JaeSeong!

33 7 0
                                    

******

Liseye başlayalı 3,5 hafta olmuştu. Herkes hala yabancıydı. Küçüklüğümden beri arkadaşlarım olan Youngbin, Dawon ve Taeyang yoktu şuan yanımda. Çok yalnız hissediyordum. Yeni sınıfım da oldukça garipti. Sadece tek bir kişi dikkatimi çekmişti.

Siyah saçları hafif uzun ve önüne düşüyordu. Genel sessizdi. Teneffülerde kendi başına basketbol oynuyordu. Oldukça yetenekliydi. Sınıfta çoğu kişi arkadaş olmuş, bir tek biz yalnız kalmıştık. Acaba iyi anlaşır mıyız diye düşünmüştüm. Konuşmayı denemek istiyordum ama tersler diye de korkmuyor değildim. Adını da aynı sınıfta olmamıza rağmen öğrenmemiştim.

Sonra bir çocuk geldi ve ona seslendi.

"Jaeyoon! Beden eğitimi hocası seni çağırıyor. Basketbol sahasında."

Öğrenmiştim adı Jaeyoon idi.

Jaeyoon sınıftan çıktı. Onu takip etmek istedim ve yaptım da. Spor salonuna doğru gidiyorduk. Yanına gidip sohbet etmek isterdim ama fazlasıyla çekiniyordum. Uzaktan izlemekle yetindim.

Hocayla karşılaşmışlar, konuşmaya başlamışlardı.

"Hocam beni çağırmışsınız?"

"Evet Jaeyoon. Seni basketbol kulübüne almak istiyorum. Hatta seni kaptan yapmayı çok isterim. Basketbol oynayışını gördüm beden eğitimi derslerinde ve teneffüste. Sen de yetenek var. Geleceğin de var. Ne dersin?"

Duyduklarım beni mutlu etmişti. Çünkü gerçekten hak ediyordu Jaeyoon kaptan olmayı. Ne diyeceğini çok merak etmiştim.

"Yani hocam, siz beni uygun gördüyseniz olur tabi."

"Ah çok sevindim! Cuma günü ilk antrenman 8 de takım arkadaşlarından biri sizin sınıfta. Adı Sang Min tanıştınız mı?"

Jaeyoon'un yüzüne baktığımda suratının düştüğünü fark ettim. Tanıyor muydu Sang Min'i, kötü müydü araları?

"Hayır tanışmamıştık hocam. Tanışırız antrenmanda. İzninizle."

"Tabi buyur."

Hocanın izni ile Jaeyoon bu tarafa doğru geliyordu. Hemen bir şey yapmalıydım. Oradan geçiyormuş gibi yapmayı tercih ettim.

Salondan çıktığında beni gördü. Hafifçe gülümsedi. Gülümsemesi adeta ışık saçıyordu. Ben de ona gülümsedim. Benim yanımdan geçince adımlarını hızlandırdı. Arka bahçeye doğru ilerledi. Takip etmek istedim ama zil çalmıştı.

*****

Inseong dudaklarını ayırdığında yüzü kızarmıştı hafiften.

"Sevdiğim kişinin o olmadığını anlaman içindi." Diyerek hızlı adımlarla uzaklaştı yemek odasına doğru.

Jaeyoon şuan dünyanın en mutlu insanı olabilirdi. Az önce olanlara inanamıyordu. Dudağını tuttu. Tekrar düşündü o anı. Zihninin bir köşesine kazıdı. Sakinleşmeye çalışarak içeri girdi.

Dawon ve Zuho gitmek için hazırlanıyordu.

"Nereye gidiyorsunuz?" Jaeyoon sormuştu.

Anlamamak isterdi ama Dawon'un Inseong'a aşık olduğu ve Zuho ile yalandan sevgili olduğu çok anlaşılırdı. Inseong bunu nasıl anlamamıştı ki.

PUZZLE [JaeSeong]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin