Kısa kısa dediniz, alın bakalım her zamankinin 3 katı bir bölüm oldu 🫢
Hepinize hayırlı Ramazanlar, ve iyi okumalar diliyorum✨❤️**
Uzun, hatta çok uzun bir sessizlik oldu.
Kaşları çatıldı, gözleri kısıldı ve dudakları aralandı. "Ne demek bilmiyordum?" diye sordu tuhaf bir sesle, dakikalar sonra.
Ona bunu anlatmak aklımdan bile geçmiyordu oysa ki, bir anlık cesaretle aklıma estiği gibi itiraf edivermiştim birden bire.
O bana bütün geçmişini çekinmeden anlattığı için kendimi suçlu hissetmiştim ve saklamamın doğru olmayacağını düşünmüştüm.
Hala az önceki anlattıklarının etkisinden çıkamadığım için elimin tersiyle yanaklarımı kuruladım ve derin bir nefes aldım.
Vazgeçmeyecektim, her şeyi bir bir anlatacaktım. Ona karşı olan hislerimden şüphe etmiyordu zaten, bu konuya çok fazla takılmamasını umuyordum.
"Alper'le Kaan var ya, hani şu küs olduğum iki arkadaşım.."
Kaşları daha da derinden çatılırken, gerildiğini hissettim. Duruşunu dikleştirirken, benden uzaklaşmıştı biraz.
"Evet?"
Yutkundum. "İşte onlar.."
Birden birisi kapıyı tıklatınca, sesimi keserek kapıya çevirdim bakışlarımı. Birkaç saniye bekledikten sonra, kapı yavaşça açıldı ve sonra annesi girdi içeri.
Bizim dağılmış suratlarımızı görünce şaşkınla duraksadı ve gözleri kocaman oldu. İkimiz de ağlamıştık ama tabi benim durumum Serkan'dan daha beterdi.
Şirin abla sorgulamamayı tercih ederek boğazını temizledi ve minik bir tebessümle konuştu. "Sofra hazır, hadi gelin de yemeğimizi yiyelim. Sohbetinize yemekten sonra devam edersiniz."
Bakışlarım istemsizce Serkan'a kaydı, bakışları benimle annesi arasında gidip geliyordu.
"Geliyoruz anne," dedi gözlerimin içine bakarak, ayağa kalkmıştı. "Bir toparlanalım da.."
Annesi onaylayarak odadan çıktığında, burnumu çekerek ben de ayaklandım.
"Bu konuyu sonra konuşacağız, Erdem."
Kafamı masumca aşağı yukarı salladım. Daha olayı duymadan bile bana soğuk yapıyordu, acaba her şeyi öğrenince aramız açılır mıydı?
Bu soğukluktan hoşlanmadığım için uzanıp elini tutmak istedim, ama bunu fark edince hemen arkasını dönüp kapıyı tuttu.
"Yüzümüzü yıkayalım, gel."
Resmen elini tutmama izin vermemişti! Üstelik yavrum ya da aşkım da dememişti..
Dudaklarımı büzerek kafa salladım ve açtığı kapıdan çıktım. Beni banyoya yönlendirip ilk önce benim yüzümü yıkamam için bekledi, sonra da kendisi yıkarken ben beklemiştim onu.
Ben önde, o arkada bir şekilde salona doğru yürüdük. Herkesin masada bizi bekliyor oluşu, ve biz salona girince herkesin bize bakması beni çok utandırmıştı.
Serkan masaya varmadan önce hızlandı ve önüme geçip sandalyemi çekti oturmam için. Ona gülümseyerek oturduğumda, yapmacık bir gülümsemeyle karşılık vermişti bana. Ailesine belli etmemek için uğraşması ona minnet duymama sebep oldu, onların karşısında bana soğuk yapsaydı utançtan hayatım boyunca ağlayabilirdim.
Bu masada oturan her aile üyesinin geçmişini az önce öğrendiğim için hepsine karşı olan bakış açım birden değişmişti. İçimden hepsine gidip sarılmak geçiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İDDİA -BXB
Teen Fiction!Tamamlandı! Erdem : Kızın yanındaki gözlüklü artist kim Erdem : Sevgilisi değildir umarım Erdem : Anam valla bana ters ters bakıyor, kesin anladı manitasını dikizlediğimi Erdem : Alper senin ağzına sıçayım Alper Alper : Manitası değil kardeşim...