"E o zaman biz de kalkalım. Gidelim mi Dawon?" Inseong ve Jaeyoon'un gitmesinden 15 dakika geçmişti. Muhabbetleri yavaşlamıştı.
"Olur gidelim Zuho."
"Kalmak istersen kal tabi ama birlikte geldiğimiz için araba yok sende."
"Yok ben de gideyim artık zaten." Dawon kalktı oturduğu yerden.
"Hadi görüşürüz."
Birlikte arabaya bindiler. Aynı binada hatta karşılıklı yaşadıkları için birlikte gelmişlerdi. Şimdi de birlikte gidiyorlardı.
"Jaeyoon'un Inseong'a nasıl baktığını görünce 'Inseong ondan daha iyisini bulamazmış' dedim." Dawon kafasını koltuğa yaslamış camdan dışarı bakıyordu.
"Jaeyoon gerçekten güzel seven biri gibi ama Inseong ile sen de olsan aynı olurdunuz. Kendi sevgini hafife mi alıyorsun?"
"Hayır, ben de çok severdim onu. Ona olan sevgimden şüphem yoktu. Ama Jaeyoon ve Inseong... Sanki o ikisinin kaderi birlikte yazılmış gibi. Jaeyoon Inseong'un buraya gelmesini sağladı. Inseong bir kez depresyona girseydi en az 3 ayı vardı hayata dönmek için ama Jaeyoon bunu hayatına girdikten 3 hafta sonra başardı."
"Jaeyoon'un sevgisinden şüphemiz yok, peki Inseong? O gerçekten seviyor mu? Hiç belli etmiyor."
"Evet, o duygularını belli edebilen biri değil zaten. Ama ben anlıyorum onu. Gözlerinden... Gerçekten seviyor onu."
"Bu seni kırıyor değil mi?"
"Hayır tam tersi! Onu gerçekten birini severken görmek beni mutlu etti. Onun kıymetini bilen biri olması daha da güzel."
"Anladım. Üzülmemen daha iyi zaten. Sizin arkadaşlığınız çok güzel. Sevmek ayrıdır tabi ama."
Sadece kafasını salladı Dawon. Inseong ile olsalar yapabilirler miydi onu düşündü. Belki ilerletemezlerdi. Inseong ile arkadaşken çok rahattı ama ilişki içerisindeyken o kadar olabileceğini düşünemiyordu. Böylesi daha iyiydi belki de. Hem eğer ilerletemeyip ayrılsalardı arkadaşlıkları da bozulmuş olacaktı.
"Sen sevilmeyi herkesten çok hak ediyorsun."
******
"Ben de gidiyorum gençler, size iyi eğlenceler." Youngbin de hızlıca kafeden ayrıldığında Taeyang ve Hwiyoung yalnız kalmıştı.
"Bıraktılar bizi, yalnız kaldık." Taeyang halinden gayet memnundu.
"Eh ben de gideyim. Chani merak etmiştir."
"Doğru Chani vardı. Ama boşver onu kocaman adam. Biraz daha kendi başının çaresine bakabilir."
"Haklısın ama o koca adamın içinden bazen bir bebek çıkabiliyor. Biliyorsun durumu da pek iyi değil."
"Niye acelecisin gitmekte? Rowoon ile araları iyi değil miydi, ara 'Biraz daha geç geleceğim, Rowoon'la buluşun istersen.' de." Taeyang Hwiyoung'u tutmaya çalışıyordu.
"Olur da biz ne yapacağız seninle."
"Piyano çalalım hadi gel." Taeyang Hwiyoung'un kolunu tuttuğu gibi arabayla sürükledi onu. Her zaman gittikleri kafeye gitmeyi planlıyordu.
Taeyang'ın bu halini çok seven Hwiyoung itiraz bile etmedi.
Birlikte kafeye vardıklarında direkt piyanonun başına geçtiler.
"Bugün özel bir şarkı çalmak istiyorum sana." Taeyang piyano taburesine oturdu ve yana kayıp eliyle Hwiyoung'a yanına oturmasını işaret etti.
![](https://img.wattpad.com/cover/336714835-288-k746211.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PUZZLE [JaeSeong]
FanficInseong bir gece kendini bir ara sokakta bulur. Yanında da ölmüş bir şekilde en yakın arkadaşı vardır. Peki bunun sorumlusu kimdir? Bunun cevabını ölen arkadaşının ikiziyle bulur. Ona aşık olması işleri zorlaştırır.