14.BÖLÜM ☪️

838 48 15
                                    

3 hafta sonra Hilal Gökçe'den

"Devrem bizimkiler nerede?"dedim harekat odasındaki adaşım Hilal'e.

"Hedeflenen yere yakınlar komutanım."dedi.

Bana komutanım diyordu çünkü o üsteğmendi, ben kıdemli üsteğmen.

Oğuzhan'ın düğünün üzerinden iki hafta geçmişti. Beha'nın düğününün üzerinden ise bir hafta. Benim ise elimdeki sargı çıkalı bir hafta oluyordu.

Albaya artık sargım çıktı bende gideyim desem de kabul etmiyordu. Bende akşama kadar harekat odasından çıkmayıp onları izliyordum.

"Ne durumdalar?"diye harekat odasına giren albayla ben hızla arkamı dönüp selam poziyonuna geçerken, diğerleri ise ayağa kalkıp benim gibi hazır ol vaziyetinde durdular.

"Oturun çocuklar, Rahat Özer."

Albay bana harekat odasındayken soyadımla hitap ediyordu çünkü harekat odasında iki tane Hilal vardı.

"Komutanım iyi gidiyorlar."dedi Hilal ve yerine oturdu.

"Komutanım benim sargı çıktı bende gideyim."

"Olmaz."

"Ama neden?"

"Çünkü olmaz."dedi.

Yüzüm düşmüş bir şekilde masadaki sandalyelerden birine oturdum.

"Komutanım Bozkurt timi sizinle iletişime geçmek istiyor."dedi Hilal telsizi uzatıp.

"Tamam."deyip telsizi vermesi için elini uzattı.

Hilal telsizi verdikten sonra kulağıma haftalardır duymadığım ses ilişti.

"Yüzbaşı Fırat Turan Akyıldız."

"Albay Halil Demir. Söyle yüzbaşı."

"Komutanım gireceğimiz mağara tehlikeli duruyor o yüzden size bağlanıp helallik istemek istedik."

"Hayır."diye bir fısıltı döküldü dudaklarımdan.

"Nasıl tehlikeli? En güvenli mağarada olmanız lazım sizin şu an."

"Komutanım biz o mağarayı hallettik şimdi diğerine geçtik."

"Günde bir mağara diye konuştuk yüzbaşı. Gidin kendinize güvenli bir yer bulun ve orada sabaha kadar konaklayın."

"Komutanım mağaranın yanındayız eğer buradan uzaklaşırsak dikkat çekeriz. Ve dikkat çekersek de ateş altına alınırız."

"Siz bana sormadan niye iş yapıyorsunuz? Siz beni neden dinlemiyorsunuz?"diye kızdı albay.

"Oldu bir şeyler komutanım."

"Oldu bir şeyler değil sen dedin ki bugün o mağarayı da halledelim. Yanlış mıyım yüzbaşı?"

"Ko- komutanım sinyal kesiliyor, sesinizi alamıyorum."dedi ve telsizin sesi kesildi.

"Komutanım sinyalleri iyi yani telsizin çekmemesi imkansız."dedi Hilal.

"Biliyorum kızım, biliyorum. Telsizi kapattı!"dedi ve telsizi geri Hilal'e uzattı.

Hilal telsizi aldıktan sonra tekrar önündeki bilgisayara döndü.

"Tekrar bağlamayı deneyin."dedi albay.

Ayağa kalktım. Albayın bakışları beni buldu. "Hemen geliyorum komutanım."dedim.

Başını sallayarak onaylayınca harekat odasından çıktım ve hızlı adımlarla Turan ile paylaştığımız odaya geldim.

Odanın kapısını kapatıp kilitledikten sonra sırtımı kapıya yasladım. Birkaç dakika gözlerim kapalı sırtım kapıya yaslanmış bir şekilde durduktan sonra bacaklarım da güç bulamayınca bulunduğum yere oturdum.

HİLAL (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin