"Efendim?"
"Ne tip insanlardan hoşlanırsın?" Jaeyoon içinden kim istersen o olurum diye geçiriyordu.
"Neden soruyorsun? Bu Rowoon'un abisi taklidi için gerekli değil."
"Seninle yakın olmam gerekecek. Yani en azından sevdiğin bir insan türüne bürünüyim."
"Bir insanı arkadaşça sevmek ve hoşlanmak arasında çok fark var Jaeyoon BEY!" Inseong bu soruları saçma bulmuştu. Neden soruyordu bunları, neyin peşindeydi?
"Biliyorum. Benim öğrenmek istediğim-"
"Abiii nerdesinn?!"
Chani'nin sesi duyulunca duraksadılar. Inseong bunu fırsat bilerek kolunu Jaeyoon'dan kurtararak kapıya yöneldi.
"Neyse ben gidiyorum. Rowoon ile ilgili bir şey soracaksan sorabilirsin, ideal tipimle ilgili değil."
Jaeyoon odada tek başına kalmıştı. Lisede daha önce bu soruyu Inseong'a sormuştu ama o hatırlamazdı ki. Onun liseden tek hatırlayacağı Sang Min ile olan güzel anılardı ama kendisinin hatırlayacağı Sang Min'in eziyetleri, Inseong'u sadece uzaktan izleme, okuldan atılma gibi anılardı.
*****
"Hah abi ben de seni arıyordum. Rowoon'a neden vurdun? Ve galiba daha önemlisi o odada ne yapıyordun, yalnız mıydın?"
"Sırayla sor Chani!"
"Tamam tamam. İlk soru Rowoon'a neden vurdun?"
"Canımı sıktı çünkü sıradaki?"
"Canımı sıktı ile geçiştiremezsin bu soruyu. Odaya ilk girdiğinde de yüzünde farklı bir ifade oluştu. Sanki daha önceden tanışıyormuşsunuz gibi sanki sana kötü bir şey yapmış gibi?" Bir şeylerin döndüğünü anlamıştı bu yüzden abisini sıkıştırıyordu.
"Hayır hiç bir şey yok ama yok ama ondan uzak durmanı istiyorum."
"NE? NEDEN?!" Abisi hiç böyle davranmamıştı. Hiç bir insanı dış görünüşüne göre yargılamaz ve önyargıya karşıydı. Bir şeyler olduğuna emin olmuştu ama Rowoon da öyle bir insan değildi ki yani en azından o gün öyle biri değildi.
"Abin olarak onu uygun bulmuyorum arkadaşın olması için. Sorgulama ve ondan uzak dur ben hala kibarca uyarıyorken."
"Şuan mantıklı konuşmuyorsun ve düşünemiyorsun bunu sonra konuşuruz. Bir sorum daha var o odada kiminleydin?"
Chani soruyu sorar sormaz Jaeyoon çıktı odadan ve selam vermeden sadece hafif bir gülümseme ile geçti gitti.
"ROWOON'UN ABİSİ Mİ?!"
"SESİNİ ALÇALTSANA kardeşim."
"Tamam özür dilerim ama o ne alaka. Kardeşinden uzak durmamı söylüyorsun ve bir odada seni sakinleştiren kişinin abisi olduğunu öğreniyorum."
"Abisi de değişik ben de ondan uzak duracağım merak etme! Ayrıca o getirdi beni. Bu kadar saçma bir şekilde konuşacağını bilsem gelmezdim de."
"Ne dedi ki?"
"Boşver yürü taburcu işlemlerini halledelim. Daha fazla duramam burada."
******
"Rowoon Chani için dediklerinde ciddi değilsindir umarım. Bu kadarı fazla çünkü. Sırf aptal bir inancın yüzünden Inseong'a eziyet ediyorsun ama kardeşinin bir suçu yok. Hoş kendisinin de bir suçu yok ama!"
"Youngbin hyung, fotoğrafı görmene rağmen Inseong'a olan bu sadıklığın neden?"
"APTAL BİR FOTOĞRAF ÇÜNKÜ! Bu herkes açısından farklı yorumlanabilecek bir şey." Dawon boğmak istiyordu Rowoon'u
"Anlayabiliyorum seni Dawon. Inseong'a olan duyguların mantığının önüne geçiyor ama bu doğru değil. Şu fotoğrafta gördüklerini bir de sen yorumla." bilerek sinir ediyordu Dawon'u Rowoon.
"Bana bak şerefsiz! Git başka yerde hayal kur veya bunları senaryo olarak birilerine satabilirsin. Ama sadece çocuk tiyatrosuna satabilirsin çünkü çok aptalca!"
"Öyle mi? Hmm kıyamam kendi duygularına aptalca dedin."
Dawon yumruğunu Rowoon'a geçirmek üzereyken Taeyang tuttu onu.
"Boşver Dawon hyung uğraşmaya değmez. Bak zaten Chani ve Inseong da taburcu işlemlerini hallediyorlar. Birazdan çıkarız."
Dawon baktı son kez Rowoon'a sinirle ve gelen Inseong ile Chani'ye doğru yürümeye başladılar.
Chani Rowoon'a bakıyordu. Gülümsedi. Rowoon da ona bakıp gülümsemişti.
"Chani! Yapma abicim."
"Ama abi neden olduğunu bile söylemiyorsun ki! Mantıklı bir açıklama yap bana ben de ona göre uzak durayım."
"Hadi gidelim hallettik her şeyi."
"Abi!"
Inseong dinlemedi Chani'yi. Aklındaki tek düşünce oradan bir an önce gitmekti. Biraz daha kalırlarsa ya Rowoon'u öldürecekti ya da Jaeyoon ile karşılaşacaklardı.
Çıkışa geldiklerinde Chani telefonunu unuttuğunu fark etti.
"Abilerim kızmayın ama ben telefonumu unutmuşum siz arabayı getirene kadar alıp gelirim."
"Ben de seninle geleyim o Rowoon yavşağının nereden çıkacağı belli olmaz."
"Gerek yok Dawon hyung ben hemen gelirim." diyip geri içeri girdi telefonunu almaya Chani.
Odanın olduğu kata geldiğinde Rowoon'u gördü elinde telefonuyla.
"Ah telefonumu bulmuşsun. Teşekkür ederim." Chani telefonuna uzattı elini ama Rowoon elini yukarı kaldırdığında alamamıştı.
Chani tekrar çabaladığında bu sefer burun buruna gelmişlerdi.
"Tekrar görüşebilecek miyiz?" Rowoon bir çocuk edasıyla sormuştu.
"Ş-şey neden olmasın ki. Ee yani ama abim pek şey yapmaz." Chani aralarındaki mesafenin çok az olmasından kaynaklı heyecanlanmıştı.
"Abine sormadım sana sordum. Sen yetişkinsin kendin karar verebilirsin."
"Tabi orası öyle ama abim beni göz altına alacaktır kesin. Ama belki bir şeyler yaparım." Aralarındaki mesafeyi açtı.
Rowoon, Chani'nin açtığı mesafeyi kapattı.
"Bunu evet olarak kabul ediyorum. Mesaj yazarım." Telefonu uzatıp göz kırptı Rowoon. Chani telefonunu alınca da uzaklaştı oradan.
Chani kızarmış bir şekilde indi aşağı. Kalbi çarpıyordu adeta. Neden uzak durmasını istemişlerdi ki. Şuan olanaksızdı böyle bir şey.
"Şükür geldin. Nerede kaldın?" Inseong azarladı yarım saattir beklediği kardeşini.
Chani duymamıştı bile abisini. Aklı hala Rowoon ve aralarındaki mesafedeydi.
Korna sesiyle kendine geldi Chani. Arabaya bindiler ve eve doğru ilerlemeye başladılar.
******
Biraz garip bir bölümdü ama eheh.
Jaeyoon tavlayabilecek mi kii??
Chani abisini dinleyecek mi??
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PUZZLE [JaeSeong]
FanficInseong bir gece kendini bir ara sokakta bulur. Yanında da ölmüş bir şekilde en yakın arkadaşı vardır. Peki bunun sorumlusu kimdir? Bunun cevabını ölen arkadaşının ikiziyle bulur. Ona aşık olması işleri zorlaştırır.