binlerce kelime sarf ettim, senin hatrina. onlarca belki yuzlerce söz verdim senin adina. her bir hatana af diledim. gozlerimi kapattım, öylesine mükemmel, öylesine ilahlaştırdim seni gözumde .
senin gözün görmezdi, senin yüreğin görmedi.dilin yalana bulandi, sahte sozlerin, aldatici siman ve yuregimi tarumar eden gözlerin beni bilmezdi.
gör istedim beni, gör, bil. duy istedim. ama bunlar yanilticidir, hisset istedim. icimdeki en doğru, saf duyguyu hisset istedim. yuregimin her defasinda burkuldugunu hisset istedim. bakıyordun, dudaklarin nezaket geregi kivriliyordu, ama görmüyordun. duyuyordun, her bir kelimemi isitiyordun lakin dinlemiyordun.
cümlelerime karşı sert mizacını duyumsuyorum, diger 67 mektubumda bahsettigim gibi özür dilemeyecegim. hislerim bir utanç kaynagi veya hata degil. kuram basit, herkes yaşam bulamaz. ümitlerim burada sona eriyor.
yanlış anlama lutfen, seni sevmeyi, bahsettigim uzere her bir hatana af dilemeyi, hatrina binlerce soz vermeyi, satir satir seni pencere onu cicegime anlatmaya devam edecegim. ama buraya kadar.
bunlari da yapacak olmam bir hayli hata, senin ile yaşıyor isem sensizligi birakamam, ben yaşamayı seviyorum. ne kadar yansa da, acisa da, her hafta kalbimdeki kara leke beni yer iken, izdirabimdan bayilsam dahi seviyorum bu hayati, bir kere de olsa yuzunu gorebilmek icin.
bu mektup, geçtıgimiz haftalarda oldugu gibi pencerene birakacagim. şans ya, belki alalade bir ruzgar, savurur bu satirlari. yuregim ferahler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
izmarit sokagi
Contove unutma, ne kadar çok tebessüm edersen et, içindeki kurak topraklar yeşermeyecek. it's snowing like it's the end of the world / krobak