1. BÖLÜM☪️

3.6K 143 211
                                    

Önümdeki ıssız dağların arasına kurulmuş çadıra silahımın dürbününden daha dikkatli bir şekilde bakmaya başladım.

Etraf artık tamamen zifiri karanlık olduğunda telsizimden timle konuştum.

"Etraf fazla mı sessiz?"dedim.

"Aynen komutanım fazla sessiz."dedi Mert.

"Bir de sanki fazla karanlık."dedim.

"Evet komutanım fazla karanlık."dedi Ayaz.

"Ee aydınlatalım o zaman. Atış serbest aslanlarım, her kurşuna bir leş istiyorum."dedim.

"Emredersiniz komutanım."dediler hep bir ağızdan ve sonrası silah sesleri.

Bende aslanlarıma katılıp önümdeki ufak kamptan çıkanları vurmaya başladım.

Dışarıdaya çıkan çoğu adamı hallettikten sonra temkinli bir şekilde kampın içerisine girip içeride kalanlarıda hallettik. Kampın köşesinde bacağından yaralı bir şekilde duran elemanı kaşlarım ile Akın'a gösterdim.

Akın gidip elemanı omuzlarından tutup kaldırdı. "Belki bildiği bir şey vardır karargaha götürelim."dedim.

"Emredersiniz komutanım."dedi Akın.

Kampı son kez kontrol edip içerideki belgeleri aldık. Ben önden tim arkamdan gelirken "Ali karargahı arayıp buraya bir helikopter iste Mert sende geceyi biraz daha aydınlat."dedim.

"Emredersiniz komutanım."dediler aynı anda.

Ali telsizini çıkarıp karargaha bilgi geçerken bizde ilerliyorduk. Kampın bulunduğu yerden biraz uzaklaştık ve Mert'in yanımıza gelmesini bekledik.

Mert yaklaşık 15 dakika sonra yanımıza gelince bana dönüp "Hazır komutanım."dedi.

"Eline sağlık."dedim.

"Sağolun komutanım."dedi ve yerleştirdiği bombaların kumandasını elime uzattı.

Kumandayı aldım ve düğmeye bastım, yaptığım bu hamleyle birlikte kampı havaya uçurmayı başarmıştım.

Elimdeki kumandayı tekrar Mert'e verip timin önünde ilerlemeye başladım. Benim arkamdan timde tek sıra halinde gelmeye başladı. Tam dört aydır dağlardaydık. Büyük bir çeteyi an itibari ile çökertmiştik.

"Komutanım ben diyorum ki dönünce şöyle bir kendimize ziyafet ettirelim."dedi yemek yemeye düşkün olan canım askerim Ayaz.

"Bakarız."dedim.

"Komutanım tam bir aile babası gibi cevap verdiniz."dedi Mert gülerek.

"Mesleğiniz nedir?"dedi Ali. Mert'e.

"Babayım."dedi Mert ve gülmeye başladı.

Az önce yaptıkları şey internet ortamında çok ünlü olan bir akımdı.

Şu an bizim kim olduğumuzu merak ediyorsunuz değil mi? Ya da etmiyorsunuz bilmiyorum ama ben size kendimizi tanıtayım.

Biz; isimsiz kahramanlarız.
Biz; vatan ve millet uğruna seve seve canını verecek olanlarız.
Biz; önce vatan ve millet sonra ana ve yar diyenleriz.
Biz; tek hastalığı vatan olanlarız.
Biz; herkese papatya verip bu mesleğe gençliğimizi verenleriz.
Biz; şehadetini başında taşıyanlardan sadece biriyiz.
Biz; bugünü olup yarını olmayanlarız.
Biz; tek sevgilisi vatan olanlarız.
Biz; bilinmeyenleriz.
Biz; Akıncılar'ın torunu mavi berelileriz.
Biz; Piyade komandoyuz.
Biz; Sancak timiyiz.

Peki ya ben kimim?

Ben; aynı günde altı şehit haberi alan biriyim.
Ben; daha iki yaşındayken annesiz ve babasız kalanlardan biriyim.
Ben; Beha ve Eda Özer'in kızı, Sancak timinin komutanı Kıdemli Üsteğmen Hilal Gökçe Özer.

HİLAL (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin