||↬Geçmiş olsun Yogi~

132 16 21
                                    

Yoongi'nin ağzından;

Oflayarak telefonu kapatıp karşı koltuğa.
İstemeden çok kırdım bebeğimi!

Tekrar önümdeki bilgisayar ekranından tatil yerlerine bakmaya döndüm.
Fazla mı erkenciyim acaba? Ama uzatmanın da manası yok ki? Biran önce aynı soyadı, paylaşmak istiyorum onunla, biran önce "Kocam" diye tanıtabileyim istiyorum.
Çok mu erkenciyim.

Tatil sekmesinden çıkıp yüzüklerin olduğu sitede göz gezdirmeye döndüm.
Hoseok sadece şeyleri de sevmiyor, ikimize uygun bir şey olmalı.

Ufak bir mırıltıyla oturduğum sandalyede sallanarak yüzük bakmaya devam ederken bir anda odamın kapısı açıldı, Jimindi, şok geçirmiş gibi duruyordu, gözleri kocaman açılmış ve dolmuştu.

"Jimin? Sorun ne?-"
"Hoseok..."
Ayağa kalkıp telefonumu aldım.
Saat ne ara gece yarısını geçmişti?

"Hâlâ gelmedi mi? O yüzden mi-"
"Kaza geçirmiş...tır..."
Hıçkırdı.

Tır...kaza...Hoseok...

Yutkunamıyorum, genzim acıyor, gözlerim buğulanıyor.
Lütfen...lütfen yüzük bakarken uyuya kalmış olayım, bunlar kabus olsun.

"HASTANEYE GİDİYORUZ!"
Joon'un sesi ile kendime gelip montumu alıp fırladım aşağı.

Hoseok'um, güzel bebeğim, biricik sevgilim, yalnızlığımı paylaştığım kişi, daha az önce kendisi için yüzük baktığım sevgilim...

"Senin suçun..."
Jungkook'un ağlamak arasında kalan çatallı sesiyle sadece sessiz kalabildim.

Benim yüzümden...
Sadece sürpriz yapacaktım...

Sonrasında hastaneye nasıl vardığımız hakkında en ufak şey hatırlamıyorum.

Namjoon elinde Hoseok'un ekranı parçalanmış telefonuyla geldi, izlememiz gerektiğini söyleyip o videoyu açtığında daha da parçalara ayrıldım zaten.

Ne de güzel olmuştu benim bebeğim, ne de güzel sarmıştı o kıyafet belini. Giderken zar zor bakmamaya çalışmıştım, şimdi ise kan içindeydi...

Ameliyathane nin kapısı açıldı, üzeri beyaz kanlanmış bir kumaşla örtülü birini çıkardılar.

Bebeğim değil dimi o... Değil... Lütfen.

"Jack Markus, ölüm saati 03.04"
Dedi hemşire diğerine.

Tanrım... Hadi bebeğim, sağlıklı bir şekilde çık artık.

"Senin yüzünden"
Tekrarladı Jeongguk.

"Sırası değil"
Dedi Seokjin, yine de bakışlarından belliydi onunda beni suçladığı.

"Neden... Neden onunla gitmedin ki? Saatlerce senin için hazırlanmıştı o. Senin suçun hepsi!"
İstediğim tek şey bebeğime sürpriz hazırlamaktı...

Namjoon ayaklandı Jungkook'u sertçe tutarak indirdi yere.
"Kavganın sırası değil"

"ÇIKTI!"
Jiminin bağırışıyla kafamı kaldırdım, Hoseok'um, güzel sevgilim...

"Durumu iyi, şimdi Yoğun bakımda alınacak. 12 saatini orada geçirdikten sonra normal odaya alınacak o zaman ziyaret edebilirsiniz onu"

Tanrım şükürler olsun!

Beyaz sedye nin üzerinde baygın bedeni bir odaya alındı hızlıca, sadece dolu gözlerimle izledim.
Özür dilerim sevgilim çok özür dilerim.

Alone with me ↬SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin