"Ne dedin Hwiyoung?"
"Hiç." Hwiyoung duymasını isterdi Taeyang'ın çünkü tekrar söylemeye cesareti yoktu.
Taeyang başını sallayıp tekrar gökyüzüne baktı.
"Bana piyano çalmayı öğretir misin Taeyang?"
Taeyang bakışlarını Hwiyoung'a döndürdü.
"Dur daha gitarı yeni öğrettim. Yani öğrettim sayılmaz gerçi. Son çalmanın üstünden o kadar zaman geçmesine rağmen hala çoğu şeyi hatırlıyordun."
"Tamam işte. Piyanoyu hiç bilmiyorum. Baştan öğret bana."
Taeyang Hwiyoung'un gözündeki öğrenme tutkusunu görmüştü. Reddedemezdi bunu.
"Peki. Senin şu kafeye gel yarın, bir başlangıç yapalım."
Hwiyoung'un yüzünde kocaman bir gülümseme oluşmuştu. Güldüğünde gözüken diş etleri onu tatlı yapıyordu.
"Teşekkür ederim."
Taeyang da ona gülümsemeyle karşılık verdi. Gülümsemesi cidden güneşi soluk bırakırdı.
******
Zuho'nun dairesine eşyalar taşınmıştı sadece eşyaları yerleştirme işi kalmıştı.
Dawon Inseong gidince Zuho'nun kapısını çaldı.
Zuho kapıyı açıp onu içeri davet etti.
"Eşyaları yerleştirmene yardım etmemi ister misin?"
"Eşyaları bırak şimdi. Inseong sana ne dedi? Yani özel değilse sorabilir miyim?"
"Artık ilişki içindeymişiz gibi yapmamıza gerek yok."
"Anlamış mı?"
"Jaeyoon söylemiş büyük ihtimalle yoksa o hiçbir zaman anlamazdı."
"Aranız hala kötü mü?"
"Hayır. İtiraf edince aslında rahatladım. O da hala arkadaş olmak istediğini söyledi. Kısacası hala arkadaşız. Pek eskisi gibi olmaz büyük ihtimalle ama buna da razıyım."
"Anladım. Güzel olmuş böyle."
"Evet bence de."
"Peki...çok özel olmayacaksa... Ondan vazgeçecek misin?"
"Zorundayım Zuho. Neyse bırak şimdi beni. Yardım edeyim sana."
"Sen bilirsin ama istediğin zaman bana istediğini anlatabilirsin sana destek olurum biliyorsun değil mi?"
Gülümsemekle yetindi Dawon.
Kolileri açıp eşyaları yerleştirirlerken Dawon açtığı bir kutuda fotoğraf albümü gördü. Kapakta Zuho'nun küçüklüğü ve annesi olduğunu tahmin ettiği bir kadın vardı. Bakmakla bakmamak arasındaydı.
Birazcık kapağını kaldırdığında minik Zuho'yu gördü. Elinde oyuncaklarıyla kameraya gülümsüyordu.
Dawon sayfaları çevirdikçe Zuho'nun fotoğraflardaki hâli de büyüyordu. Albüm yıllara göre hazırlanmıştı.
Annesi ve babası ile olan bir kaç fotoğrafı vardı aralarda ama hiç birlikte oldukları aile fotoğrafları yoktu. Bir kaç sayfa daha çevirdiğinde albümün yarısının boş olduğunu gördü. Bir sayfada tek bir fotoğraf vardı. Cenaze fotoğrafı...
Dawon o fotoğrafın neden orada olduğunu anlamaya çalışırken Zuho geldi arkadan.
"Neye bakıyorsun öyle?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PUZZLE [JaeSeong]
FanfictionInseong bir gece kendini bir ara sokakta bulur. Yanında da ölmüş bir şekilde en yakın arkadaşı vardır. Peki bunun sorumlusu kimdir? Bunun cevabını ölen arkadaşının ikiziyle bulur. Ona aşık olması işleri zorlaştırır.