair. Tek hatırladığı kendisini intihar etmekten kurtaran adamdı ama yüzünü net olarak hatırlamıyordu bile.
Minnettardı aslında o adama. Ölmeyi nasıl düşünmüştü ki. Ailesini ve en yakın arkadaşını kaybetse de hala onu seven arkadaşları vardı değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PUZZLE [JaeSeong]
FanfictionInseong bir gece kendini bir ara sokakta bulur. Yanında da ölmüş bir şekilde en yakın arkadaşı vardır. Peki bunun sorumlusu kimdir? Bunun cevabını ölen arkadaşının ikiziyle bulur. Ona aşık olması işleri zorlaştırır.