Cartorce

108 12 12
                                    

Merabalar.

Nasılsınız?

Keyifli okumalar.

******************************************************

Bruce yatakta oturmuş ayaklarını sallıyordu, biraz uykusu vardı ama içinden bir ses ona Vance'nin geleceğini söylüyordu. Kapı aniden açılınca yerinden doğrularak oraya baktı, Vance gelmişti. İçinde bir tarafı ona koşmak istese de, diğer tarafı buna engel oluyordu.  Vance onun yerine kapıları kapatarak yanına gelmişti, vakit kaybetmeden sıkıca ona sarıldığı zaman Bruce duraksasa bile kollarını gevşekçe sırtına koymuştu.

Vance birkaç dakika sonra ondan ayrılıp vücudunu süzdü "Yaran var mı?" Bruce kafasını olumsuz anlamda salladı "Hayır, bir şey olmadı." Vance rahat bir nefes verip Bruce'un ellerini elleri arasına aldı. Bruce yutkunup yüzüne baktı, kolundaki kanlı sargıyı fark etmesi uzun sürmemişti. Bir endişe dalgası vücudunu ele geçirirken sakin kalmaya çalışarak "Koluna ne oldu?" Vance bakışlarını kısa süreliğine koluna çevirdikten sonra "Yok bir şey, küçük bir bedel." demişti gülümseyerek.

Bruce kaşlarını çatarken "Vance, kanıyor." demişti. Vance gülümseye devam edip "Endişelendin mi sen?" demişti alaycı bir sesle. Bruce hala çatık olan kaşlarıyla "Benim başıma kalacaksın, gece boyunca yanındayım ve eğer bir şey olursa ilk şüpheli benim." demişti, bulduğu bahaneye kendisi bile inanamamıştı, beklediğinden daha iyi ve inandırıcı olmuştu. Vance kaşlarını kaldırıp "Tamam, nasıl istersen." dedi alaycı sesinden bir şey kaybetmeyerek.

Bruce göz devirip "Otur." dedi yatağı işaret ederken. Vance dediğini yaparak kendisini yatağa bıraktı, Bruce o sırada yeni bir sargı bezi arıyordu. Bruce bulunca Vance'nin yanına oturmuştu, yarası derindi ama Vance'nin umurunda değildi, yaptığı tek şey Bruce'un yüzünü incelemekti. Bruce işini bitirince gözlerini beyaz bandajdan Vance'nin yüzüne çıkarmıştı, şuan bakışıyorlardı. 

Aralarındaki bu bakışmayı Bruce bozmuştu, boğazını temizleyip kalkacakken Vance belinden tutup tam olarak -tabi kazayla olmuştu- kucağına düşmesini sağlamıştı. Bruce refleksle elini omzuna koyup gözlerini kapattı. Vance karşısındaki görüntü karşısında gülümseyip eliyle yanağını okşamaya başladı. Bruce gözlerini açıp bir eline bir ona baktı, kaşlarını çatıp elini çekmeye çalışıyordu.

Vance yarım ağız sırıtıp elini biraz daha yanağına bastırdı, Bruce ne yaptığına anlam vermeye çalışıyordu. Vance sırıtmasını silip, bakışlarını dudaklarına indirdi, Bruce ne olduğunu anlamadan onu öpmüştü. Bruce gözlerini büyüttü, kalbi saatlerce koşmuş gibi  hızlanmış, nefesi kesilmişti. Birkaç saniyelik bir öpüşmeydi, ama Bruce'a sanki saatlerce gibi gelmişti. Vance okyanus mavisi gözlerini Bruce'un siyah gözlerine dikti.

Bruce kıpkırmızı olmuş suratıyla kalkmaya çalıştı, ama sadece çalışmakla kalmıştı. Vance çok güçlüydü ve o izin vermedikçe kalkamazdı. "Ne yapıyorsun?!" Vance kolunu sıklaştırıp "Sevdiğim adamı öpüyorum." demişti. Bruce onu ittirmeye çalışıp "Ben istemiyorum!" diye bağırmıştı. Vance boşta kalan elini Bruce'un kalbinin üstüne koydu "Burası öyle demiyor." 

Bruce biraz daha kızaran yanaklarıyla kafasını eğip yumruklarını sıktı. Vance sırıtıp dudaklarını kızarmış yanaklara bastırdı, Bruce hoşuna gittiğini inkar edemezdi. Bruce bakışlarını Vance'e çevirip okyanus rengi gözlerine baktı, çok güzel bakıyordu. Vance tekrar dudaklarını birleştirdiğine ne karşılık vermişti nede çekilmişti.

*********************************************************

Bölüm sonu

Ne düşünüyorsunuz bakalım?

Adios.

Pequeño TritónHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin