˗ˏˋ 7 ˎˊ˗

99 9 59
                                    

Felix;

Sabah kalkıp rutin işlerimi hallettikten sonra okuldan aldığım formayı üzerine geçirip saçımı hafifçe alttan toplamış ve perçemlerimi çıkarmıştım.

"Oldu böyle." demiştim kendime aynada bakarken. Kravatımı düzelterek bir parfüm alarak birkaç kez sıkmış ve çantamı alıp çıkmıştım.

"Hadi bakalım.. Gün başladı yine." demiş ve telefonumdan okulun konumunu bulup yürümeye başladım.

Hyunjin'den:

"Hyunjin! Kalksana amına koyduğum!" demişti Bangchan sinirle. İstemeyerek mırıldanmıştım.
"İstemiyorum.." demiştim kalın ve uykulu sesimle hafifçe yatağa otururken.

"Hadi, hadi! Sende bir bıkmadın her gün her gün geç kalkmaktan." O mutfağa giderken ben ise "Bıkmadım." demiştim sallama sallana tuvatele giderken.

Ben Hwang Hyunjin, ailemi küçük yaşta kaybettim. Onlar benim en değer verdiğim kişilerdi, fakat ben sekiz yaşındayken uçak kazasında hayata gözlerini yumdular.

...

"Teyze, annem ve babam bu gün geliyor değil mi?" demişti Hyunjin hoplaya zıplaya. Teyzesi Yuri, gülümseyerek onu kucağına almış ve konuşmuştu.
"Ah, nede ağırlaşmışsın!" demişti sahte bir acıyla "Ve evet, bu gün annen ve baban gelecek." dediğinde Hyunjin büyükçe gülümsedi. Bayan Ha-yoon ve bay Dong Hyun, bu gün biricik oğlulları Hyunjin'i görmeye geliyordu. Küçük Hyun'un ailesi iş için başka bir ülkeye gitmişlerdi, ve bu nedenle onu Teyzesi olan Yuri'ye bırakmışlardı. Yaklaşık 2-3 ay süren bir zaman sonra ailesinin geri dönme zamanı gelmişti.

"Teyze, hazırlık yapalım mı?" demişti Hyunjin. Teyzesi gülümseyerek "Olur, hadi git odanın topla, annen yorulmaz gelince." demiş ve sekiz yaşındaki bebeği kucağından indirmişti.
"Tamam!" koşarak odasına giden oğlana gülmüştü Yuri. Ardından oda mutfağa giderek akşam için leziz yemekler hazırlamaya başlamıştı.

Yaklaşık üç saat sonra;

"Teyze, neden hala gelmediler..?" demişti Hyunjin büzmüş olduğu dudaklarıyla. Teyzesi endişe ile ona bakmıştı, oda bilmiyordu. Şimdiye kadar burada olmaları gerekirdi.
"Belki de sana sürpriz yapmak istiyorlardır, bu yüzden sana aldıkları bir sürü hediye ile otele gitmişlerdir. Sonra sabah uyanınca odan hediyelerle dolar." demişti Hyunjin'i kucağına alırken Yuri. 'Umarım düşündüğüm şey olmamıştır' diye geçirdi Yuri içinden.

Fakat hayır, düşündüğü şey olmuştu. Uçak düşmüş, ve içindeki 250 kişiden sadece ikisi hayatta kalmıştı, ve ne yazık ki hayatta kalan kişiler onlar değildi. Yuri bunu duyduğunda günlerce ağlamış, kendine gelememişti. Hyunjin ise beklemiş, beklemiş fakat gelen yoktu. Teyzesinin geceleri ağladığını duyuyormuş, fakat bir türlü anlam veremiyormuş.

"Neden gelmediler.." demişti Hyunjin yatağında yatarken kendi kendine. "Ama söz vermişlerdi bana, tam altmış gün sonra geleceğim demişti annem bana. Saydım, ama gelmediler. Annem yalan mı söyledi, ama o yalan söylemez ki, hep tutar sözünü. Neden gelmediler?" gözleri dolmaya başlamıştı oğlanın. "Neden gelmediler..?"

...

"Lan dalyarrak, çıktım ben, gelirsin arkamdan." demiştim ağzımdaki tost ile.
"Bi' kerede bekle be, bir kere!" demişti mutfağı toplayan Bangchan isyan ederek. Nah çekerek çıkarken Bangchan bağırıyordu. "Çarpılacaksın sikik!" Kendi kendime kıkırdamış ve etrafıma bakarak yürümeye başlamıştım. Yavaş yavaş yürüyordum çünkü Bangchan'ın şu anda bana yetişmek için koştuğunu çok iyi biliyordum.
Bangchan, benim en iyi arkadaşımdı. En zor günümde yanımda olmuştu. Her derdime çare bulmuştu, hepsine. Sinir krizlerim başladığında, beni nasıl sakinleştireceğini biliyordu. İşe yaramayınca ise beni boş bir odada tek bırakıyordu. Bu fazlasıyla yardım ediyordu. Benim hakkımda her şeyi biliyordu.

Küfürbaz çocuk \ HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin