Seis

116 15 14
                                    

Merabalar.

Nasılsınız?

Keyifli okumalar.

*****************************************************

Finney büyük gemide Robin'i takip ediyordu, Robin emin ve büyük adımlarla ilerlerken ona yetişmek biraz zor geliyordu ama bir şekilde yetişiyordu. Finney kafasını kaldırıp Robin'e baktı, daha doğrusu geniş sırtına. Gerçekten korkuyordu ondan, Robin iri, cüsseli, ve muhtemelen çok güçlü bir adamdı, üstüne üstlük bir korsandı.  Oysa bir deniz erkeği, korsanlar deniz insanlarına acımazdı, deniz büyüklerinden birkaç hikaye dinlemişlerdi onlar hakkında. Kimisi deniz insanlarının kuyruğunu koparıp sattıklarını, kimisi direkt kendilerini yakalayıp sattıklarını söylemişlerdi. 

Finney o zamanlar daha küçüktü ama anlıyordu, o günü hatırlıyordu. Bruce'a sıkıca sarılıp hikayenin bitmesini beklemişti, hayatında en çok korktuğu anlardan birisiydi. Kafasını indirip onu takip etmeye devam etti, onu kızdırmak istemezdi. Robin onu bir merdivenden çıkarıp geniş güverteye götürdü, Finney bu güzel manzara karşısında büyülenmişti. Neredeyse güneş batıyordu, gök yüzü maviden pembe ve kızılımsı sarıya bırakmıştı kendini. Finney hayran bir şekilde önündeki manzarayı izlerken Robin ona baktı, yüzü çok güzel görünüyordu. 

Finney yüzünü ona çevirdi "Burada ne yapıyoruz?" Robin önüne dönüp "Ben dolaşmaya çıktım, sende hizmetlim olarak yanımda geldin." demişti soğuk bir sesle. Finney gülümsemesini bozmadan kafasını eğdi, Robin geminin en ucuna gitmişti, ellerini arkasında birleştirerek manzarayı izlemeye başlamıştı çatık kaşlarıyla. Finney peşinden gidip bir adım geriden oda izlemeye başladı manzarayı. 

Hava iyice kararmıştı yirmi dakika içinde. Finney ışıl ışıl olan yıldızları izlerken Robin sessizlikten gittiğini sanıp arkasını döndü, Finney sessizce kafasını kaldırmış yukarıyı izliyordu. "Yıldızları seviyorsun, değil mi?" Finney Robin'in sesiyle ona baktı, gözlerini çekip "Hm hm." demişti sadece. Robin belinden tutarak kenara biraz daha yaklaştırdı onu, Finney yutkunup ona baktı, Robin ise belini bırakmadan diğer eliyle yukarıyı gösterdi "Bak, o yıldızları görüyor musun?" Finney kafasını evet anlamında salladı "O büyük ayı takım yıldızı." 

Finney bulundukları durumu unutup hayranlıkla izlemeye devam etti. Robin elini bu sefer diğer tarafa çevirdi "Bu, onun kopyası gibi duran ise küçük ayı." Finney bir şey demeden izlemeye devam etti, hatta bunları ona anlatanın bir korsan olduğunu bile unutmuştu. Robin gök yüzündeki en parlak olan yıldızı gösterip Finney'in yüzüne baktı "O, kuzey yıldızı." Finney yüzündeki gülümsemeyle orayı izlemeye devam etti, Robin ise onun yüzüne dalmıştı. Elini indirip tahta desteklere koydu, diğer eli Finney'in belindeydi. 

Finney her şey kafasına dank edince kendini geri çekti, Robin bozuntuya vermeden diğer elini de diğerinin yanına koydu. Finney ise boğazını temizleyerek az önceki yerine geri dönmüştü, bir garip hissediyordu. Robin arkasını ona dönmüş bir şekilde dışarıyı izlemeye devam ediyordu, Finney ise yanmaya başlayan yüzüne elini koymuştu.

**********************************************************

Bölüm sonu

Ne düşünüyorsunuz bakalım? 

Robin yıldız bahanesiyle kaptı çocuğu bilesin.

Adios.

Pequeño TritónHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin