˗ˏˋ 2 ˎˊ˗

161 11 43
                                    

Felix'in anlatımı;

Ders biteli beş dakika olmuştu. Aklımda hâlâ dolanan o sözler dışında şu an gayet iyi gidiyordu, her zaman olduğu gibi. Yanımdaki sapıkta gitmişti bu nedenle rahattım. Ben etrafına bakılırken arkamda hissettiğim dürtü ile o tarafa döndüm. Şaşkınlığımı koruyamazken ağzımdan fısıltılı bir küfür çıktı. Önümde duran kısa ama çekici ve kaslı genç'in üzerindeki forma yırılacak gibi duruyordu. Geniş ve büyük göğüsleri ile mükemmel görünüyordu. Hiç çekinmede ayağa kalkıp konuştum.

"Abim ne bu güzellik be kardeş, maşallahın var, çok yakışıklısınız sevgiliniz varsa şanslı olmalı." diyerek omzunu pat-patlayıp gülümsedim. Önümdeki çocuk bir süre  dediğimi algılayamadı fakat çok geçmeden oda gülümsedi.
"Ah, teşekkür ederim. Sende çok yakışıklısın. Sevgilimde yok bu arada, istemiyorum zaten." diyerek beni baştan aşağı süzdü.
"Bu okula ilk nakil olduğumda bende böyle gelmiştim." diyerek güldü. Gülümsedim ve üzerimi düzelttim.
"Ee o zaman inelim mi kantine?" önümdeki siyah saçlı çocuk konuştuğunda gülümsedim ve benden büyük olduğunu düşünerek
"Tabiki abim buyur önden." dedim gülümseyerek.

"Bu arada ismin neydi?" dedi merdivenlerden inerken siyah saçlı çocuk. Zıplayarak merdivenlerden inerken "Felix" diye cevapladım. "Changbin bende" dediğinde gülümsedim "Doğum günün ne zaman?" dedim ve yüzüne baktım. "11 ağustos, senin?"
"Amına koyayım biliyordum benden büyük olduğunu," dalga geçermişcesine söylediğim şeye Changbin gülmüştü. "Neyse sen şimdi cevap ver arkadaş mıyız?" dedim ve sırıttım. "Hee?" sorgularmışcasına cevap verdiğinde beni yok edebileceğini bile bile "Benden büyüksün ama yeterince uzun değilsin amına koduğuumm" diyerek kantine doğru koştum. "Siktim seni Felix!"

...

"Çok yedin yeteer." bıkkınlıkla söylediklerime karşılık ağzındakilerle cevap verdi Changbin, fakat ne dediği anlaşılmıyordu.

''Felöx sösbş ö.''

''Hee övövöğ amına koyayım he, ya sabır.''

''Çok küfür ediyorsun, acı biber sürerim bak.'' diyerek yemeğinin yanında olan acı biberi eline alıp gösterdi.

'' Iyy çek şunu be, piç.''

''Kırıyosun beni.'' diyerek küçük bir çocuk gibi dudaklarını buzerek aegyo yaptığında ona iğrentili bir yüz yaptım.

''Öğk, küçük çocuk yüzü gibi oldu, nefret ederim çocuklardan!'' dıyerek iki parmağımı ağzıma götürüyormuş gibi yaptım.

''Ay ama ben çok severiimm, minik minik elleri falan!'' dediğinde ona gülümsedim. ''Bak benimde ellerim minik, beni de seviyon' mu?'' dediğimde bu sefer o iğrentili bir surat yapmıştı. Hafiften kahkaha atmıştım, sevmiştim bu çocuğu, sahi biz ne ara bu kadar samimi olduk bununla?

''Oğlum fark ettin mi, biz çok çabuk kaynaştık.''

''Sahiden, hızlı oldu.''

''Derken?'' diyerek ona sapıkça baktım. ''Fesat.'' dıyerek yumruğu ile koluma vurduğunda yere düşmüştüm.

''Oha!''

Changbin kahkaha atmaya başlayınca bende hafiften gülmüştüm. Nerdeyse kantindeki herkes bize bakıyordu. Aldırmadan yerden kalkacağım sırada kafamın üzerinde hissetiğim karartı ile yukarıya baktım. Bunu yapmamla bana üsten sırıtarak bakan tacizci sapık ile göz göze gelmem bir oldu. Kaşlarımı çatarak ona baktığımda etrafımdakilerin fısıldaşmaları artmıştı. Ne bu amını sikeyim, mafya mı bu çocuk niye herkes sessizleşti?

''Hyunjin, çekil.'' Changbin'in sesini duymamla kendime geldim ve ayağa kalktıp üzerimi düzelttim. Changbin'e baktığımda deminki halinden eser yoktu. Fazla ciddi ve sinirli görünüyordu. N'oluyor be?!

''Felix yanıma geç.'' dediğinde Changbin'in yanına geçtim ve adının Hyunjin olduğunu ögrendiğim kişinin yüzüne baktım. Hala pişmiş kelle gibi sırıtıyordu. Sikecem bu adamı az kaldı yeminle, psikopat herif.

''Changbin bey sinirli gördüm sizi, hayırdır?'' dediğinde Changbin'e baktım. Çenesini sıkmıştı.
''Bana bak Hyunjin, o senin oyuncağın olmak için fazla neşeli ve senin aksine güzel bir hayatı var,'' Changbin'in dediği şeyle kaşlarımı dahada çatmıştım. 'Oyuncak' derken ne demek istiyordu?

''Bir günde herşeyinide öğrenmişiz bakıyorum.'' sırıtarak söylediği şeylere karşılık Changbin konuşmuştu.
''Onun hayatını Oliwer'in hayatını karartığın gibi karartmana izin vermeyeceğim, çocuk senin yüzünden intihar etti be!'' diyerek çıkıştığında kaşlarım şaşkınlıkla havaya kalktı. İntihar mı?
''Hop, hop hayırdır bana böyle bağırıyorsun lan sen!'' diyerek elini kaldırıp Changbin'in üzerine yürüdüğünde araya girip Hyunjin'i ittirdiğimde kantinde yankılanan şaşırma sesi ile iyice sinirlenmiştim.

''Eeeh! Yetti bee, n'oluyo kendinize gelin amınıza koduklarım!'' fısıldaşmalar artarken aldırmadan konuşmaya devam ettim.
''Ne bu ergen ergen saçma salak şeyler! Ne yaşanıyor bu okulda? Sırf şu, mafya bozuntusu yüzünden herkes kafayı bozmuş!''

''Felix..'' Changbin arkadan kolumu tuttuğunda sinirle kolumu onun elinden çektim.
''Bırak Changbin!'' zaten kalın çıkan sesim iki katına çıkmıştı.
''Ne bu oyuncak moyuncak Tanrı aşkına!? Kim kimin oyuncağı oluyo bu okulda Changbin? Neden herkes bu sikik heriften korkuyor?'' dedikten sonra Hyunjin denilen mala döndüm.

''Sen nesin? Zorbamısın sen? Ne bu herkes senden korkuyor!? Ailen hiç terbiye vermedi mi-'' yüzümde hissettiğim yumruk ile iyice sinirlenmiştim. Tam ağzımı aralamış konuşacakken yakalarımdan tutulup duvara yaslanmam bir oldu.

"Senin ailende terbiye vermemiş bakıyorum, çok küfür ediyorsun." sinirle söylediği şeyler ile sinirle gözlerine baktım. Onun gözlerinden ateş çıkarken benimkilerden il çıkıyordu. Onun siyah gözleri benim kahverengi gözlerimle buluşmuştu ve çok geçmeden boynumda hissettiğim uzun ve soğuk elle sadece sırıtmıştım. "Kelimelerine dikkat et." dişlerini sıkarak konuştuğunda çok geçmeden nefes almam zorlaşmaya başlamıştı. Bu sefer ben sırıtırken o ise sinirden kıp kırmızı olmuştu.
''Sadece bu mu?'' demiştim dalga geçrmişcesine. Boğazımdaki elleri iyice sıkılaşırken arkadan Changbin'in Hyunjini üzerimden ayırmaya çalıştığını gördüm. Changbin ile göz göze geldiğimizde ona gülümsemiş ve ardından Hyunjin'e bakarak göz kırpmıştım. Küçük ellerim ile Hyunjin'in bileğini tutup zar zor konuşmuştum. "Sadece bu mu?"

=)

Küfürbaz çocuk \ HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin