Felix'in anlatımı;
Bayılma ramak kalmıştı ve yüzünün nefessizilten morardığına emindim fakat kılımı bile oynatmamıştım. Kafam hafiften dönerken gözlerim ise yavaştan kararmaya başlamıştı ki Changbin'in Hyunjin'i sert bir şekilde benden ayırması ile bacaklarımı tutup eğilmiş ve öksürmeye başlamıştım. Gerçekten ölecek gibi hissetmiştim.
Changbin'in anlatımı;
Hyunjin'i Felix'ten ayırdığımda sinirle gözlerine baktım. O ise sinirle saçlarını geriye atmıştı. "Bana bak Hyunji-" sözüm beni yakamdan tutan ellerle kesilmişti."Seninle de uğraşmayacağım Chang, al bu piçi ve bir daha ailem hakkında konuşmaması hakkında uyar, yoksa diğer sefere daha kötü olur." diyerek sertçe beni bırakmış ve arkasını dönerek uzaklaşmış ve küfretmişti. "Sikik."
Felix'in anlatımı;
Etrafındaki sesler iyice netleştiğinde kafamı kaldırıp etrafına baktım. Changbin önümde durmuş endişeli gözlerle bana bakıyordu.
"iyi misin?" endişe ile sorduğu soruya karşılık kafamı sallamıştım sakince. "İstersen revire gidelim?"
"Yok iyi böyle, teşekkür ederim," diyerek boynunumu ovalamış ve yüzüne bakarak konuşmuştum.
"ama ben bir tuvalete gitsem iyi olacak amına koyayım, net iz çıktı. Piç herif." sinirle söylendikten sonra Changbin'in bana gösterdiği yoldan gitmeye başlamıştık. Yolda ise ara sıra iyi olup olmadığımı soruyordu. Bende iyi olduğumu söylüyordum.Tuvalete vardığınızda direkt olarak aynadaki yansımama baktım ve bakışlarım hızla boynuma yöneldi. Ağzım şaşkınlıkla aralanırken sessiz bir küfür savurmuştum. Pek sessiz sayılmazdı tabii, tuvalet boş olduğundan tuvalette yankılanmıştı. Ama haklı bir sebebti, çocuğun elinin izi çıkmıştı resmen. "Changbin bu ne?" şaşkınlıkla söylediklerime karşılık Changbin omuz silkmişti. "Lan bu ne?!" diyerek elimi boynuma götürmüş ve dokunmuştum. "Amına bıcak soktuğum organik puşt!" kalın çıkan sesimle beraber Changbin dayanamayarak bir kahkaha atmıştı. "Abi yeminle bu nee.." her konuştuğumda ritimi ve tonu değişen sesim ne kadar şaşkın olduğumu açıkça gösteriyordu.
"Bu morarmaz demi lan?" aynaya iyice yaklaşıp birde yakından bakmıştım boynuma. Uzun ve ince parmakları boynumda dövme gibi duruyordu.
"Yok be Felix, morarmaz.. herhalde." demişti Changbin.Benim bakışlarım ise yüzüme yumruk attığından dolayı moraran yanağıma kaydı. Sinirle dişlerimi bir-birine bastırırken konuşmuştum
"Ne demek herhalde ya.." diyerek elimi yumruk yapmış ve lavaboya sertçe yumruğumu geçirmiştim. "Ne demek herhalde!" ayaklarımı sertçe yere vurarak bağırmıştım. "Sikicem gerçekten bu nee!?" Sinirden gözlerim dolmuştu. Changbin yavaşca yaklaşarak bana sarılmıştı. Bende alnımı geniş omzuna yaslamış ve derin bir nefes almıştım.
"Sakin ol Felix, tamam mı?"
"Hıhım.."Bir süre derin nefes aldıktan sonra mırıldanmıştım. "Fazla mı abarttım sence be..?"
"Saçmalama be oğlum, kriz geçirdin işte normal, saçma salak konuşma." diyerek arkama vurmuştu. Hafiften öne doğru sarsılırken gülümseyerek bende ona sarılmıştım....
Kararımı değiştirmiştim ve şimdi revize gidiyorduk. Aslında bir yandanda derse girmek istemediğim için gidiyordum. O Hyunjin piçinin yanına oturmak istemiyordum.
"Gel." kapıyı tıklatığımızda içeriden gelen sesle içeri girmiştik.
"Changbin, bu kim?" demişti revirdeki adam.
"Bu yeni öğrenci abi, tanıştırayım Felix," diyerek beni göstermiş ve ardından adamı göstererek "Felix, buda Taehyung." demişti. Kafamı hafifçe eğip selam verdikten sonra revire oturmuştum.
"Ee genç adam, ne bu halin bakalım?" dediğinde derin bir nefes alıp anlattım.
"Sorma abi ya, bi piç bana bulaşıyo' al bu da son halim." diyerek konuşmuştum.
"İsmi ne bu çocuğun?" dediğinde "Bilmiyorum." demiştim. İsmini verme gibi bir fikrim yoktu."Changbin, sen bilirsin." ona bakarak konuştuğunda Changbin'e bakmış ve kafamı sallamıştım.
"Ne bileyim ya ben, saçma salak biridir işte." demişti Changbin. Gülümseyerek önümdeki adama dönmüştüm.
"Ah be Felix, gelir gelmezde karışılırmı kavgaya, bak n'apmış." diyerek diyerek yanağıma dokundu. Sızlanarak geri çekildiğimde uzaklaşmış ve bir krem alıp sürmeye başlamıştı.
"Bu kremi vereceğim, sur bunu bir iki gün, yüzündeki morlukta geçer boynundaki de." demiş ve eklemişti. "Bana bak, git müdüre söyle çocuğu Changbin duydun mu?" dediğinde kafa sallamıştı Changbin."Dikkatli olun." diyerek kremi vermişti
"Tamam." diyerek çıkmıştık revirden.
"Ee giriyo' muyuz derse?" demişti Changbin. Boynumu ovuşturarak cevap vermiştim.
"Hocaya ne diyeceğiz?" Changbin derin bir nefes alıp
"Bilmiyorum ki." demişti.
"Senin yokmu canın sıkıldığında gittiğin bir yer lan?" demiştim yüzüne bakarak.
"Var aslında," demiş ve eklemişti "O zaman çatı katına çıkıyoruz." demişti. Gülümsemiş ve kolumu omzuna atıp yürümeye başlamıştık.=)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küfürbaz çocuk \ Hyunlix
Fanfiction"Küfürbaz çocuk." "Tacizci sapık!" !DÜZENLENİYOR! Yazım hataları bilerek yapılmıştır(anlatım dışında)