16. Bölüm

162 8 6
                                    

Uçaktan yabancı bir ülkeye hafif bir tebessümle inerken, kendi kendime artık adaşım olan bebeği düşünüyordum, masumluğu yüzüne bir nur gibi yansımıştı.

Alya adını benden daha çok hak ediyordu belkide ben adının anlamı cennet, gökyüzü olacak kadar güzel ve iyi biri değildim.

Doğum andan itibaren adıyla bile çekilşen bir kız nasıl masum olabilirdi ki?

Doğan her bebek masumdur, ancak ben nasıl doğmuşsam beni sevecek, o daha masum bir bebek diyecek kimse olmadı. Beni gören herkes dahada ezmeye çalıştı ki benliğimden, çektiğim acılardan haberleri olmadan bu darbe daha vurmaya uğraştılar ki zengin bir ailede doğmak en büyük şanslığımdı.

Çoğu kişiye göre varlıklı bir aileye doğmak çok büyük şanstı, ortaokul çağlarımda çok arkadaşım yoktu bunun nedeni ise derslerimde başarılı ve onlara göre güzel olmamdı. Sınıfımızdan bir kaç çocuğun beni sevdiği hatta çıkma teklifi ettiği ve benim ağzımı bile açmadığım tüm okulda bilinirdi.

O gün bukle bukle olan sarı saçlarımı ilk defa bakıcımın zoruyla salmıştım. Beni sürekli dışlayan bir arkadaş grubu vardı ki yine onların gazabına uğradım ilk önce içlerinden gruplarının lideri geldi. Kilolu ve oldukça güzel bir kızdı başta arkadaş gibi yaklaştı ve hep tek başıma oturduğum sırama yanıma yerleşti.

Şaşkınlıkla ona bakarken ellerini saçlarımın buklelerine dokundurdu sallacağını düşünüp kendimi koruyacakken kız parmağını saçıma doladı ve buklelerle oynamaya başladı tetikte öylece beklerken buna bir son verdi ve konuştu.

"Alya, sen çok güzelsin"

Şaşkın şaşkın baktım öylece konuşmadım o ise devam etti.

"Saçların sarı ve bukle bukle, gözleri mavi, zayıfsın, bembeyaz tenin var burnun küçük dudakların kurumuş ve yinede çok güzeller"

Yutkundum çünkü rahatsız olmuştum bilmeden sadece gördüğünü söylüyordu.

"Bana bunları neden söylüyorsun?"

Başını yana yatırdı.

"Ailen zengin, güzelsin, zayıfsın, erkekler peşinden koşuyor, derslerinde çok başarılısın bir genç kızın isteyeceği herşeye sahipsin"

Bunları düşünürken ayaklandı ve beni ayağa kaldırdı ondan daha biraz daha kısaydım.

"Boyun uzun..."

Ellerini belime dokundurduğunda ellerini çektim.

"Bana dokunma"

Hiç bozuntuya vermeden devam etti.

"Belinde ince"

Rahatsızlığımı belli edercesine oturdum ve ondan olabildiğince uzak durdum.

Kafamı sıraya koyarken sıraya oturdu ve sıcak nefesini kulağımda hissettim fısıldadı.

"Sen hiç yokluluk çektin mi?"

Başımı kaldırıp öylece baktım derdi neydi? Konuşmam sinirini bozmuş gibi sesini yükseltti.

"Çekmedin! Güzelsin herşeye sahipsin erkekler hep sana aşık ne istiyorsun daha ne?! Konuşsana!"

Beni hırpalamaya başladığında benim ufacık bedenim karşısında benden daha büyük bir beden duruyordu. Benden kiloluydu, kolumun acımasından anladığım kadarıylada güçlüydü. Saçımı avucuna aldığı gibi kafamı aşağıya eğdiğinde acıyla inledim.

" Söyle! daha fazla ilgi? Yok daha fazla erkek mi aşık olsun sana?"

Gözümden yaşlar üzülürken saçımı bıraktı ve çenemi kavradı. Siyah gözlerinden kendimi görürken çenemi kırarcasına sıkıyordu.

İmkansızlığın İmkanı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin