Arka bahçede oturuyorduk, Suri elindeki küçük resim defterini karalarken ben de yanıbaşında oturmuş elimdeki kitabı okuyor ve Bayan Margaret'tan rica ettiğim kahveyi yudumluyordum. Göz ucuyla bu küçük kalbi süzdüğümde nedense içim acıyordu. Benim bir babam yoktu, ama Suri'nin iyi durumda bir babası vardı. Niçin Suri ile ilgilenmediğini bilmiyordum ama bunun büyük bir haksızlık olduğunu biliyordum.
"Annesinden dolayı," dedi bir ses. Yanıbaşımdan yükselen kadın sesine bakışlarımı çevirerek pozisyonumu düzelttim.
"Geldiğinizi fark etmemiştim efendim."
Oturuşumu düzeltirken Bayan Malik kendi için bir sandalye çekti ve hemen yanıma oturdu. O otururken, kurduğu cümleyi düşündüm. Annesinden dolayı, demişti. Bunun anlamı?..
"Onu ne kadar dikkatli izlediğini fark ettim, Eva." İki ayrı cümlesi arasında bağ kurmak neredeyse imkansızdı, anlatmaya çalıştığı şeyi anlamıyordum. Bu yüzden sessizce oturup dinlemeyi tercih ettim.
"Zayn bana gelip ilk aşık olduğunu söylediğinde onun için çok sevinmiştim fakat bu durum fazla uzun sürmedi, pek tanımadığı biriyle evlenmesi.."
Anlamak ister gibi gözlerimi kırpıştırdım, bu evde dönen şey her neyse fazla olmaya başlamıştı. "Tessa ile evlendikten kısa bir süre sonra kadın değişti, çok sık kavga ediyorlardı ve geçimsizlerdi."
"Birbirlerini sevmiyorlar mıydı efendim?"
"Öyle görünüyorlardı fakat olaylara bakılırsa seven tek kişi Zayn olmuştu, gözlerimin önünde o kadar yıprandı ki.."
Derin bir nefes alarak gözlerimi uzaklara diktim, bu yüzden mi kızına karşı bu kadar katıydı? O kadının bir parçası olduğu için mi?
"Aldattı." Beklemediğim bir anda böyle bir kelime duymak omurgamı yakıp geçen bir hissi beraberinde getirdi. Dünya üzerindeki hiçbir iyi adam ve kadınlar bunu haketmezdi. Ama Zayn..
"Bu yüzden mi Suri ile pek ilgilenmiyor?"
"En azından böyle düşünen tek kişi değilim." İç çekerek devam etti, "Babası olanlara dayanamadığı için bu halde."
İlerde, salonda kitap okuyan tekerlekli sandalye mahkumu adamı gösterince içim burkuldu. Bu kadın her kimse bir yıkım yaratmıştı ve ardında kalanlar darmadağındı.
"Peki, ona ne oldu?" diye sorma hatasına düştüm.
"Aşığıyla kaçarken öldü." Tüylerimin dikeldiğini, kanımın bedenimden çekildiğini hissetmiştim. Doğru düşünemiyordum, şimdi ne olacaktı?
"Senin bir şeyler bildiğini sanıyordum fakat görüyorum ki, Zayn yeni bir sayfa açmakta kararlı." Dudaklarımı ısırarak Suri'ye göz attım.
"Merak etmeyin, aynı hataları yapmak istemiyorum."
"Ve bende sana güveniyorum kızım.." Omzumu sıkıp bıraktıktan sonra yerinden kalkarak gözden kayboldu. Bu konuşma sonsuza dek kapanmış ve aramızda geçenler bu anın sırrına saklanmış olacaktı.
"Merhaba tatlım, ne çizdiğine bakabilir miyim?"
Suri ürkekçe mavi gözlerini eğdi ve elindekini göstermek için havaya kaldırdı. Yanılmamıştım, odasındaki diğer resimler gibi babası uzaktan kendisine bakıyordu. Uzaktan.
"Onu seviyorsun, öyle değil mi Suri?"
Tepki vermeyince içime bir şeyler battı, birilerinin çoktan olaya el atması gerekiyordu. Herkes için.
"Babaya bir sürpriz hazırlamak ister misin canım?"
***
Kapı çaldığında saat akşam üzeri bir dilimi gösteriyordu, hizmetçilerden biri kapıyı açmak için yöneldiğinde elimi kaldırarak onu durdurdum ve koşar adım kapıya yürüdüm. Kapıyı araladığımda bir an evde olduğumu unutmuş gibi gözlerini üzerimde gezdirdi, çantasını almak için uzandıktan sonra ona dönerek gözlerine baktım.
"Hoşgeldin canım," kollarımı bedenine sarmam ona tuhaf bir biçimde yabancı gelmişti, ellerimi hemen çekmedim, bir süre daha orada kalmalarının hiçbir sakıncası yoktu.
"Canım?" diye sordu afallayarak. Parmak uçlarıma kalkıp yanağına büyük bir öpücük kondurdum. Bu onu daha fazla sersemletmişti. Hiçbir şey söyleyince parmaklarıyla oynadım.
"Yemek hazır, herkes seni bekliyor."
"Şey ben.." Bir şeyler söylemek için ağzını araladı fakat başarısızdı. Onu masaya çekip servisini bizzat kendim yaptım. Yüzündeki yorgunluğun ansızın uçup gittiğini görebiliyordum, bu iyiye işaretti. Yemek sırasında sessizdik, Suri televizyon izlemek için içeriye geçmişti ve bende bunu fırsat bilip bir fincan sıcak çay eşliğinde Suri'nin babasına hazırladığı sürpriz kurabiyeleri Zayn'in çalışma odasına çıkardım.
"Merhaba, girebilir miyim?"
İçeriden cevap almam uzun sürmüştü.
"Eva? Ah, lütfen içeri gel."
Kapıyı hafifçe araladığımda loş ışıkta yüzünde oluşan çizgileri farkettim, masasının üzerinde uykuya dalmıştı. Geceleyin uyumadığını biliyordum fakat uykusunu bu şekilde almamalıydı.
"Yatağı hazırlamamı ister misin?"
Avuç içini gözüne bastırıp hafifçe gerindi.
"Sadece içim geçmiş, buna gerek yok."
Elimdeki tepsiden çay fincanını ve kurabiye tabağını alarak önüne bıraktıktan sonra kenarda duran sehpayı alıp tam karşısına oturdum. Sehpa biraz alçakta olduğu için boyum kısa kalıyordu ama masaya yetişiyordum.
"Sen mi yaptın?" Isırdığı ilk kurabiyenin arkasından beğeni dolu bir ifadeyle beni süzdü. Doğrudan gözlerine bakabilmek için kendimi biraz zorladım.
"Aslına bakarsan.." Bir süre bekledim, içimden sadece bunu yapanın Madam Margaret olduğunu düşünmesini istemiyordum fakat aklına gelecek başka bir ihtimal de olmayacaktı. "Onu Suri yaptı." dedim aniden.
Değişen yüz ifadesiyle birlikte parmaklarının arasındaki yarım kurabiyeyi tabağa bırakıp çayından bir yudum aldı. "Anladım."
"Neden ona böyle davranıyorsun?" İçimde tutamadığım cümlem başıma bela açsa da, açmasa da söylemek zorundaydım.
"Burnunu bilmediğin işlere sokma, Ufaklık." Ses tonu uyarıcıydı, kendimi daha fazla tutamadım.
"Kızın senden nefret ediyor."
Bakışlarını kısarak masanın üzerinden yüzüme eğildi. "Babası olmayan bir kız mı söylüyor bunları, ha?"
İşte bu acıttı. Her şeye rağmen, dik duruşumu bozacak değildim.
"Evet, bir babam yok ama hayallerimde yaşattığım adam çok çok iyi bir insan. Ama Suri? Babası var, gözlerinin önünde fakat ondan ölesiye nefret ediyor. Sence hangisi daha kabul edilebilir?"
İşte böyle, sinirlen. Sinirlen. Sinirlen.
Tek kelime etmesine izin vermeden dışarıya çıktım, bırakılması gereken sessiz gözyaşlarım vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ufaklık | zm
Fanfiction"'Koca' kelimesinin ne anlama geldiğini biliyor musun?" Sessizce düşündü, alt dudağını dişledikten sonra bakışlarını gözlerime çevirdi. "En azından kocaman olmadığını biliyorum." Hayran Kurgu içinde #10