"Gelin bir kahve ikram edeyim size."
"Teşekkürler," diyerek kibarca reddetti Gizem, ayakta bekleyen Şeyma'yı. Çok yakın olmasına rağmen, Şeyma'yı Serkan'ın arabasıyla evine kadar bırakmıştık. "Benim yarına yetiştirmem gereken bir ödevim var, başka bir zaman olur ama."
Az önceki yaşadığımız olaydan sonra, ne çabuk normal hayatımıza dönmüştük böyle? Şahsen benim hala sinirden elim ayağım titriyordu.
En çok da o şerefsize bir tane yapıştıramadığım için sinirliydim.
"Tamam, bir daha yolunuz buralara düşerse beklerim bak." Görünüşe bakılırsa Gizem'le baya iyi anlaşmışlardı. Sonra arkada oturan bana döndü.
Evet, Gizem'in öne oturmamı teklif etmesini beklemiştim ama etmemişti ve ben de mecburen arkaya oturmak zorunda kalmıştım. Resmen bana görümcelik yaptığına inanamıyordum.
"Sen geliyor musun?"
"Gelmiyor," diye cevapladı Serkan, benim yerime cevap vererek. "Onunla konuşmamız gereken önemli bir konu var. İznin olursa onu senden çalıyorum bu günlük."
Başta 'gelmiyor' diye emrivaki yapsa da, sonra kibarlık olsun diye 'iznin olursa' diye güya sormuştu Şeyma'ya. Umursamadım, paylaşılamıyor olmak güzel bir histi.
"Olur tabi," dedi küçük bir şaşkınlıkla. "Biz başka zaman da görüşürüz. Siz konuşun."
Benimle ne konuşmak istediğini deli gibi merak ederken, camdan el salladım Şeyma'ya. "Yarın okulda görüşürüz."
Aynı şekilde o da bana el salladı ve sonra arkasını dönerek binanın içine girdi.
Serkan arabayı çalıştırıp sürmeye başladıktan sonra, Gizem sessizlikten sıkılıp radyoyu açmıştı. Sevdiğim bir şarkı çalınca, heyecanla doğruldum. "Sesini açar mısın?"
"Sesini kıs biraz." Serkan'la aynı anda konuşmuştuk.
Bakışlarımız dikiz aynasından kesiştiğinde, ikimiz de aynı anda duraksadık. Sanki kötü bir şey demişim gibi yanaklarım utançtan kızardı, ve bakışlarımı mahçupça cama çevirip dışarıyı izlemeye koyuldum.
Niye utanmıştım ben de anlamamıştım."Neyse aç bakalım, dinleyelim madem," dedi kulağa çok sevimli gelen bir ses tonuyla. Gizem sesini açarken gülümsedim ve onu görebilmek için tekrar dikiz aynadına baktım, yine göz göze gelmiştik çünkü o hala bana bakıyordu.
Yüksek sesli çalan müziğe eşlik ederek ona tatlı tatlı baktığımda, dudakları yukarı doğru kıvrıldı ve kafasını onaylamazca sallayarak tekrar yola çevirdi bakışlarını.
Çok tatlıydı şerefsiz.
Müzik dinleyerek geçirdiğimiz eğlenceli yolculuk, Serkan'ların evin önüne gelince sona ermek zorunda kalmıştı.
Üçümüz birden arabadan indik. Benim amacım ön koltuğa oturmaktı, çünkü biz Serkan'la konuşmak için başka yere gideceğiz sanıyordum.
Serkan, "Ne yapıyorsun?" diye sorunca, istemsizce açtığım kapıyı geri kapattım.
"Nasıl ne yapıyorum? Biz gitmeyecek miyiz geri?"
Gizem bu söylediğime gülerken eve doğru yürüdü. "Sohbetinize doyum olmuyor ama benim gitmem lazım." Eve girmeden hemen önce, elini havaya kaldırdı. "Tanıştığımıza tekrar memnun oldum Erdem."
Gizem görüş alanımızdan çıkınca, Serkan elini belime koyup bir adım atarak yaklaştı bana.
"Eve girmek istemiyor musun? Burda konuşuruz diye düşünmüştüm."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İDDİA -BXB
Teen Fiction!Tamamlandı! Erdem : Kızın yanındaki gözlüklü artist kim Erdem : Sevgilisi değildir umarım Erdem : Anam valla bana ters ters bakıyor, kesin anladı manitasını dikizlediğimi Erdem : Alper senin ağzına sıçayım Alper Alper : Manitası değil kardeşim...