16. Günce 55. sayfa
Insan hisseder, insan uzulur, aglar, yipranir bazen yikilir paramparça olur. yorulur, bazilari da inadina güler, kahkalari bogazlarini yakar, eller dudaklarına siper olur, içleri cayir cayir yanar, kalplerindeki ateş harlanir her bir tebessumde. sanmayın ki bu ateş önlerini aydinlatir bu sadece bir yanilsamadır ışık cogu zaman kör eder.
toplumun, insanligin bir kesiminin insan kismi geride kalmistir. hissetmez, aglamaz, yorulmaz, ici boş kuklalardan farklari kalmaz. pariltilari soner, gözleri bosluga döner, kaybolur. ipleri kopar, basi bos arşınlar harabeleri, dilleri keser ölüm fermanlarını.
cenazeleri kalkmaz omuzlara, okkali tokatlara, tukuruklere layik görülürler. şeytan diye ithaf edilir, saclari boyunlarina dolanir, soguk yatakları korku tünelidir, sık nefesleri yarınlarına ihanettir. tek care ölüm iken bile kisiye layik gorulmez, izdirap veren bir çığin alti layiktir, usurler canlari alev alsa bile usurler, kara kış kapı dısari eder. sokak ortası sahipsizdir. sokak ışıkları iğnelerini batirir. sokaklar bile kabul etmez.
perdeler yanar, sahne kapanir, insanlar camlara cikar alkis tutar. seytan çığ altında can bile veremez ininde, mahşer gunune kadar derler can verip kavusmamasi gerek Tanrı huzuruna.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
izmarit sokagi
Short Storyve unutma, ne kadar çok tebessüm edersen et, içindeki kurak topraklar yeşermeyecek. it's snowing like it's the end of the world / krobak