Merabalar.
Nasılsınız?
Keyifli okumalar.
*****************************************************
"Bruce? Aç gözünü lütfen..." Bruce duyduğu sesle yüzünü buruşturdu, başı ağrıyordu ve sürekli sallanıyorlardı. "Bruce?! Bruce aç gözünü hadi!" Bruce önce saçında, daha sonra yüzünde dolaşıp okşayan ellerle zar zor gözlerini araladı, Finney endişeli ve korkmuş gözlerle ona bakıyordu. Yerinden doğruldu, kafasına aniden saplanan acı yüzünden inlemişti. Finney korkmuş gözlerle ona bakmaya devam ederken "Neredeyiz?" diye sormuştu. Finney dudaklarını ıslatıp "Korsan gemisinde, bizi kaptanlara vereceklermiş..." Bruce elini kafasından çekip Finney'i kolları arasında aldı.
"Merak etme Finn, ben buradayım." Finney kollarını Bruce'a sardı, burada yalnız olsaydı muhtemelen korkudan çoktan ölürdü. Bruce saçlarını öpüp "Tamam, şimdi sakin olalım. Öncelikle, biz deniz erkeyiyiz, sadece bir pencere bulup atlamalıyız." Bruce emin bir şekilde konuşup ayaklandı. Odada, tabi oda demek için bin şahit isterdi, olan tek bir pencereye yaklaştı, fazla küçüktü, Finney bile sığmazdı.
Kafasını çevirince yerde yatan, onlar gibi on yedi, on dokuz yaşlarında olan üç genci görmüştü, yerde hareketsiz yatıyorlardı. "Merak etme, artık yaşamıyorlar." Bruce Finney'in sesiyle ona baktı, o anı gördüğü açıkça belliydi. "Finn? Sana dokundular mı?" Bruce endişeyle konuşup önüne diz çöktü,Finn kafasını hayır anlamında salladı. "Onlar isyan çıkardı, ben senin yanındaydım, her şey aniden oldu, aniden içeriye girip hepsini öldürdüler." Finney konuştuğu zaman gözleri dolmuştu, tam bir vahşet sahnesiydi.
Bruce iç çekip "Tamam, korkma." dedi yumuşak bir sesle. Finney dizlerini kendine çekmiş bir şekilde oturmaya devam etti, her zamanki gibi Bruce onu kurtarırdı. "Finn, bak güzelim, söz veriyorum, kurtulamasak bile, sana bir şey olmasına asla izin vermeyeceğim." Bruce yumuşak ve güven verici bir sesle konuşup saçlarını öptü, Finney hep sahip olmak istediği küçük kardeşiydi. Finney burnunu çekip kafasını Bruce'un göğsüne koydu, ona her şeyiyle güveniyordu, Bruce yapacağım derse, yapardı.
Onlar konuşurken aniden büyük olmayan, ama küçükte olmayan tahta kapı açılmıştı. Bruce ve Finney anında ayaklanırken Bruce Finney'i yine arkasına çekmişti. "Vay vay, güzellikler uyanmış." Bruce yine aynı korsanı görünce göz devirmişti, yavşak herif diye geçirmişti içinden. "Hadi kaptanlar sizi bekliyor." Korsanlardan birisi Finney'i diğeri Bruce kolundan tutarak yürütmeye başlamışlardı. Yarım saatlik bir yürüyüşten sonra bir üst kata, daha sonra yine bir üst kata daha çıkmak zorunda kalmışlardı.
Bruce kendisini itip kakan korsana karşı sert davranırken Finney rahat yürüdüğü için diğer korsan onu sadece hızlı bir şekilde yürütmeye çalışıyordu. Diğer kapıların önünden geçerken bazılarından bağırış, bazılarından küfür, bazılarından ise tabak çanak sesleri geliyordu. Diğerlerinden daha büyük, görkemli ve güzel bir kapıya gelmişlerdi. Uzun boylu olan korsan Bruce'un kolunu bırakmadan kapıyı çalmıştı, içeriden sert bir ses 'Gel!' diye emir vermişti.
Büyük kapı açılınca ikisi Bruce ve Finney ile içeriye girip selam vermişlerdi, Bruce sert bakışlar atarken Finney masum bakışlarını yere, bazen Bruce'a çıkararak tekrar yere çeviriyordu. Bruce karşısındaki adama, daha doğrusu adamlara bakmıştı. Birisi sarışın, kıvırcıktı. Uzun boyluydu, Bruce'a göre fazla uzundu. Okyanus mavisi gözleri vardı, küçük denilemeyecek, ama büyükte olmayacak kırmızımsı dudakları vardı. Beyaz bir teni vardı. Beyaz bir gömlek, altına beline kadar siyah düğmeli bir pantolon giymişti, ayaklarında dizlerinden iki karış aşağıda bir bot vardı, o da aynı şekilde siyahtı.
Diğeri bir şeylerle meşkuldu, ama oda diğerine benzeyen şeyler giymişti. Elindeki tüyü hızlandırıp önündeki kağıda bir şeyler karalıktan sonra kenara koymuştu. Ellerini kenetleyip önünde duran iki gence baktı, o daha onları süzerken sarışın olan Bruce'a yaklaşıp yüzüne baktı. Bruce sert bakışlarını yüzüne kenetleyip gözlerine baktı, sarışın olan sırıtıp "Adın ne bakalım?" demişti. Bruce dişlerinin arasında "Bruce." diye tıslamıştı, şuan hançerini çekip bu adamı bıçaklamak istiyordu ama kaçmak istiyorsa yapamazdı.
"Bende Vance." Vance denilen adam konuşup oturan adama baktı "Hey Robin, bu çocuk benim." demişti sırıtarak. Robin sabahtan beridir süzdüğü çocuktan gözlerini çekip Vance'e baktı ve sırıttı "Kumral da benim olsun ne yapalım." dedi. Bruce kolunu diğer korsandan çekmeye çalışırken Vance "David, bırak onu." demişti. Korsan anında kolunu bırakırken Bruce sert bakışlarını çekmeden ona bakmaya devam etti. Vance sırıtmaya devam ederken "Hazırlayın." demişti sadece, iki korsan getirdikleri gibi ikisini götürürken Robin ve Vance yeni savaşlarını konuşmaya başlamışlardı.
******************************************************
Bölüm sonu
Ne düşünüyorsunuz bakalım?
Adios.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pequeño Tritón
FanfictionFinney ve Bruce kendi kasabalarında yaşayan, ama sıradan olmayan iki gençti. Kendi normalleri ve düzenlerinde yaşarken bu döngü kasabalarına yapılan korsan saldırısından sonra bozulmuştu.-Rinney-Brunce.