Sabah her zamanki uyandığım saatte uyanmış, karnımdaki açlığı bastırmak için birkaç parça bir şeyler yemiştim. Hazırlandıktan sonra da karargaha gelmiştim şimdi ise üzerimdeki üniformalarımla birlikte bahçedeki bankta bizimkilerin gelmesini bekliyordum.
Sabah telefonumun internetini açtığımda akşam attığım mesaja verdikleri cevaplar ekranıma düşmüştü.
Hepsi bana sitem etmişti hatta kızmışlardı bende attıkları bütün mesajlara görüldü atmıştım. Görüldü attığımı gördükleri zamanda kızmışlardı bu sefer telefonumun internetini kapatmıştım.
Saat altıyı çoktan geçmişti diğer timler bahçede içtimaya bile başlamıştı ama benim timden hâlâ ses seda yoktu.
Sancak Timi
Siz: 15 dakika içinde karagahta olmazsanız hiç durmadan akşama kadar içtima yaptırırım.
Siz: 14 dakikanız kaldı.
Akın: Üç dakikaya oradayım komutanım.
Telefonumu yanıma bıraktım ve bahçeye çıkan timlerin içtimlarını izlemeye başladım.
Üç dakika sonra dediği gibi Akın askeriyenin kapısından içeriye girip yanıma geldi.
"Günaydın komutanım."
"Günaydın aslanım, otur."dedim.
Yanıma oturduktan sonra konuştum. "Nerede bunlar?"
"Siz mesaj attıktan sonra aradım komutanım çıkıyoruz dediler."
"Hayır ben size altıda demedim mi? Saat altıyı çoktan geçti."dedim hafif sinirle.
"Komutanım bir şey sorabilir miyim?"
"Sor."
"Yüzünüzden düşen bin parça da bir şey mi oldu?"
"Sonra aslanım sonra."dedim fısıldayarak.
"Komutanım kötü bir şey mi oldu?"dedi yüzüme doğru hafif eğilip.
"Bir şey oldu ama kötü bir şey değil."dedim.
"Komutanım meraklanıyorum, ne oldu?"
Cevap vereceğim sırada yanımıza büyük bir coşkuyla tim geldi.
"Günaydın canım komutanım."dedi Mert.
"Günaydın."dedim sinirli bir şekilde.
Akın hâlâ bir şey anlamak için yüzüme bakıyordu.
"Komutanım siz niye sinirlisiniz?"dedi Ali.
"Altıda olan içtimaya saat yedi de geldiğiniz için olabilir mi? Bir saattir şu bankta gelmenizi bekliyorum."dedim.
"Ya komutanım kaç aydır dağlardayız biraz uyumak istedik hem biz izinli değil miyiz niye karagaha geldik?"dedi Ayaz.
Dirseklerimi dizlerime yaslayıp başımı avuçlarımın arasına aldım.
"Komutanım ne oldu?"dedi Ali.
"Sordum ama söylemedi."dedi Akın.
"Ali bize çay kap gel aslanım."dedim.
Askerlerime isimlerinin yanında bu tarz hitap etmek hoşuma gidiyordu.
"Emredersiniz komutanım."deyip yanımızdan ayrıldı.
"Komutanım kötü bir şey mi oldu?"dedi Mert.
"Ona siz karar verin."dedim.
Kısa süre sonra Ali hepimize çay getirip dağıttı çayımdan bir yudum aldıktan sonra bakışlarımı bana meraklı gözlerle bakanlara çevirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİLAL (Tamamlandı)
Novela JuvenilBizim hayatımız buydu işte, biz böyleydik. Aylarca ayrı kalırdık birbirimizden ama bir kere bile isyan etmezdik, daima daha sıkı sarılırdık birbirimize özlemimizi gidermek için, derin derin nefesler alırdık kokusunu içimize çekebilmek ve eğer bir gü...
